“Türkiye Basın Özgürlüğü Endeksi’nde 149. Sırada”

Önderoğlu: ‘‘2023 seçimlerine doğru gazetecilere şiddette artıştan endişeliyiz’’

“Türkiye Basın Özgürlüğü Endeksi’nde 149. Sırada”




“Türkiye Basın Özgürlüğü Endeksi’nde 149. Sırada”

Türkiye, Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF) örgütünün her yıl açıkladığı Dünya Basın Özgürlüğü Endeksi’nde 2022 yılında bir önceki yıla göre dört basamak yükselerek, 180 ülke içerisinde 149'uncu sırada yer aldı.

RSF’nin ölçüm parametrelerine göre, Türkiye basın özgürlüğünde nispi bir ilerleme göstermiş olsa da Somali, Angola ve Paraguay gibi ülkelerin gerisinde yer alıyor.

Dünya Basın Özgürlüğü Endeksi'nde 2005 yılında 98'inci sırada yer alan Türkiye gazeteciliğe dönük artan baskıların da etkisiyle 2010 yılında 138, 2015'te 149, 2020'de ise 154'üncülüğe gerilemişti.

Önderoğlu: ‘‘2023 seçimlerine doğru gazetecilere şiddette artıştan endişeliyiz’’

VOA Türkçe’nin sorularını yanıtlayan RSF Türkiye Temsilcisi ve Bianet’in medya özgürlüğü raportörü Erol Önderoğlu, yüzlerce gazetecinin yaptıkları haberler ya da açıkladığı fikirler yüzünden yargılanması, eleştirel gazetecilere dönük şiddetin artması ve iktidarın RTÜK ve Basın İlan Kurumu üzerinden medyaya finansal yaptırım uygulamasının Türkiye’nin bu endekste çok gerilerde kalmasına yol açtığını söyledi.

Önderoğlu, ‘‘İktidarın medya sektörü ve camiasına yönelik baskılarının tahribatı, sadece polisin birkaç fiziki müdahalesiyle sınırlı kalmayıp, gözde medya kuruluşlarının ayrıcalıklı finansmanı ve hakim ideolojiyi yansıtan RTÜK ve Basın İlan Kurumu gibi öz düzenleyici kurumların 10 yılı aşan ayrımcı refleksleri gibi daha bir stratejik kurumsal alanlara da varlık gösterdiği için kökleşti de. Türkiye’de şeffaflık olmadığı gibi sorgulayan gazeteciler için bilgi alma kanalları da kapalı. Yüzlerce gazetecinin yargılandığı Türkiye’de, ne yazık ki iktidar odaklarının ve diğer muktedirlerin büyük bir alınganlıkla her bir haberi mahkemeye taşıdığına tanık oluyoruz. Zaten ‘Cumhurbaşkanı’na hakaret’ dosyaları ve Cumhurbaşkanının damatları ve dünürlerinin açtığı davaları izlediğinizde, yargının hatırı sayılır mesaisini Erdoğan Ailesi’ne harcadığını düşünebilirsiniz. Tutuklu gazetecilerin sayısında anlamlı bir düşüş varken Sedef Kabaş ve İbrahim Haskoloğlu örnekleri siyasetin gözetimi olduğu durumlarda gazeteci tutuklamanın halen kolay olduğunu bize gösterdi. Diğer bir endişemiz de, 2023 seçimlerine giderken, 2019 seçim sürecini akla getirecek tarzda, özellikle eleştirel medya temsilcilerine yönelik benzeri bir şiddet dalgası yaşanması.

Yargının saldırıya uğrayan Levent Gültekin’i düşünmek yerine cezanın saldırganların “sosyal konumları üzerindeki sonuçları” ile meşgul olması, Yavuz Selim Demirağ’a saldıranlara üç yıl sonra ancak mahkeme bulunması doğrusu bu cezasızlık ve şiddet ortamını cesaretlendiriyor’’ diye konuştu.

RSF: ‘‘Erdoğan’ın otoriterliğine, basın özgürlüğünün hiçe sayılması ve yargı sistemine müdahaleler eşlik etti’’

RSF Endeksi'nde her ülke hakkında olduğu gibi Türkiye üzerine yazılmış bir paragraf da yer alıyor.

Endekste Türkiye ile ilgili bölümde ‘‘Recep Tayyip Erdoğan'ın aşırı yetkilerle donatılmış Cumhurbaşkanlığına ve otoriterliğine, basın özgürlüğünün hiçe sayılması ve yargı sistemine müdahaleler eşlik etti. Yargı, Erdoğan'ın talebi üzerine tutuklamalar yapsa da bazı hakimler ‘aşırıya kaçan baskıya’ ses çıkarmaya başladı: Bazı gazeteciler, ‘Cumhurbaşkanı’na hakaret’, ‘örgüt üyeliği’ veya ‘örgüt propagandası’ gerekçelerine dayandırılan keyfi kovuşturmalarda beraat etti. Gazetecilere yönelik tutuklamanın yerini adli kontrol aldı” ifadelerine yer verildi.

