Türkiye-İran İlişkilerinde Yeni Dönem: Esad Sonrası Dönemde Denge Arayışı
Türkiye ve İran, Esad sonrası dönemde Suriye'deki yeni dengelerle karşı karşıya. İran'ın bölgedeki etkisi azalırken, Türkiye'nin nüfuzu artıyor. Ticari iş birlikleri ve diplomasi sınavı ilişkilerin seyrini belirleyecek.
Türkiye-İran İlişkilerinde Yeni Dönem: Esad Sonrası Dönemde Denge Arayışı
Yerel Gündem / Türkiye
Türkiye ve İran: Suriye’de Değişen Dengeler
Suriye’deki Esad yönetiminin İslamcı Heyet Tahrir eş-Şam tarafından devrilmesi, bölgedeki güç dengelerini yeniden şekillendirdi. İran, yıllardır desteklediği önemli müttefikini kaybederken, Türkiye’nin ağırlığı artmaya başladı. Uzmanlar, iki ülke arasındaki rekabet ve iş birliği dinamiklerinin yeni bir sınavdan geçtiğini vurguluyor.
İran'dan Türkiye'ye Üstü Kapalı Eleştiri
İran’ın dini lideri Ayetullah Ali Hamaney, Şam’ın muhaliflerin kontrolüne geçmesinden sonra yaptığı açıklamalarda ABD ve İsrail’i suçlarken, Türkiye'yi de isim vermeden "işgalci" olarak nitelendirdi. Hamaney, “Suriye'ye komşu bir hükümet, yaşananlarda bariz bir rol oynadı. Ancak asıl komplocu güç Amerika ve Siyonist rejimdir” ifadelerini kullandı.
Bu sert söylemlere rağmen, Türkiye ve İran arasındaki ekonomik ve ticari iş birliği devam ediyor. 11 Aralık'ta Tahran’da düzenlenen Türkiye-İran Karma Ekonomik Komisyonu toplantısında Ticaret Bakanı Ömer Bolat, iki ülkenin ticaret hacmini artırmaya yönelik adımlar attıklarını açıkladı.
Yeni Dönemde Güç Dengesi Türkiye’ye Kayabilir
Ekonomi ve Dış Politika Araştırmalar Merkezi (EDAM) Direktörü Sinan Ülgen’e göre, Esad sonrası dönemde Türkiye’nin Suriye’deki etkinliği artacak. Ülgen, "Türkiye-İran ilişkilerinde köklü bir değişiklik beklenmese de, Ankara’nın nüfuzu yeni bir ivme kazanacak" dedi.
Washington merkezli Middle East Institute araştırmacısı Banafsheh Keynoush ise İran’ın bölgede Türkiye’nin yükselen etkisine uyum sağlamak zorunda kalacağını belirtti. Ancak Tahran’ın, bu durumu değiştirmek için harekete geçme ihtiyacı hissettiğini de ekledi.
İki Komşunun Birbirine Sırt Dönme Lüksü Yok
İstanbul Aydın Üniversitesi’nden Dr. Hazar Vural Jane, “Türkiye ve İran, her şeye rağmen istikrarı bozacak bir ayrışmaya gitmekten kaçınacaktır” ifadelerini kullandı. Ortak sınırlar ve tarihsel bağlar nedeniyle iki ülkenin diyalogdan vazgeçemeyeceğini vurgulayan akademisyen, ekonomik ilişkilerin de bu denklemin önemli bir parçası olduğunu belirtti.
ABD ve Trump Faktörü
Donald Trump’ın Ocak ayında göreve başlamasıyla İran üzerindeki Amerikan baskısının artması bekleniyor. Bu durumun Türkiye-İran ilişkilerini nasıl etkileyeceği merak konusu.
EDAM Direktörü Ülgen, "ABD’nin İran’a yönelik yaptırımları Türkiye’nin milli çıkarlarıyla uyumlu olmayacaktır" değerlendirmesini yaptı. Araştırmacılar, Türkiye’nin geçmişte olduğu gibi ABD yaptırımlarına katılmak yerine, İran ile dengeli bir ilişki sürdürmeye çalışacağını öngörüyor.
Sonuç: Esad Sonrası Dönemde Zorlu Bir Denge
Suriye’deki gelişmeler, Türkiye ve İran ilişkilerinde hem fırsatlar hem de riskler barındırıyor. Ortak ekonomik çıkarlar ve bölgesel istikrar arayışı, iki komşunun rekabeti aşarak iş birliğini sürdürmesi için bir zemin oluşturuyor. Ancak bu süreç, iki ülkenin Suriye'deki çıkarları doğrultusunda ciddi bir diplomasi sınavı olacak gibi görünüyor.