Türk basınının günlerdir konuştuğu iddiayı İsrail Dışişleri’ne sordum
Türk medyasının gündemindeki İsrail iddiasını, İsrail Dışişlerine sordum.
Türk basınının günlerdir konuştuğu iddiayı İsrail Dışişleri’ne sordum
Türk medyasının gündemindeki İsrail iddiasını, İsrail Dışişlerine sordum. Rafael Sadi Tel Aviv’den yazdı
Son bir haftadır Türk basınında oldukça yaygın bir şekilde Türkiye'nin İsrail'e Dr.Ufuk Ulutaş Beyefendiyi Büyükelçi olarak atadığından söz ediyor ve bu atamanında iki ülkem arasındaki ilişkilerin uzlaşma nktasında olduğu anlamı çıkartılıyor.
Kuşkusuz böylesi bir atılım her iki ülkem içinde tebrik edilesi ve beğenilmesi gerekir bir durumdur. Bu haberi ilk yazan sayın Amebrin Zaman ve Al-Monitor'e de iyi niyetlerinden dolayı teşekkür etmek lazımdır.
BU tür haberleri iki tarafın da Dışişleri tarafından onaylatmadan kabullenmek ve bunun üzerine şatolar inşa etmek ise pek gerçeki olmaz.
İsrail dışişlerine konuyu sordum. Aldığım cevap ne yazık ki bu atamanın Türk Dışişlerinden bildirilmediğini ve kimsenin de haber vermediği yönünde oldu. Kaldı ki geleneklere göre, Büyükelçilerin görev yapacakları ülkelerce atayan ülke dışişlerine agreman (bir kimsenin bir ülkeye elçi atanmasından önce o ülke yönetiminden istenen, söz konusu kişinin uygun görüldüğünü bildiren yazı) vermesi gerekmektedir. Yani görev yapılacak elçiyi beğenmezse “göndermeyin” diyebilir.
Mesela herhangi bir ülke Türkiye'ye Büyükelçi olarak Türkiye karşıtı ve Ermenistan sempatizanı bir kişiyi atarsa, hatta bu kişinin PKK yanlısı olduğu izlenimi veren makaleleri yayınlanmışsa, Türkiye’nin o kişiyi ret etme hakkı kesinlikle vardır ve doğaldır.
Söz konusu Ufuk Bey'in de İsrail sempatizanı olmadığı, hatta daha da ilerisi tarafsız olmadığı makalelerinden anlaşılmaktadır. Yani bu şahsın İsrail tarafından agreman alamayacağı da Türk Dışişlerince biliniyor olduğunu varsaymamız doğaldır.
İki ülkem arasında uzlaşmanın olabilmesi için maalesef yitirilen karşılıklı güven ortamının yeniden tesis edilmesi gerekmekte. Bu da ön şart gibi geliyor bana.
ERDOĞAN 2005 YILINDA SOYKIRIM MÜZESİNİ ZİYARET ETMİŞTİ
Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan 2005 yılında Şaron ile İsrail'de buluşmuştu. Erdoğan, Soykırım Müzesi Yad Vashem'i ziyaret ederek saygı duruşunda bulundu ve hatıra defterine de antisemitizm ile mücadele edeceğine yazmıştı. Defterin resmini de ben çektim.
İki ülkem arasındaki film iyiye gidiyordu. Tank ve uçak modernazisyonu ihalelerini müteakip, Ehgud Barak liderliğindeki İsrail hükümeti, Türkiye'ye yaklaşık 200 milyon dolarlık insansız hava araçları satışını onaylamıştı. Bu uçakların montajı da, ASELSAN ve Türk Havacılık Sanayi şirketi ile İsrail Havacılık Şirketi arasında kurulan konsorsiyum ile kurulacak olan ortaklık ile yapıldı.
Bu anlaşma ardından 15 yıl geçtikten sonra Türkiye, İsrail’in İHA ve SİHA alanında en önemli rakibi konumuna geldi. Prensip kesin doğrudur önce montaj sonra üretim.
ERDOĞAN’DAN OLUMLU SİNYALLER
Sayın Erdoğan'ın geçtiğimiz hafta içinde Dünyadaki tüm Musevilerin Hanuka bayramını kutlamış olması da bu uzlaşma sinyallerinden biri olarak algılanmaktadır.
Peki bu algılamalar ne zaman gerçek hayata geçirilebilecek.
Top kesinlikle Türkiye yarı sahasında sürekli döndürülmekte ve gerçek hamleler yapılmamaktadır.
Büyükelçi atamak tabii ki en önemli hamledir. Gerçekçi bir atama ve iş bitirici bir diplomatın bu göreve getirilmesi, sorunların diplomasi yolu ile çözülmesi için ilk adımdır.
İsrail’in asla dostluk ilişkisi içinde bulunmadığı, düşman Arap ülkeleri ile ard arda barış ve uzlaşma anlaşmaları imzalarken, Türkiye ile uzlaşamaması söz konusu bile değildir. Ama yeter ki Türkiye bunu gerçekten istesin. İsrail karşıtı birini Büyükelçi atamış gibi gösteren balonlar ile bir yere varılamaz. Her isteyen istediğinin yanında veya karşısında olabilir ama bir Büyükelçi karşıt olamaz o zaman da büyükelçi olamaz. En azından görev yapacağı ülkeye olamaz.
Bu senaryoların bir başka ayağı ise ABD yeni yönetimine olsa gerek. “Bakın en büyük müttefikiniz İsrail ile uzlaşma arifesindeyiz” demek için denenmiş bir oyun da olabilir. Peki bunun bir oyun olduğu koca koca istihbarat birimleri anlamayacaklar mı acaba?
Rafael Sadi /Tel Aviv
Odatv.com