Türkiye aşıda “günü kurtarma” derdinde mi?
“Anlaşmalar açıklanacak mı?”
Türkiye aşıda “günü kurtarma” derdinde mi?
Sağlık Bakanı Koca önümüzdeki iki ay içinde aşı tedariğinde sıkıntı yaşanacağını duyurdu. Sağlık meslek örgütlerine göre bu duyuru hükümetin “salgın ve aşı çelişkisini” ortaya çıkardı.
Bakan Koca’nın açıklamalarının birbirini tutmadığını ve bu durumun toplumdaki “aşı güvensizliği”ni derinleştirdiğini söyleyen sağlık meslek örgütleri, Sağlık Bakanlığı’na aşı konusunda hangi ülkelerle nasıl anlaşmalar yapıldığı konusunda topluma daha şeffaf bilgi vermesi gerektiği çağrısı yapıyor.
Sağlık Emekçileri Sendikası (SES) aşı konusunda şeffaf bilginin önemini göstermesi açısından Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın aşılama kampanyasından 4 ay önce başladığı ve bugüne kadar sürdürdüğü aşı açıklamalarını tarih sırasına göre alt alta listeledi. Bu listede bakanın açıklamalarının birbirini tutmadığı açıkça görülüyor.
Örneğin Bakan Koca, Kasım 2020’de yıl bitmeden Türkiye’nin aşıya kavuşacağını açıklasa da, Türkiye’de aşılama programı ancak 14 Ocak 2021’te başladı. Koca; 9 Aralık 2020'de Türkiye'nin yaz gelmeden 50 milyon vatandaşını aşılayacağını duyursa da, bugün itibarıyla iki doz aşısını birden olan kişi sayısı 8 milyon 862 bin 743, ilk doz aşısını olan kişi sayısı 22 milyon 483 bin 327 olarak kayıtlara yansıdı.
Çin'den gelen Sinovac aşısıyla aşılama kampanyasını başlatan Sağlık Bakanlığı, kaç doz aşıyla kaç kişinin aşılanacağına ilişkin çelişkili açıklamalarla kafa karışıklığı yarattı. Son olarak Çin’den 100 milyon doz Sinovac aşısının beklendiğini duyuran Sağlık Bakanı Koca, Sinovac’ın Nisan sonuna kadar verdiği 100 milyon doz aşı sözünü tutamadığını açıklayınca Türkiye’nin aşı tedariğinde yaptığı uluslararası anlaşmalara endişeyle yaklaşanlar el yükseltti.
Sağlık Bakanı Koca’nın birbiriyle çelişen açıklamalarını liste halinde yayınlayan Sağlık Emekçileri Sendikası (SES), bu çelişkili açıklamaların toplumda aşıya olan güveni doğrudan sarstığı endişesini yaşıyor. SES Ankara Şube Eş Başkanı Kubilay Yalçınkaya DW Türkçe’ye “Bakan Koca’nın açıklamalarıyla halkın salgınla mücadeleye güveni tamamen sarsıldı. Aşı nerede sorusunu şimdi daha yüksek sesle sormamız çok normal. Sağlık Bakanlığı’nı bir an önce karşılığı olan, doyurucu, bilimsellikten yana ve ilkeli açıklamalar yapma konusunda özen göstermeye çağırıyoruz” diyor.
“Anlaşmalar açıklanacak mı?”
Türk Tabipleri Birliği (TTB) Türkiye’de aşı konusunda tedarikten, planlamaya tam bir “kaos” yaşandığını düşünüyor. TTB’ye göre de bu kaosun arkasında Sağlık Bakanlığı’nın toplumla şeffaf bir bilgi paylaşımının olmaması ve Bakan Koca’nın çelişkili açıklamaları var.
TBB Merkez Konseyi İkinci Başkanı Doç. Ali İhsan Ökten; neden böyle düşündüklerini Çin Sinovac aşısında yaşanan gelişmeleri örnek göstererek anlatıyor. Ökten; Sağlık Bakanlığı’na “Çin’le nasıl bir anlaşma yaptınız ki siz, 100 milyon doz gelecekti şimdi gelemiyor. Onu Çin kullanacak diyorsunuz. O zaman anlaşmayı açıklayın bize” diye çıkışıyor.
