Türk edebiyatının büyük ismi Sezai Karakoç Hakk'a yürüdü

İKİNCİ YENİ’NİN HAYATTAKİ SON İSMİYDİ

Türk edebiyatının büyük ismi Sezai Karakoç Hakk'a yürüdü




Türk edebiyatının büyük ismi Sezai Karakoç Hakk'a yürüdü

Türk edebiyatının ve düşünce dünyamızın büyük ismi Sezai Karakoç vefat etti. İkinci Yeni şiir akımının yaşayan son temsilcisi Karakoç, düşünür kimliğiyle de Diriliş ekolünün kurucusu olarak hayatını ‘diriliş nesli’nin yetişmesi idealine adamıştı. Karakoç’un cenazesi yarın Şehzâdebaşı Câmii'nde ikindi namazını müteakip kılınacak cenaze namazının ardından caminin haziresine defnedilecek.

SALİHA SULTAN / KARAR

Türkiye bir büyük değerini kaybetti. Şair, yazar ve mütefekkir Sezai Karakoç, hayatını sürdürdüğü İstanbul’daki evinde Hakk’a yürüdü. Diriliş Partisi Genel Başkan Yardımcısı Ahmet Yavuz’un KARAR’a verdiği bilgiye göre Karakoç bugün öğlen 13.00 sularında İstanbul’daki evinde vefat etti. Modern Türk şiirinin en büyük ustalarından biri kabul edilen Karakoç, bir döneme damga vuran Diriliş dergisi ve öncülüğünü yaptığı ‘diriliş düşüncesi’ ile hem gönüllerde hem de zihinlerde silinmez izler bıraktı. Sezai Karakoç'un cenaze namazı yarın ikindi namazı sonrası Şehzâdebaşı Câmii'nde kılınıp caminin haziresine defnedilecek.

Sezai Karakoç 1950’li yıllarda ortaya çıkan İkinci Yeni şiir akımının önde gelen temsilcilerinden biriydi. Cemal Süreya, Turgut Uyar, Edip Cansever, Ece Ayhan, İlhan Berk gibi arkadaşlarıyla Türk şiirinin akış yönünü değiştiren Karakoç’un eserleri “Türk modernizmi”nin temel taşları arasında sayılıyor.

‘ALLAH’IN GÜLLERİ YAKASINI BIRAKMASIN’


Edebiyat ve düşünce dünyasından da birçok isim Karakoç’un ardından yazdıkları başsağlığı mesajlarında duygu dolu satırlara imza attı:


BİRHAN KESKİN: Özenle inşa ettiği yalnızlığını, şiirini ve elindeki bim poşetini hep hatırlayacağım. Allah rahmet eylesin Sezai Karakoç.

İBRAHİM TENEKECİ: “Biz mahcup ve onurlu çocuklarız” diyen Üstadımız Sezai Karakoç, arkasında birbirinden kıymetli eserler ve hakikatli bir ömür bırakarak dünyaya veda etmiştir. Mekânı cennet, makamı âli olsun.

SAVAŞ BARKÇİN: Büyük şair ve düşünür, gerçek tevhid ehli Sezai Karakoç üstad Hakka yürüdü. Mevlâ cennetine kabul buyursun.

MEVLANA İDRİS ZENGİN: Sezai Karakoç… Üstadımız, çağımızın onuru. Allah’ın gülleri yakasını bırakmasın…Ebedî rahmet yurduna iltica etti. Saat durdu, mürekkep bitti. Dünya biraz daha tenhalaştı.

ALİ EMRE: "İslâm bir sevinçti, kaplardı içimizi" Bir tek bu mısra bile ona ve bize şeref kazandırmaya yeter. Diriliş'i yeterince çiçeklendiremese de suyu tersine çevirmeyi başardı. Edebiyat ve fikriyatımızda eşsiz bir öncü, gerçek bir güzîde idi. Mekânı cennet olsun.

Sezai Karakoç üstadımız cemale göçtü. Ruhu şad, makamı ali olsun.

HASAN ÖZTOPRAK: Büyük şair Sezai Karakoç'u kaybetmişiz. Türk şiiri şimdi biraz daha öksüz...

