Türk ve Ukraynalı İki Aile İstanbul’da Aynı Evde

“Komşumuzun evi hem yakın hem de sığınakları olduğu için onlara gitmeye karar verdik”

Türk ve Ukraynalı İki Aile İstanbul’da Aynı Evde




Türk ve Ukraynalı İki Aile İstanbul’da Aynı Evde

Rusya-Ukrayna savaşı nedeniyle eşi ve iki çocuğuyla birlikte Türkiye’ye geri dönmek zorunda kalan Sinan Dolgan, Ukraynalı yakın arkadaşlarını da beraberinde Türkiye’ye getirdi. İki aile şimdi Çatalca’da aynı evde yaşıyor.

Ayakkabı ticaretiyle uğraşan Dolgan, iş için 10 yıl önce Ukrayna'nın Harkiv şehrine taşınmış. Orada evlenip iki çocuk sahibi olan Dolgan, herşeyini geride bırakıp yaklaşık bir ay önce savaştan kaçarak, Türkiye'ye döndü. Dolgan ailesi, Türkiye'ye dönerken çatışmalar sırasında kendilerini yalnız bırakmayan komşularını da yanlarında getirdi.

Dolgan’ın İstanbul Çatalca’daki baba evinde birlikte yaşamaya başlayan iki aile, geçirdikleri süreci VOA Türkçe’ye anlattı.

“Komşumuzun evi hem yakın hem de sığınakları olduğu için onlara gitmeye karar verdik”

Sinan Dolgan, “Sabah saatlerinde şehrin etrafındaki stratejik noktalar bombalanırken arabayla eve doğru gidiyordum. O anda bütün şehir adeta boşalıyordu. Bombalama durunca evde ne yapalım diye düşündük. Akşama doğru çatışmalar tekrar şiddetlendi. Komşumuzun evi hem yakın olduğu için hem de sığınakları olduğu için onlara gitmeye karar verdik. Çocuklarımızın psikolojisini düşünerek evlerin altındaki sığınak gibi yerlerde bombalama sürecinde güvende olurlar diyerek oraya gittik” dedi.

Eşi ve çocuklarını güvenli bir yere yerleştirdikten sonra Türkiye’nin Harkiv Konsolosluğu ile iletişime geçerek bölgedeki tahliyelere yardımcı olduğunu ifade eden Dolgan, insanlara telefonla ulaşarak bir bölgede toplanmalarını organize etmeye çalıştıklarını söyledi: “Bölgeden tahliye için 2 otobüs vardı. Şoför bulunamadığı için ancak bir otobüs kalktı. İkinci ve üçüncü tahliyeler ise trenle oldu. Biz son tahliyede geldik. Treni Türkler kiraladığı için yaklaşık 15 vagon vardı. Trende, Türkler, soydaşlarımızdan Azerbaycanlı’lar, Türkmenistanlı’lar, Bulgar vatandaşları ve Romanyalı öğrenciler vardı. Trenle Romanya sınırına gidildi. Romanya sınırındaki tren istasyonunun hemen önüne Türk otobüsleri geldi. Yaklaşık 30 tane otobüs vardı. O arada otobüslere bindik ve polis eskortu eşliğinde hızlı bir şekilde sınırı geçerek Bükreş'e doğru yola çıktık. Romanya'da direk havalimanına gitmedik. Önce fuar alanında toplandık. Fuar alanında sadece Harkiv’den değil, Kiev'den gelenler başka şehirlerden gelenler de toplanıyordu.”

“Komşularımız Avrupa’ya değil bizimle Türkiye’ye gelmeyi tercih etti”

Avrupa ülkelerinin, savaştan kaçan Ukraynalılar’a kendi ülkelerine gelmeleri için kolaylıklar sağladığını ifade eden Dolgan, Ukraynalı komşularına, Avrupa’ya gitmek isteyip istemediklerini sorduğunu, komşularının ise onlarla Türkiye’ye gitmek istediklerini söyledi. Dolgan, “’İstersiniz size yardımcı olmak için ailemi Türkiye’ye gönderir, ben burada kalırım ve sizi buradan Avrupa’ya yolcu ederim’ dedim. Ancak başka ülkeye gitmek istemediklerini, bizimle Türkiye’ye gelmek istediklerini söylediler. Ben de tamam dedim ve babamı arayarak misafirlerimizin olduğunu söyledim. Babam da buyursunlar gelsinler dedi. Çünkü aynı durumda biz olsak onlar da bize her türlü yardımda bulunurlardı. Ukraynalılar çok iyi ve doğal insanlar” diye konuştu.

“Hayallerimiz, umutlarımız orada kaldı”

İstanbul’da kendine ait evi olmadığını belirten Dolgan, babasının Çatalca’daki çiftlik evinde kaldıklarını belirterek, “Ailem şu anda bizi misafir ediyor. Çünkü benim evim olsun, işim olsun, her şeyim orada kaldı. Çocuklarımın okulu, hayallerimiz, umutlarımız orada kaldı. Bizim olduğu gibi milyonlarca insanın hayalleri de orada kaldı” ifadelerini kullandı.

