Türkiye için “geliyorum” diyen tehlike… ABD harekete geçti... Serdar Cebe yazdı…

AMERİKA’DA VENEZUELA’NIN ALTIN TİCARETİNİN PEŞİNDE

Türkiye için “geliyorum” diyen tehlike… ABD harekete geçti... Serdar Cebe yazdı…




Türkiye için “geliyorum” diyen tehlike… ABD harekete geçti... Serdar Cebe yazdı…

Halkbank davası AKP yönetiminin korkulu rüyası. ABD’nin İran’a yaptırımların ihlal edilmesi iddiasıyla Halkbank artık sanık sıfatıyla New York Güney Mahkemesi’nde yargılanacak. Halkbank davasından çıkacak olumsuz bir karar Türkiye’nin milyarlarca dolar tazminat ödemesine neden olabilecek.

Başka bir tehlike de uzun zamandır “geliyorum” diyor. Amerika’nın gözü şimdi Türkiye’nin Venezuela ile yaptığı altın ticaretinde. Amerikan Kongresi’nde Türkiye aleyhindeki olumsuz hava, Trump yönetiminden sonra Biden döneminde de devam ediyor. Senato’ya Eylül ayı sonunda sunulan “yasa dışı altın kaçakçılığı” konusundaki bir karar tasarısı Türkiye’yi de yakından ilgilendiriyor. Karar tasarılarının bir bağlayıcılığı yok ama Senato’da oluşturulacak araştırma komisyonları için bir pusula niteliğinde değer taşıyor. 

AMERİKA’DA VENEZUELA’NIN ALTIN TİCARETİNİN PEŞİNDE

Amerika, Türkiye’yi 2019 yılında Venezuela ile yaptığı altın ticareti konusunda uyarmıştı. Eylül sonu Senato’ya sunulan karar tasarısını da bir uyarı olarak ele almak gerekiyor. Çünkü Amerika, Venezuela altınlarının Türkiye üzerinden İran’a gönderildiğinden şüpheleniyor ve bu konuda çalışma yapıyor. Senato’daki bu karar tasarısının bir de adli olarak perde arkasının olduğu konuşuluyor. 

Altın ticareti, Zarrab’ın Amerika’nın İran yaptırımlarını delmek için bir enstrüman olarak kullanılmıştı. Federal Savcılar hazırladıkları Zarrab iddianamesinde Türkiye’nin 2011, 2012, 2013 yıllarındaki altın ticaretini de mercek altına almışlardı. 

Bakın şimdi Halkbank davası başlayacak. Halk Bank Davasının iddianamesinde de bu altın ticaretinden detaylı bir şekilde bahsediliyor. İddianamenin 16 ve 17. sayfalarında Türkiye’nin altın ihracatı anlatılıyor ve yıl yıl artan rakamlar veriliyor. İddianame 16. sayfa madde 31’de “yapılan iş İran petrol kaynaklarına getirilen ambargonun delinerek İran’a fayda sağlanmasının yanı sıra ticaret Türk Hükümeti’ne de fayda sağladı” deniliyor. Ve örneklerle anlatılıyor. Zarrab’ın sahte altın ticareti başlamadan önce 2011 yılında Türkiye’nin İran’a  55 milyon dolarlık altın ihraç etmişti. Ama Zarrab’ın planı devreye girdikten sonra bu rakam 2012 yılında birden 6.6 milyar dolara çıktı. 

Türkiye’nin altın ihracatındaki diğer kapısı Halkbank iddianamesinde Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) olarak gösteriliyor. Biliyorsunuz Zarrab İran’a altın ticaretinin bir kısmını da Dubai ve BAE’leri üzerinden yapıyordu. 

İddianamede 2011 yılında Türkiye’nin BAE’ne 280 milyon dolarlık altın ihraç ettiğini ama bu rakamın İran’da olduğu gibi Zarrab’ın planından sonra 4.6 milyar dolara yükseldiği belirtiliyor. Ve deniliyor ki Halkbank iddianamesinde bu iki ülkeye yapılan altın ihracatının artmasına en büyük sebep ve büyük bölümünden Zarrab’ın sevkiyatı rol oynadı. 

ALTININ ALTINDAN VENEZUELA ÇIKARSA 

Venezuela 2018 yılında Türkiye’de işlenip geri alınmak üzere Türkiye’ye 900 milyon dolar değerinde altın satmıştı. Bu altınlar geri alınmak kaydıyla Türkiye’de işlendi ama Amerikalı yetkililer bu altınların geri alındığına dair bir kayıt bulamadıklarını söyleyerek 2019’da Türkiye’ye yapılan bu ticaret için uyarıda bulunduklarını belirtiyor. 2019 yılı haberleri taranırsa bu konuda birçok haber bulunabilir. 

