"Türkiye 90'lara değil 80'lere, 70'lere döndü"
"Savunma Bakanlığı'nın gece yarısı açıklaması yakışıksız"
"Türkiye 90'lara değil 80'lere, 70'lere döndü"
Polisin "Boğaziçi'ndeki protestolarda teröristler olduğu" şeklindeki açıklamasını "yanlış ve haksız" bulduğunu söyleyen Davutoğlu, "En bilindik terörist Öcalan'ı TRT'ye kim çıkardı Allah aşkına" ifadelerini kullandı.
AKP'den koparak AKP'ye rakip Gelecek Partisi'ni kuran eski Başbakan Ahmet Davutoğlu, Boğaziçi Üniversitesi'ndeki rektör atamasına karşı protestolar sonrasında üniversiteye kelepçe vurulmasının kabul edilemeyeceğini söyledi. Ankara'da partisinin genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında gazetecilerin sorularını yanıtlayan Davutoğlu, polisin protestolar sonrasında terör gruplarına mensup kişilerin belirlendiğine dönük açıklamalarının da Türkiye'deki hak ihlallerinin göstergesi olduğunu savundu. Davutoğlu, "Teröristlerse onlar oraya nasıl gelmiş? Bulsalardı önceden. Oraya gelmemiş olsalar da sokakta başka birini vursalardı sorumlu kim olacaktı? Polis kimin marjinal, kimin terörist olduğunu önceden ayırıp bulmakla yükümlüdür ve protesto hakkına saygı duymak zorundadır. Bu ülkenin en bilinen teröristi Osman Öcalan'ı TRT'ye kim çıkardı Allah aşkına?" şeklinde konuştu.
Davutoğlu, gözaltına alınan öğrencilere çıplak arama yapıldığına ilişkin haberlerin de hukuk devleti ile bağdaşmadığını belirterek "Mazur görülecek yanı yok" dedi. Üniversitelere Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın rektör atamasının yanlış, bu atamaya karşı tepki gösterilmesinin doğru olduğunu savunan Davutoğlu, protestolara polis müdahalesiyle Türkiye'de yaşanan insan hakları ihlallerinin bir kez daha sergilendiğini ifade etti. Davutoğlu sözlerini "1990'lı yıllardaki yasaklar yeniden gündeme geldi. Başörtüsü tartışmaları yapılıyor. Siyasetteki başörtülü kadınlara vitrin mankeni deniyor. Çıplak arama iddialarının sonu gelmiyor. Türkiye, 1990'lı yıllara değil; 80'lere, 70'lere geri döndü. Geçen yüzyılın tartışmalarıyla suni gündem yaratılıyor" şeklinde sürdürdü.
Hükümetin ülkede hak ihlali olmadığına ilişkin açıklamalarının gerçeği yansıtmadığını dile getiren Davutoğlu, "O zaman neden reforma ihtiyaç duydunuz? Reform demek her türlü şeye hazır olmak demek. Yapamazsınız, çünkü 21'inci yüzyılın Soğuk Savaş aktörleri Erdoğan"la yan yana" ifadelerini kullandı. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin de bir dönem başörtü yasağını savunduğunu söyleyen Davutoğlu eleştirilerini, "Erdoğan'ın başörtü yasağını savunmuş kişilerle muhalefeti mahkum etme çabası başörtü istismarıdır" şeklinde sürdürdü.
Damat nerede?
Erdoğan'nın kendisini faizcilikle suçladığını, ancak son bir ay içinde 675 baz puan faiz artırdığını, Türkiye'nin Jamaika, Venezuela gibi ekonomik açıdan dünyanın en geri ülkelerinin seviyesine düşürüldüğünü ileri süren Davutoğlu, "Türkiye'nin itibarı yerlere düşürülmüştür. Türkiye kredi krizine girdi, faiz-kur-enflasyon sarmalında. Sürdürülebilirlik yok" diye konuştu. Türkiye'de Eylül'de enflasyonun tek haneli rakamlara ineceğini söyleyen ve sonrasında istifa etmek durumunda kalan Berat Albayrak'ın bir anda ortadan kaybolduğuna dikkat çeken Davutoğlu, "Nerede, niye yok? Fiilen yok. Kimse onun nerde olduğunu niye sorgulamıyor" dedi. Davutoğlu, Türkiye'de ekonomik darboğazın giderek artacağını söyledi ve siyasetin hareketlendiğini ve bu yıl seçim olma ihtimalinin yükseldiğini söyledi.
