Türk Yargısında Skandal: WhatsApp Mesajlarıyla Yönlendirilen Ayhan Bora Kaplan Davası

Ayhan Bora Kaplan dosyasındaki WhatsApp yazışmaları, yargı sisteminde delil toplama süreçlerinde skandalları ortaya çıkardı. Adalet sisteminin bağımsızlığı sorgulanıyor. Mahkeme başkanı ile polis arasındaki WhatsApp yazışmaları, Ayhan Bora Kaplan davasında delillerin nasıl toplandığını ve yargının bağımsızlığını zedeleyen süreçleri gün yüzüne çıkardı.

Türk Yargısında Skandal: WhatsApp Mesajlarıyla Yönlendirilen Ayhan Bora Kaplan Davası


Türk Yargısında Skandal: WhatsApp Mesajlarıyla Yönlendirilen Ayhan Bora Kaplan Davası

YEREL GÜNDEM / ANKARA

Türk yargı sisteminde yeni bir skandal gün yüzüne çıktı. Ayhan Bora Kaplan dosyası, Ankara 32. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülmeye devam ederken, mahkeme başkanı ile Ankara Organize Suçlar Müdür Yardımcısı Şevket Demircan arasında geçen WhatsApp mesajlaşmaları, adil yargılama ilkesine aykırı bir şekilde delil toplandığını ortaya koydu.


WhatsApp'tan Yargılama Süreci

Normal şartlarda savcıların talimatıyla hareket eden kolluk kuvvetleri, bu davada mahkeme başkanı tarafından doğrudan yönlendirilmiş görünüyor.

  • Mahkeme başkanı, müzekkere yazmak yerine WhatsApp üzerinden kolluk kuvvetlerini yönlendirdi.
  • "Böyle bir müzekkere size yarar mı?" sorusuyla, kolluk kuvvetleriyle iş birliği içinde delil toplama süreci yürütüldü.
  • Hastane kayıtları gibi kişisel veriler, resmi bir talimat olmadan elde edildi.

Mahkeme Başkanının Polisle İş Birliği

Mesaj kayıtları, mahkeme başkanının, kolluk kuvvetlerinin onayı olmadan hiçbir adım atmadığını gösteriyor. Bu, yargının bağımsızlığını zedeleyen bir durum olarak değerlendiriliyor.

  • Mahkeme Başkanı: “Aşağıda açık kimlik bilgileri yazılı sanık T.A.'nın hastane kayıtlarının araştırılmasını rica ederim.”
  • Polis Müdürü: “Anlaşıldı başkanım uygundur, gereğini yaparız.”

Bu süreçte, delil toplama işlemleri resmi prosedürlere uygun bir şekilde yürütülmedi. UYAP’a yüklenmesi gereken belgeler, elden iletildi ve mesajlarla yönlendirilerek kayıt altına alınmadan işlem yapıldı.


Gizli Tanığın İddiaları

Dosyada yer alan firari gizli tanık Serdar Sertçelik, yaptığı açıklamalarda, kendisine AKP’li bazı isimleri suçlaması için baskı yapıldığını iddia etti.

  • Sertçelik, “Baskılarla 19 sayfalık gizli tanık ifadesi oluşturdular” diyerek, sürecin manipüle edildiğini öne sürdü.
  • Tanık ifadelerinin, irade dışı oluşturulan bir metin üzerinden kurgulandığı iddiaları, davanın adil yargılama ilkelerine aykırı yürütüldüğünü ortaya koydu.

Delillerin Değersizliği Göz Ardı Edildi

Mesajlarda, mahkeme başkanının, “Bilgi sahibi olarak alınca değeri yok” dediği ifadeler, duruşmada geçerli kabul edilerek mütalaada esas alındı. Bu durum, yargılamanın objektifliğini sorgulatırken, mahkeme başkanının sanık aleyhine bir duruş sergilediği yorumlarına neden oldu.


Yargıda Sistematik Sorunlar mı?

Bu skandal, yargı sisteminde bağımsızlık ve tarafsızlık ilkesinin zedelendiğini bir kez daha gözler önüne serdi.

  • Yargılamalarda delil toplama sürecinde savcı yerine hâkimlerin yönlendirme yapması dikkat çekiyor.
  • Kişisel verilerin izinsiz kullanımı, KVKK ihlallerini gündeme getiriyor.

Sonuç: Adalet Sistemi İçin Reform Şart

Ayhan Bora Kaplan dosyasındaki WhatsApp yazışmaları, Türkiye’de yargı mekanizmasının şeffaflığı ve güvenilirliği konusunda ciddi soru işaretleri doğurdu. Kamuoyu, bu tür olayların önlenmesi ve yargının bağımsızlığının korunması için reform çağrısı yapıyor.


www.yerelgundem.com 

KAYNAK: ODATV.COM