“Savaş bitince Ukrayna’ya geri döneceğiz”

En fazla çocuklarının geleceğinden kaygı duyduklarını belirten Dolgan, sözlerine şöyle devam etti:

“Biz belli bir yaşı aldık gidiyoruz. Önemli olan çocuklarımıza bir gelecek hazırlamak. Ukrayna’da onların geleceğini hazırlamıştık. Orada bir evimiz vardı. Bir çocuğum ana okuluna gidiyordu, diğer çocuğum ise ilkokula yeni başlamıştı. Kurulu bir düzenimiz vardı.”
Savaş sona erince Ukrayna’ya geri döneceklerini söyleyen Dolgan, “Çocuklarımızın okulu orada, orayı çok seviyorlar ve dönmek istiyorlar. Oraya döndüğümüzde yıkılmış bir şehir bulursak, şehrin yeniden onarılması için elimizden geldiği kadar bir kiremit de biz koyabiliriz. Çünkü eşim Ukraynalı, çocuklarım da yarı Ukraynalı, yarı Türk. Onun için büyüyünce başları öne eğilmesin. Bizim Türk insanlarının vatanseverliği Ukraynalılar’da da var” diye konuştu.

“Engelli olduğum için ülkemi terk etmek zorunda kaldım”

Ülkesini bırakarak Türkiye'ye gelen Slonov ailesi şimdi, 3 yaşındaki oğulları Artem ve 8 yaşındaki kızları Arina ile Dolgan ailesinin Çatalca'daki evinde yaşıyor.

Baba Andrey Slonov, yaşadıkları zorlu süreçle ilgili şunları söyledi: “Savaş başlayınca ilk aklımıza gelen çocuklarımız oldu. Savaşın başladığını, şehrimizin bombalandığını onlara nasıl anlatacağız diye düşündük. Daha sonra evlerimizin de yakın olduğu arkadaşlarımız Sinan ve Olga’yı aradık. Çocuklarımız birlikte olsunlar istedik. Onlar da geldiler. Bombalama başladığı için evimizin sığınağına geçtik. Sığınak çok soğuktu. Çocuklarımız sığınaklarda çok sıkılıyordu. Onlara hala savaşı hissettirmemeye çalışıyorduk ama sonunda savaşın olduğunu onlar da anladılar.”

Çocukları için çok endişe ettiklerini ifade eden Slonov, evlerinin her an bombalanabileceğini düşünerek çok korktuklarını söyledi. Ukraynalı sığınmacı, savaşın başında şehri terk etmek istemediğini ancak elinden engeli olduğu için ve 6 sene önce inşaattan düşerek belini kırdığı için ailece ülkelerinden ayrılmaya karar verdiklerini söyledi.

“Eşyalarımızı alıp evi terk etmek çok kötü bir duyguydu”


Slonov, “Sinan, savaşın altıncı günü Türk treninin kalkacağını söyledi ve bizi de çocuklarımızla birlikte gelmeye davet etti. Sonra Sinan bizi aldı, trene götürdü ve daha sonra Türkiye’ye doğru yola çıktık. Eşyalarımızı alıp evi terk etmemiz çok kötü bir duyguydu. Evimi, şehrimi terk etmek istemedim. Çünkü benim büyükannem, büyükbabam orada kaldı. Eşimin anne ve babası, arkadaşlarımız orada kaldı. Evcil hayvanlarımı da üst komşumuza bıraktık.”

“Şehrimizin çoğu yerini bombalamışlar”

Sosyal medyadan neler olduğunu çok yakından takip ettiğini kaydeden Andrev, “Arkadaşlarımla konuşuyorum. Şu anda orada durum çok kötü. Şehrimizin çoğu yerini bombalamışlar” ifadelerini kullandı.

“Bizi burada çok sıcak karşıladılar”


Türkiye’deki arkadaşlarının ailesi tarafından çok sıcak karşılandıklarına belirten Ukraynalı sığınmacı, sözlerinin devamında şunları söyledi: “Buraya geldiğimizde bizi çok iyi karşıladılar. Çok memnun olduk. Misafirperverlikleri çok iyiydi. Sinan’ın ailesi, bize evlerinde hiç yabancılık hissettirmediler. O yüzden çok mutlu olduk.”

Savaşın bitmesi durumunda ülkelerine döneceklerini ifade eden Andrey, savaşın uzaması durumunda ise Türkiye’de iş bulup çalışacaklarını kaydetti. Andrey, “Şu anda buradayız ama savaş biterse tabii ki ülkemize dönmeyi düşünüyoruz. Eğer savaş uzarsa da burada iş bulur, çalışırım. Ben şarkı söylüyorum. Eşim de savaş öncesi Ukrayna’da emlak işiyle uğraşıyordu ve Türkiye’de yeni yeni ev satmaya başlamışlardı. Hala aynı işiyle uğraşmaya devam ediyor” ifadelerini kullandı.

VOA