"Savunma Bakanlığı'nın gece yarısı açıklaması yakışıksız"
Davutoğlu, eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ'un açıklamalarıyla gündeme gelen darbe tartışmalarını da değerlendirdi. Milli Savunma Bakanlığının gece yarısı yaptığı "Türk Silahlı Kuvvetleri'nin anti-demokratik arayış içinde olanlara karşı mücadele edeceği" şeklindeki açıklamasını da Davutoğlu, gece yarısı açıklamalarını "yöntem olarak yanlış ve yakışıksız" şeklinde değerlendirdi.
Türkiye'de erken seçimi savunmanın darbeyle ilişkilendirilemeyeceğini dile getiren Davutoğlu, Türkiye’nin psikolojik açıdan derhal normalleşmesi gerektiğini söyledi. Davutoğlu, "Erken seçim isteyen daha önce hep Bahçeli oldu. O ne olacak o zaman. Kimsenin, erken seçim ve darbe bağlantısı kurup seçimler üzerinde şüphe yaratmaya hakkı yok" eleştirisi getirdi.
Davutoğlu ortada acil bir durum olmadığı sürece açıklama yapılamayacağını savundu. Davutoğlu, Milli Savunma Bakanlığı’na “Türkiye’de demokrasinin koruyucu seçilmiş makamlar; cumhurbaşkanlığı ve meclistir. Savunma bakanlığının açıklama yapmasına gerek yok. Biz nice açıklamalar gördük. Demokrasiye sahip çıkacak da seçilmiş makamlar ve halktır. Darbe tartışmasının yaygınlaşması da tehlikelidir” eleştirisi getirdi. Davutoğlu, kim söylerse söylesin darbeye her türlü karşı olduklarını dile getirdi.
"Tarihin en bilinmez koalisyonu"
Davutoğlu, CHP-MHP ortaklığındaki Cumhur İttifakı'nı ise "Türkiye tarihinin en bilinmez koalisyonu" olarak tanımladı. Davutoğlu, "Sayın Erdoğan'ı neye mecbur ettiklerini bilmiyoruz" sözleri üzerine de gazetecilerin "Ne demek istiyorsunuz?" sorularıyla karşı karşıya kaldı.
Erdoğan'ın dönemin İsrail Cumhurbaşkanı Şimon Peres'e "One Minute" çıkışı yaptığını, kendisine karşı gelenlere "Ey" diye yüklendiğini, hatta "kükrediği"ni hatırlatan Davutoğlu, "Benim tanıdığım Erdoğan, kendisine 'aptal olma' diye mektup gönderen ABD Başkanı Trump karşısında susmazdı. Benim tanıdığım Erdoğan, vekili Numan Kurtulmuş'a -haddini bil- tarzı hakaret eden Bahçeli karşısında da susmazdı" diye konuştu.
Bahçeli ile Erdoğan'ın sürpriz görüşmeler yaptığını, ama ülkenin o görüşmede neler olduğunu öğrenemediğinden yakınan Davutoğlu, "Öğrenmek bu ülkenin hakkı. Ne görüşüyorlar. Biz sorguluyoruz. Sorgulamaktan da vazgeçmeyeceğiz. Eskiden Türkiye’nin konuştuğu dil anlaşılırdı. Ama şimdi kendisinden zayıf aktörler karşısında kükreyen, kendisinden büyük aktörlerle kişisel ilişkiler yürütmeye çalışan bir cumhurbaşkanı var. Ne var ki belli konularda susuluyor" çıkışında bulundu.
Davutoğlu, "Erdoğan'ı mı tanıyamıyorsunuz, Bahçeli'yi mi?" sorusuna ise "Benim tandığım Erdoğan dönüp -Ey Bahçeli- derdi. Bir partinin düşebileceği en kötü nokta budur. Bize karşı kükreyen Erdoğan, başkaları karşısında susuyorsa bu soruyu sorma hakkımız var" yanıtı verdi.
"Bahçeli-Erdoğan ilişkisi rüya"
Erdoğan ile Bahçeli'nin bir dönem birbirlerine çok ağır ifadeler kullanan siyasi rakip olduğunu hatırlatan Davutoğlu, şimdiki işbirlikleri ve ilişkilerini "rüya" olarak tanımladı. Davutoğlu, "Rüyanın dayandığı temel de; iktidarı paylaşma arzusu. İlkesel değil, iktidarı kaybetmeme üzerine kurulu bu ittifaktan her türlü sürpriz beklenir, buna hazır olalım. Bir gün gelir -bu ülkeyi bu hale sen düşürdün- diye tartışılırlarsa şaşırmayız" diye sözlerini sürdürdü.
Hilal Köylü / Ankara
Deutsche Welle Türkçe