Ayrıca Ses Kocaeli gazetesi sahibi Güngör Arslan ile Bursa Rahmet FM çalışanı Hazım Özsu’nun öldürülmeleri ile gazeteci örgütlerinin geçtiğimiz Temmuz ayında şiddet uygulanarak gözaltına alınan AFP foto muhabiri Bülent Kılıç'a destek için kitlesel eylem yapması de metinde yer aldı.

Önderoğlu: ‘‘Türkiye’deki demokratik kararlılık ve rezistans endekste yer alan birçok ülkede yok’’

RSF Türkiye Temsilcisi Erol Önderoğlu, Türkiye’deki meslek örgütlerinin ve paydaşlarının Dünya Basın Özgürlüğü Endeksi’nde benzer sıralarda bulunan ülkelerden çok daha güçlü demokratik mücadele geleneğine sahip olduğuna da işaret ediyor.

Önderoğlu, ‘‘Kalın harflerle vurgulamalıyız ki, Türkiye’de, RSF Endeksi’nde yer alan kimi ülkelerde bulunmayan, bir demokratik hak arama müessesesi ve sivil toplumun direnciyle geri alınan gazetecilik hakları da var: İdare Mahkemesi’nin basın kartı prosedüründeki ayrımcılığa vurgu yapan kararı; Internet sansürü, keyfi gazeteci davaları ve polis şiddeti gibi dosyalara ilişkin Anayasa Mahkemesi kararları ve polis müdahalelerinin görüntülenmesine yasak getiren Emniyet Genelgesi’ne yönelik direniş, umut verici ve dayanışmanın da gücünü gözler önüne seriyor. Doğrusu, son bir yılda, bazı yargı kararlarında ‘baskıların çok ileri gittiği’ yönünde bir pozitif refleks de seziyoruz. Van’daki beş gazetecinin hukuka aykırı tutuklanması ve beraat ettirilmesini belki de bu kapsamda görebiliriz. Açıkçası, RSF Endeksi’nde Türkiye’nin önünde dahi yer alan birçok ülkede bu demokratik kararlılık ve rezistans olduğunu düşünmüyorum. Bu mücadelede kısmi de olsa sonuç alabilmeyi, temel demokrat haklara inanmaktan vazgeçmemiş ve bu uğurda konumlarını riske atabilen hakim ve avukatlara borçluyuz’’ diye konuştu.

‘‘Açık toplumlar ile propaganda savaşları yürüten despotik rejimler arasındaki asimetri, demokrasilerin zayıflamasına neden oluyor’’

Dünya Basın Özgürlüğü Endeksi bu yıl dünya çapında düzenlemeye kavuşmadığı için yalan haber ve propagandayı besleyen küresel dijital alan olarak tarif ettiği ‘‘bilgi kaosu’’nun yarattığı yıkıcı etkilere odaklandı.

Endekste bu konuyla ilgili ‘‘Demokratik toplumlarda, fikir medyasının Fox News modeli üzerinden gelişme göstermesi ve dezenformasyon ağlarının sıradanlık kazanması, sosyal medyanın da etkisiyle ayrışmaları besliyor. Uluslararası düzlemde, açık toplumlar ile medya ve platformlarını kontrol altında tutup propaganda savaşları yürüten despotik rejimler arasındaki asimetri, demokrasilerin zayıflamasına neden oluyor. Bu çifte kutuplaşma, her iki düzlemde de gerginliğin yoğunlaşmasında bir etken olarak ön plana çıkıyor’’ dendi.

Norveç zirvede Kuzey Kore en dipte

Norveç’in ilk sırada yer aldığı Dünya Basın Özgürlüğü Endeksi’nin ilk onunda dokuz Avrupa ülkesi ile birlikte Orta Amerika ülkesi Costa Rica (8) da bulunuyor. Sovyetler Birliği içinde yer alan Baltık ülkeleri Estonya (4) ve Estonya da endeksin zirvesindeki ülkelerden.

Avrupa'da sıralama sonuncusu olan Bulgaristan'ın (91) yerini Yunanistan (108) alırken Almanya (16), Fransa (26), İngiltere (24) listenin üst bloğundaki ülkeler arasındaydı.

Raporda, İngiltere’nin iki yıllık prosedür sürecinin ardından Wikileaks kurucusu Julian Assange’ın ABD’ye (42) iadesinin önünü açması da not edildi. RSF, gazeteci olmamakla birlikte gazeteciliğe katkıda bulunduğu gerekçesiyle Assange'ın iadesine -bu tür katkılar adına kötü bir ilk örnek oluşturmaması için karşı çıktığını belirtti.

Ukrayna’ya işgal girişiminde bulunan Rusya endekste 155. sırada yer alırken Çin (175), Myanmar (176),Türkmenistan (177), İran (178), Eritre (179) ve Kuzey Kore (180) son sıralardaki ülkeler oldu.