Türk Yapımcıdan Yıldızlarla Dolu Amerika Belgeseli
“Benim gibi bir Türk’ün ABD Başkanıyla ilgili belgesel hazırlaması yıldızları şaşırttı”
Filmde, aralarında Robert de Niro, Kid Rock, Andrea Bocelli gibi yıldız sanatçıların yanı sıra Black Lives Matter (Siyah hayatı önemlidir) hareketine destek veren ünlü siyah rapçiler de yer alıyor. Yönetmenliğini uluslararası gazeteci Daphne Barak’ın yaptığı belgesel, Corona virüsü salgını sırasında ABD’nin farklı eyaletlerinde farklı kentlerde çekilmiş.
Belgeselde hem Demokratlar hem de Cumhuriyetçi Partililer'le yapılan söyleşilerde ülkede yaşanan bölünmüşlük vurgulanarak, kutuplaşmış iki ayrı Amerika yerine tek bir Amerika’nın yeniden nasıl sağlanacağı hem Hollywood yıldızları hem de Cumhuriyetçi ve Demokrat partililere sorulmuş.
“ABD’deki kutuplaşma sanatçıları da bölmüş”
Yapımcı Günaştı VOA Türkçe’ye, hazırladıkları son belgeselin oldukça iddialı olarak tüm dijital platformlarda önümüzdeki ay yayına gireceğini söyledi. Günaştı, hazırladıkları belgeseli şöyle değerlendirdi: “Bu belgeseli yoğunluklu olarak Hollywood'un bir parçası olmuş kişilerle yaptık. Ünlü Hollywood yıldızlarıyla konuştuk, gerçi konuştuğumuz bütün Hollywood yıldızlarını bu belgesele sığdıramadık. Ne de olsa 24 sanatçıyı bir belgesele sığdırmak da bir rekordur. Belgeseli, 24 Hollywood yıldızı ve meşhur Amerikalı sanatçılarla çektik. Yarısı Trump'i destekleyenlerden, diğer yarısını da Trump'a karşı olanlar arasından seçtik. Karşı olanlar arasında Black Lives Matter destekçisi siyah rapçiler de vardı. Amaç bölünmüş Amerika'yı bir Amerika haline getirmekti ve başardık. Belgeseli Covid-19 süresince çektik ve bitirdik. 10 şehir ve 5 eyalet dolaştık. Belgesele Robert De Niro, Kid Rock, Andrea Bocelli gibi büyük yıldızları da ekledik. Aralarında ABD'nin en başarılı filmlerinden birini yönetmiş olan Brett Ratner ile Hollywood'un en 400'den fazla filmi ile en başta gelen yapımcısı Avı Lerner de vardı.”
“Benim gibi bir Türk’ün ABD Başkanıyla ilgili belgesel hazırlaması yıldızları şaşırttı”
Günaştı, belgeseli ülkede siyasi ortamın en gergin dönemlerinde hem de salgın hastalığın ülkenin birçok büyük kentini kapattığı bir dönemde çektiğini belirterek, "Öyle ki, ülkede bütün stüdyoların kapalı olduğu bir süreçte benim gibi bir Türk'ün, ABD Başkanı ile ilgili bir belgesel yapıyor olması zaten olağan bir durum değildi. Bir düşünün bu kadar kişi evine kapanmış kimse ile görüşmüyor ve biz onlara 'gel biz çelişkili bir belgesel yapıyoruz' diyoruz ve onlar kabul ediyorlar. Belki de salgın sırasında görüştükleri tek yabancı kişiler oluyoruz” diye konuştu.
“İki Beyaz Saray”
Günaştı, filmdeki "İki Beyaz Saray” vurgusunu da şöyle ifade etti: “Seçim öncesi, seçim günü, başkan seçilen Joe Biden’ın 20 Ocak’taki yemini öncesi Demokrat ayrı Cumhuriyetçiler farklı görüşlerle ortaya çıkıyordu. Seçimi kaybettiklerini kabul etmeyen Cumhuriyetçiler, Beyaz Saray'ın ellerinden gitmesi halinde Mar-a Lago'yu yeni Beyaz Saray olarak kabul etme olasılığından bahsediyorlardı. Demokratlar ise Beyaz Saray'a girmeleri halinde Amerika'nın yarısının kendilerini saymayacaklarını söylüyorlardı. Biz bu belgeselde yönetmen arkadaşım Daphne Barak ile birlikte bu bölünmüşlüğü ve farklılığı objektif bir gözle vermeye çalıştık. Sonuç olarak, hem Demokratlar hem de Cumhuriyetçiler artık tek bir Amerika’dan bahseder olmuştu. Bunu vurguladık. Belgeseli aynı zamanda kitaplaştırdık. Mart ayı sonu gibi hem Amerika’da hem de farklı ülkelerde farklı dillerde yayınlanacak” dedi.
“George Floyd’un öldürülmesi etkiledi”
Filmin yönetmeni Daphne Barak ise, George Floyd’un öldürülmesinin kendisini oldukça etkilediğini, filmi protestoları yoğun olduğu bir dönemde çektiklerini belirterek, “Biz, Amerika’nın gözümüzün önünde ikiye bölünmeye devam ettiğini gördükçe bu işe koyulmamız gerektiğine inandık. Her iki tarafın birbirini dinlemesi gerektiğini hissediyorduk. Floyd’un ölümü beni çok etkiledi. Bunu bu filmde ve kitapta ön plana çıkarmak istedim. Bunun için filmde çok sayıda ünlü siyah müzisyeni dahil ettik” dedi.