Ökten’e göre sıkıntı sadece Sinovac’la da sınırlı kalmıyor. Ökten; ABD-Alman ortaklı Pfizer-Biontech aşısının sevkiyatı ve planlaması ile Rusya’dan alınacak Sputnik V aşısıyla ilgili de sıkıntılar var.
Türkiye’de 3 Nisan’dan itibaren uygulanan Biontech aşılarının 2 doz şeklinde 28 günlük aralarla uygulanmasını kararlaştıran Sağlık Bakanlığı bir anda ikinci doz aşı arasını 6-8 haftaya çıkardı.
Ökten; "Bu demektir ki, elimizde Biontech aşısı da yok. Bundan dolayı bir erteleme söz konusu” diyor.
“Oyalama taktiği”
Sağlık Bakanı Koca; Türkiye’de uygulanan Sinovac ve Biontech aşılarına ek olarak Rusya’yla da Sputnik V aşısı için sözleşme imzaladıklarını duyurdu. Koca’nın açıklamasına göre Türkiye, önümüzdeki altı ayda 50 milyon doz Sputnik V aşısı alacak. Koca, Mayıs ayında başlayacak sevkiyatın ardından teknoloji transferi ve Türkiye’de üretim konusunda da Rusya’yla anlaşmaya varıldığını söyledi.
TTB Merkez Konseyi İkinci Başkanı Ökten bu anlaşma konusunda da kafa karışıklığı yaşandığını DW Türkçe’ye şöyle anlatıyor:
“Peki ne zaman gelecek bu aşı. Türkiye'de üretileceği söyleniyor. Sağlık Bakanlığı, Rus Sağlık Bakanlığı’yla ortak bir açıklama yapmıyor. Şirketler üzerinden bir açıklama yapıldığını görüyoruz. Peki bu şirketler hangileri, kim kiminle nasıl bir anlaşma yaptı. Hepsi belirsiz. Sağlık Bakanlığı sadece oyalama taktiğiyle aşı sürecini ilerleteceğini düşünüyor ama büyük yanılıyor.”
Gazi Üniversitesi'nden Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Prof. Esin Şenol, Türkiye’nin salgın yönetimi ve aşı konusunda yaşadığı sıkıntıyı DW Türkçe’ye “Salgının başından beri çelişkili açıklamalarla günü kurtarmaya dönük algı yönetimi yapılıyor” sözleriyle anlatıyor.
Şenol dünya genelinde bir aşı yetersizliği söz konusu olsa da, Sağlık Bakanlığı’nın sadece bünyesindeki bilim kurulu ile değil sağlık meslek örgütlerinin tümüyle çalışarak ve kamuoyuna daha şeffaf bilgi sunarak halkın içinde bulunduğu zor durumla mücadelesini kolaylaştırması gerektiğini savunuyor.
Şenol; aşı konusunda Sağlık Bakanlığı ile toplum arasında yaşanan “güvensizliğe” ilişkin gözlemini şöyle anlatıyor:
“Bakanlık, sanki o gün hiç gelmeyecekmiş gibi düşünüyor. İki ay aşı yetersizliği, iki ay sonra bolluk diyebiliyor. Bu tutum, çok belirsizlik içeren bir tutum ve salgının ortasında kalmış insanlara büyük haksızlık. Toplumda öğrenilmiş bir çaresizlik oluştu. Ne olsa biz kurtulamayacağız salgından diye düşünen çok insan var. Ya aşının gelmeyeceğini ya da gelen aşının da işe yaramayacağını hesaplıyorlar. Bakanlığın, toplumun karşısına gerçeklerle çıkması ve ona güven vermesi gerekiyor.”
Şenol, bakanlığın her şeyi “gizlilik” içinde yapmasına da tepki gösteriyor. Şenol, tepkisini “Biz, aşı yapan merkezler çok büyük sıkıntı yaşıyoruz. Yarım saat önce geliyor bize direktifler. Bunun nedeni gizlilik meselesi ve bu işe yarayacak bir şey değil. Bir salgını 15 kişilik bilim kuruluyla yönetemezsiniz. Tüm uzmanlara, sağlık meslek örgütlerine, kamuya şeffaf olmalısınız” sözleriyle dile getiriyor.
Hilal Köylü / Ankara
Deutsche Welle Türkçe