‘DİRİLİŞ DÜŞÜNCESİ’ ZİHİNLERDE SİLİNMEZ İZLER BIRAKTI

Türk fikir hayatının kilometre taşlarından Sezai Karakoç, I. Dünya Savaşı’nda Kafkas cephesinde çarpışırken Ruslara esir düşen tüccar Yasin Bey ile Emine Hanım’ın oğlu olarak Diyarbakır Ergani’de 22 Ocak 1933’te dünyaya geldi. Çocukluğu Ergani, Maden ve Piran’da (Dicle) geçen usta edebiyatçı, 1944’te Ergani’de ilkokulu bitirdi. Aynı yıl parasız yatılı kaydolduğu Maraş Ortaokulunu 1947’de bitiren şair, 1950’de Gaziantep Lisesinden mezun oldu. İlkokulda Battal Gazi kitaplarını, Ahmediye ve Muhammediyeleri okuyarak, dinleyerek büyüyen Karakoç, ortaokulda ise Namık Kemal, Ziya Paşa, Tevfik Fikret ve Ziya Gökalp’in eserlerini okudu.

Karakoç, okumaya olan ilgisi ve sevgisiyle lise yıllarındayken okuduğu eserler arasına Batı klasiklerini de ekledi. Üniversiteye başladığında Doğu ve Batı klasiklerini bitiren usta kalem, daha sonra kazandığı Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesinin (SBF) sınav sonuçlarını beklerken, Necip Fazıl Kısakürek ile tanışmak üzere yanına gitti. Ortaokul ve lise yıllarında Büyük Doğu’nun tutkulu bir okuyucusu olan Karakoç, Kısakürek ile tanıştıktan sonra ise bir daha hiç ayrılmadı.


Karakoç, 1950’li yıllarda Büyük Doğu’nun sanat edebiyat sayfalarını yönetti, 1955’te de üniversitenin maliye bölümünden mezun oldu. Maliye Bakanlığında Hazine Genel Müdürlüğü Dış Tediyeler Muvazenesi bölümünde 1955’te çalışmaya başlayan edebiyatçı, girdiği sınavı kazanarak 11 Ocak 1956’da maliye müfettiş yardımcısı oldu. Edebiyatçı Karakoç, 1959’da gelirler kontrolörü olarak İstanbul’a atandı, görevi gereği yurdun birçok yerini görme imkanı buldu.

Şair Karakoç, 1960-1961’de Ankara ve Ağrı’da askerlik görevini tamamladı. İlk eserleri 1950’li yıllarda Büyük Doğu’da yayımlanan Karakoç, 16 Aralık 1963’ten itibaren değişik aralıklarla Yeni İstanbul gazetesinde, ‘Karakoç’ imzasıyla günlük yazılar kaleme aldı. Karakoç, Türk edebiyatının en sevilen şiirlerinden biri haline gelen ‘Mona Rosa’ şiiriyle okuyucunun kalbinde taht kurdu.

Yeni İstiklal, Yeni İstanbul ve Babıali’de Sabah gibi gazetelerde yazan Karakoç, edebiyat çalışmalarına daha çok vakit ayırabilmek için resmi görevinden istifa etti. 1990’da şiir ve yazılarında, dergilerinde, kitaplarında ortaya koyduğu dünyayı gerçekleştirmek için Diriliş Partisini kurdu. 1997’de kapanana kadar bu partinin genel başkanlığı görevini yürüttü.

Bu tarihten itibaren Diriliş dergisi dışında hiçbir yerde yazmayan Karakoç, dünya savaşlarından yenik çıkan İslam dünyasının yeniden dirilişini amaç edindi. Bu uğurda, yazı hayatı boyunca diriliş kavramı çevresinde zinde bir bilinç uyandırmaya çalıştı; başta şiir, siyaset ve düşünce olmak üzere, dünya Müslümanlarının uyanışına eserleriyle emek verdi. Edebi ve düşünce hayatını diriliş nesli olarak tanımladığı gençliğin yetişmesine adayan Karakoç’un şiirleri Büyük Doğu, Hisar (1951-54), Mülkiye (1952-53), İstanbul (1953-57) Şiir Sanatı (1955), Hamle (1955), Pazar Postası (1957-58), Türk Yurdu (1959), Hür Söz (1961), Soyut (1965), Hilâl (1965) ve Diriliş (1960-92) dergilerinde yayımlandı. Karakoç ardında, Diriliş Yayınları’ndan yayımlanan ve 60 kitabı geçen ‘Sezai Karakoç Külliyatı’ bıraktı.

KARAR