Türkiye, 74 yıl önce bugün Avrupa Konseyi'ne üye oldu
Türkiye, AİHM kararlarını uygulamıyor
Türkiye, 74 yıl önce bugün Avrupa Konseyi'ne üye oldu
Türkiye'nin Avrupa çapında insan hakları, demokrasi ve hukukun üstünlüğünü savunmak amacıyla 1949'da kurulan Avrupa Konseyi'ne katılmasının üzerinden 74 yıl geçti.
Avrupa Konseyi, 5 Mayıs 1949'da insanlık tarihinin en karanlık dönemlerinden 2. Dünya Savaşı'nın bitişinden 4 yıl sonra Belçika, Birleşik Krallık, Danimarka, Fransa, Hollanda, İrlanda, İsveç, İtalya, Lüksemburg, ve Norveç tarafından kuruldu. Türkiye, Konsey'e üyelik için anlaşmayı 1949'da imzaladı ve 13 Nisan 1950'de imzaladı.
Türkiye ve Yunanistan, AK'ye kurulmasından sonra katılan ilk ülkeler olduğu için ilk imzacı 10 ülkeyle birlikte "kurucu üye" kabul ediliyor.
Yaygın inancın aksine Avrupa Birliği ile organik bir bağı bulunmayan Avrupa Konseyi'nin mevcut olarak 46 üyesi bulunuyor. Ukrayna'yı işgali nedeniyle Rusya, 16 Mart 2022'de Bakanlar Komitesi tarafından alınan karar ile üyelikten çıkarıldı.
Konsey'in en büyük kazanımı: AİHM
DW'den Kayhan Karaca'nın derlemesine göre Avrupa Konseyi kuruluşundan bu yana Avrupa devletleri için çoğu zaman doğrudan bağlayıcı yüzlerce sözleşme, anlaşma ve protokol hazırladı. Bunların başında Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (AİHS) geliyor. Türkiye de 1949-1950 yıllarında AİHS’yi hazırlayan 12 Avrupa ülkesinden biri olarak tarihe geçti. Fakat siyasi tercih veya nedenlerden ötürü bu sözleşmeyi kendi vatandaşlarına 1989 yılına kadar fazla gördü. Sözleşmeyi vatandaşlarına açtığında ise hem insan hakları alanında diğer Avrupa Konseyi ülkeleri ile ara çok açılmış hem de Soğuk Savaş bitmiş ve Avrupa’da yeni bir konjonktür oluşmuştu.
İşte bu yeni konjonktür kapsamında 1990’lı yılların başlarından itibaren Avrupa Konseyi bünyesinde demokrasi, insan hakları ve hukukun üstünlüğü alanlarında yepyeni denetim mekanizmaları oluşturulmaya başlandı. Avrupa İşkenceyi Önleme Komitesi (CPT), Avrupa Irkçılık ve Yabancı Düşmanlığıyla Mücadele Komisyonu (ECRI), Venedik Komisyonu, Avrupa Konseyi Yolsuzluğa Karşı Devletler Topluluğu (GRECO), AKPM denetim mekanizması, Avrupa Konseyi İnsan Hakları Komiseri ve son olarak da Kadına Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetle Mücadele Uzmanlar Grubu (GREVIO) gibi organlar kuruldu. AİHM de 1998'de tek vücutlu gerçek bir Divan haline gelecekti.
Türkiye, AİHM kararlarını uygulamıyor
Avrupa Konseyi'ne bağlı bir kurum olan Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarını Türkiye'nin uygulamaması, son zamanlar Türkiye'nin Avrupa Konseyi üyeliği kapsamında en çok tartışılan konulardan biri haline geldi. AİHM, AK tarafından "Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinde güvence altına alınan hakların kullanılmasını teminat altına alan daimi yargı organı" olarak niteleniyor.
Avrupa Konseyi, AİHM'in ‘derhal serbest bırakın’ kararına rağmen Osman Kavala'nın tahliye edilmemesinin ardından Türkiye hakkında "ihlal süreci" başlatmıştı. 2023'ün Eylül ayında yapılan toplantılarda Bakanlar Komitesi, bir kez daha Kavala'nın serbest bırakılması için çağrı yaparken yaptırım kararı vermedi.
Bakanlar Komitesi, 2023'ün Mart ayında da AİHM’nin Selahattin Demirtaş ve Osman Kavala hakkında verdiği kararı yerine getirmediği gerekçesiyle Türkiye’yi denetledi. Konsey, Kavala için ‘diyaloğu sürdürme’, Demirtaş’ın da derhal serbest bırakılması çağrısı yaptı.
AİHM’in Osman Kavala kararı neydi?
AİHM kararlarının infazı Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi tarafından denetleniyor. Bakanlar Komitesi, AİHM’nin 10 Aralık 2019 tarihli Osman Kavala kararı yerine getirilmediği gerekçesiyle 2 Şubat 2022 tarihinde Türkiye hakkında “ihlal prosedürü” adı verilen süreci başlatmış, bu kapsamda Türkiye’nin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nden kaynaklanan yükümlülüklerini yerine getirip getirmediğini AİHM’ye sormuş, AİHM 11 Temmuz 2022 tarihinde Osman Kavala kararının yerine getirilmediğine hükmetmişti.
Kavala’nın avukatları bu yıl Ocak ayında AİHM’e yeni bir dava başvurusunda bulundu. Başvuru AİHM’nin 2019 yılında verdiği kararla ilgili ihlal sürecinin devamı ve Kavala hakkında Türk mahkemeleri önünde 28 Eylül 2023 tarihinde kesinleşmiş mahkumiyet kararına ilişkin hak ihlali iddialarını kapsıyor. Başvuru henüz AİHM tarafından Türk hükümetine tebliğ edilmedi.
AKPM’nin her yıl insan hakları aktivistlerine verdiği Vaclav Havel İnsan Hakları Ödülü’ne geçen yıl Osman Kavala layık görülmüş, ödülü 9 Ekim 2023 tarihinde Strasbourg’da düzenlenen bir törenle Kavala adına eşi Ayşe Buğra Kavala almıştı.
T24