Amerika’nın sosyalist yönetimdeki Venezuela’ya yönelik altın ambargosu Trump döneminde başladı. Trump 2018 Kasım ayında Venezuela’daki altın sektörünü hedef alan yaptırımların uygulanması için bir başkanlık kararnamesi yayınlamıştı. Venezuela ile altın ticareti yapan 3 ülke arasında Türkiye, Birleşik Arap Emirlikleri ve Rusya bulunuyor. Amerika aynı zamanda Venezuela’yı “yasa dışı ve çevreye zarar verecek şekilde altın çıkarmak” iddiası ile suçluyor. 

Amerika bu madenleri yönetenleri ve organizasyonu yapan Venezuela Hükümeti’nin önemli isimleri için arama emri çıkarmış durumda. Sadece Venezuela değil ABD yaptırımlarını delen ülkeler de hedefte. Türkiye de onlardan biri. 

Venezuela’da ABD’nın iddia ettiği gibi “yasa dışı” altın madenciliğinden elde edilen gelir kokain ticaretinin ikiye katlamış durumda. Federal güvenlik kurumları “yasa dışı” olarak kabul edilen altın ticaretinin bağlantılarını uzun zamandır takip ediyor. Venezuela dışına çıkan ve geri dönmeyen altınları da. 

TÜRKİYE “TANIMIYOR” DİYEBİLİR AMA YARGILAMA DEVAM EDER

İran’a Türkiye üzerinden giden altın ticaretinin merkezindeki isim Reza Zarrab’tı. Zarrab savcılarla işbirliği yaptı, her şeyi anlattı. Daha da anlatacakları var. Çünkü Zarrab hakkında daha hüküm verilmedi ve savcılık “işimiz onunla bitti” demedi. Muhtemelen Halkbank davası başladığında Zarrab’ı bir kez daha mahkemede göreceğiz.  Amerika Trump döneminde de Biden dönemide de İran yaptırımları konusunda çok hassas. Venezuela altınları da bu hassas noktalardan. Türkiye, “ben Amerika’nın Venezuela’ya altın ambargosunu tanımıyorum” diye bilir. Ki bu argüman İran ambargosu için de kullanıldı. Ama sonuçta Halkbank, New York Güney Bölgesi Mahkeme salonundaki sanık sandalyesine oturacak.

BEKLENEN TEHLİKENİN İŞARETİ SENATO’DAN GELDİ

Yukarıda bahsettiği karar tasarısının altında imzası olan isimler Türkiye’ye muhalifliği ile bilinen isimler olarak Senato’da görev yapıyor. Gerçi Türkiye karşıtlığı Amerikan Kongresi’nde hem Senato hem de Temsilciler Meclisi kanadında her iki grupta da revaçta. Demokratlarla Cumhuriyetçilerin üzerinde anlaştığı nadir konulardan biri Türkiye aleyhine çıkarılan karar tasarıları ve açıklamalar. 

Senato Dış İlişkiler Komitesi Başkanı Bob Menendez, üyeler Marco Rubio ve Tim Kaine tasarıya öncülük eden isimler. Tasarıda Venezuela’da yapıldığı öne sürülen “yasa dışı” altın madenciliğine ve ihracatına dikkat çekiliyor. Ve Venezuela’da çıkarılan altının yüzde 90’nının “yasa dışı” olarak çıkarıldığı ileri sürülüyor. 

Tasarıda imzası bulunan senatörler bir bir konuşuyor ve “yasa dışı” yapılan altın madenciliği ve ihracatının “zararları” olduğunu anlatıyorlar. Bunları tek tek yazmayacağım. Sözü neden Türkiye’ye getirdim onu anlatacağım. Çünkü bu tasarı sunulurken Türkiye’nin de adı geçti. 

Senatör Ted Cruz’un sözleri yapılan bir soruşturmanın da habercisi. Diyor ki Cruz, “uzun zamandır altın ticareti yasa dışı finansmanın parasal aracı olarak kullanılıyor. Maduro rejimi altını yurt dışına ihraç etmek de dahil olmak üzere, kötü niyetli çabalarını arttırmak için altın ve değerli metaller kaçakçılığı yapıyor. Yalnızca 2018 yılında Türkiye’ye bir milyar dolarlık Venezuela altını sattı (yukarıda yazdığım 900 milyon dolarlık altından bahsediyor)” diyor. 

Ted Cruz bu tasarıya imza atarken Türkiye ile Venezuela arasında 2018 öncesi yapılan altın ticaretine de bakmış. Amerikalı senatörler Venezuela’nın çıkardığı altınları yüzde 90’nını “yasa dışı” çıkardığını iddia ediyor. 

Şimdi soruyorum yüzde 90’nı kaçaksa Türkiye yasal yüzde 10’luk bölümden mi ticaretini yaptı. Yaptıysa geri dönmesi gereken altın nere gitti?

Serdar Cebe

Odatv.com