Türk bilim kadınından önemli buluş
Su altı fotoğrafları karada çekilmiş gibi düzelten algoritma
Türk bilim kadınından önemli buluş: Su altı fotoğrafları karada çekilmiş gibi düzelten algoritma
Deniz altında çekilen fotoğrafların neden hep mavi ve yeşilimsi tonlara sahip olduğunu merak ettiniz mi? Bu aslında suya giren güneş ışınlarının kırılarak farklı renklere ayrılması ve kırmızı renk ışınların derinlere kadar ulaşamamasından kaynaklanıyor. Ancak artık bu renk bozulmasını düzeltmek bir Türk bilim insanının çalışması sayesinde mümkün.
Makine mühendisi ve okyanus bilimci Derya Akkaynak ve Haifa Üniversitesi’nden Tali Treibitz, su altında çekilen fotoğraflardaki renkleri karada çekilmiş gibi düzelten "Sea-thru" isimli yeni bir algoritma geliştirdi. Akkaynak, euronews Türkçe'ye bu buluşun neden okyanus bilimciler için çığır açan nitelikte olduğunu anlattı.
Sea-thru algoritması nedir?
"Sea" (deniz) ve "see through" (şeffaf) kelimelerinin birleşmesiyle oluşan "Sea-thru", su altında çekilen fotoğraflardaki renkleri düzeltmeye yarıyor. Akkaynak, bu buluşun 3,5 yıllık teorik ve pratik çalışmalar sonucu ortaya çıktığını belirtiyor.
Su altı görüntüleme alanındaki temel problemlerden biri fotoğrafları 'su yokmuş gibi' işleyebilmektir. Bu çok zor ve geçen seneye kadar çözülememiş, önemli bir problemdi.
Derya Akkaynak
Makine mühendisi ve okyanus bilimci
Daha önce uygulanan algoritmaların atmosferik koşullar için formüle edildiğini söyleyen Akkaynak, yeni bir denklem ile bu sorunu çözdüklerini açıklıyor. Okyanus bilimci, "Sea-thru algoritması da bu Akkaynak-Treibitz Modeli adı verilen denklemin içindeki değişkenleri hesaplayıp, fizik kuralları dahilinde, kaybolan renkleri geri getiriyor. Yani aslında algoritmanın başarısının sırrı fiziği doğru kullanmak" ifadelerini kullanıyor.
Algoritmanın doğru çalışabilmesi için aynı objenin farklı mesafelerden fotoğraflanması gerekiyor. Bunun haricinde üzerinde renklerin olduğu fotoğraflama kartı gibi bir ek teçhizat gerekmiyor.
Deniz biliminde yapay zeka çağının başlangıcı
Bilim kadını Akkaynak'ın buluşu, deniz bilimlerinde yeni bir çağın başlangıcı olarak nitelendirilebilir. Zira fotoğraflardan su etkenin çıkarılması, bilgisayarlara bu görüntüleri daha iyi anlama imkanı verecek.
Akkaynak, euronews'e verdiği demeçte, "Böylece bilim insanları topladıkları verileri daha çabuk, elle değil de otomatik olarak analiz edebilecek, denizlerimiz hakkında daha çabuk bilgi sahibi olabileceğiz, ve nihayet bir gün, sömürmek, tüketmek, kirletmek yerine anlayıp, sevip, koruyabileceğiz" diyor.
Bu algoritma daha sonra belki Photoshop gibi yazılımlara, gerçek zamanlı deniz gözlüklerine ve hatta cep telefonlarınıza kadar gelebilecek.
Su hayvanları dünyayı nasıl görüyor?
Derya Akkaynak, bu projesinden sonra araştırmak istediği konunun su altında yaşayan hayvanların dünyayı nasıl gördüğünü anlamak olduğunu belirtiyor. Akkaynak, "Mesela kamufle olmuş bir ahtapot bir müren balığına nasıl görünüyor, yeni kamera sistemleri ve yazılımlar tasarlayarak bunun üzerinde çalışıyorum" şeklinde konuşuyor.
Uzun süredir ABD'de çalışmalarını yürüten araştırmacı, son dönemlerde Türkiye'den de teklifler aldığını ifade ederek, "Türkiye’deki üniversitelerde ve Türkiye’nin denizlerinde araştırma yapmayı elbette çok istiyorum" diyor.
Akkaynak, beraber proje üretip, fon başvurusu yapmak isteyen araştırmacıların kendisine ulaşabileceğini açıklıyor.
Genç bilim insanlarına 3 tavsiye
Mühendis ve araştırmacı Dr. Derya Akkaynak, bilim alanında çalışma yapmak isteyen gençlere üç önemli tavsiyede bulunuyor:
Birincisi, okuduğunuz dalı pek sevmediyseniz, ya da ne yapmak istediğinizi henüz bilmiyorsanız, sakın dert etmeyin, acele de etmeyin
"Sizi heyecanlandıracak bir konuyu bulana kadar çeşitli işlerde veya projelerde çalışın, değişiklik yapmaktan korkmayın. Her işten önemli bir beceri elde ederek ayrılabilirsiniz, hiç birisi vakit kaybı değil. Eninde sonunda (benim için 10 sene sürdüğü gibi), sabah koşarak gitmek isteyeceğiniz bir bilimsel ortam bulacaksınız."
"İkincisi, akademik hayatta çok önemli rolü olan, ama bize okulda öğretilmeyen bazı şeyler var. Mesela sunum. Teknik yeterliliğin yanı sıra, yaptığınız işin önemini terimler kullanmadan, herkesin anlayabileceği, vücut dilini doğru kullanarak anlatabilmemiz lazım. Her projeyi bir hikaye olarak düşünün, her projenin hikayesini her seviyeden dinleyiciye/okuyucuya anlatabilmemiz lazım. Teknik bir konferans da olsa, bilimsel bir makale de olsa, kullandığımız dilin, seçtiğimiz sözcüklerin, çizdiğimiz grafiklerin, üzerinde düşünülmüş, özenilmiş olması lazım."
"Üçüncü ve son olarak, yabancı dilinizi ve alanınız ne olursa olsun, bilgisayar programlama konusunda kendinizi mutlaka geliştirin."
Derya Akkaynak kimdir?
ABD'nin Florida eyaletinde bulunan Harbor Branch Oşinografi Enstitüsü'nde araştırmacı Derya Akkaynak, 2003 yılında ODTÜ Havacılık ve Uzay Mühendisliği bölümünden mezun oldu. Yüksek lisansını MIT Üniversitesi'nde yaptıktan sonra 3 yıl bilişim danışmanı olarak çalıştı.
"Bu alanların bana mutluluk getirmediğini, bazı seneler gün doğumundan gün batımına kadar ofiste çalıştığım için mevsimlerin değiştiğini bile kaçırdığımı, ve bunun beni ruhsuz bir insan yaptığını fark ettiğimde hayatımın her gününe doğayı katacak bir iş bulmayı kafama koydum" diyen Akkaynak, köklü bir değişim için 2008 yılında okyanus bilimleri ve makine mühendisliği üzerine doktora yapmak için MIT Üniversitesi'ne döndü.
Akkaynak, bu kararındaki memnuniyetini "Verdiğim en yerinde karardı. 15 senedir dalgıcım, son 11 senedir akademik olarak su altı görüntüleme alanında çalışıyorum. Antartika’dan Papua Yeni Gine’ye, Urla’dan Alaska’ya onlarca farklı yerde çalışmalar yaptım ve yapmaya devam ediyorum.” şeklinde ifade ediyor.
EURO NEWS