Türkiye, Keşmir sorununda arabuluculuk yapabilir mi?
‘İNGİLİZLER ÇEKİLDİKLERİ BÖLGEYE ÇÖZÜLMEYEN SORUN BIRAKIYOR, AYNI KERKÜK GİBİ’
Araştırmacı- Yazar Onur Sinan Güzaltan’a göre Pakistan ve Hindistan’ı karşı karşıya getiren Keşmir sorununda, Pakistan’la tarihi dostluğu olan Türkiye’nin arabuluculuk yapması mümkün değil. ANKASAM Uzmanı Olimjon Sobir de, Hindistan'ın Keşmir'in özerkliğini kaldıran anayasal değişiklik adımı sebebiyle, sorunun geri dönülemez olduğuna değiniyor.
İngiltere’nin 1947'de Hindistan'dan çekilirken prenslik şeklinde yönetilen Keşmir'i Hindistan ya da Pakistan ile birleşme konusunda serbest bırakması ile temeli atılan Keşmir sorunu, bugün Asya’nın göbeğinde tam bir düğüme dönmüş durumda. Nüfusunun yüzde 90'ı Müslüman olan Keşmir’in 1947’de Hindistan’la birleşmesinin ardından bölgeye asker gönderen Pakistan ve Hindistan, ilk kez 1947’de ve daha sonra 1965 ve 1999’da savaştı. Ancak bugün halen, yüzde 45'i Hindistan'ın, yüzde 35'i Pakistan'ın kontrolünde bulunan ve yüzde 20'sine ise Çin hakim olduğu Keşmir’de sular durulmadı.
HİNDİSTAN’IN ASKER GÖNDERME VE ÖZERKLİĞİ İPTAL ADIMLARI
Hatta bölgede suların durulması bir yana, Hindistan şimdi de kontrolünde bulunan ve çoğunluğu Müslüman olan Cammu Keşmir'e özerklik tanıyan 370. maddede değişikliğe gitmeye hazırlanıyor. Söz konusu maddede yapılacak olası değişiklik Keşmir sorununu çözümsüz hale getirebilir. Zira bu madde, yabancıların mülk edinmesine ve eyalet hükümetinde iş sahibi olmalarının önüne geçerek bölgeye özerklik tanıyordu. Son bir hafta içerisinde bölgeye 8 bin takviye asker gönderen Hindistan, bu maddede değişiklik yaparsa, Cammu Keşmir kendi kanunları yerine Hindistan yasalarına tabi hale gelecek.
Peki, Birleşmiş Milletler’in (BM) Keşmir'in askerden arındırılmasını ve geleceğinin halkoyuyla belirlenmesi yönündeki kararlarına rağmen Hindistan'ın attığı bu adımlara karşı bölgedeki gerilim yeniden asgari seviyeye nasıl iner? Pakistan'la sürdürdüğü yakın ilişkilerini göz önüne alırsak, Türkiye bu sorunun çözümünde arabuluculuk yapabilir mi? Sputnik’in bu sorularını Araştırmacı-Yazar Onur Sinan Güzaltan ve Ankara Kriz ve Siyaset Araştırmaları Merkezi (ANKASAM) Uzmanı Olimjon Sobir yanıtladı.
‘İNGİLİZLER ÇEKİLDİKLERİ BÖLGEYE ÇÖZÜLMEYEN SORUN BIRAKIYOR, AYNI KERKÜK GİBİ’
Keşmir sorunu için İngilizlerin bölgeden çekilirken aslında bölgeye Hindistan ve Pakistan’ın arasına bıraktığı “patlamaya hazır bir bomba” benzetmesi yapan Güzaltan “Bugünkü gelişmeler de bu sorunun patlamaya hazır bir bomba olduğunu bir kez daha ortaya koyar nitelikte. İngilizler, benzer bir şeyi, Türkiye’nin kurtuluş mücadelesi esnasında doğu sınırlarımızda Musul ve Kerkük’le ilgili olarak da yapmıştı. Şu anda Türkiye’ye gelen tehdidin bir kısmı bu bölgelerden geliyor. Bu anlamda İngilizlerin bir bölgeden çekilirken sürekli o bölgeye bir şekilde istikrarsızlığa neden olacak bir coğrafi yapı, sınır bırakmasına benziyor. Keşmir sorununun da altında, özünde yatan tarihi nedenlerden bir tanesi bu” değerlendirmesinde bulundu.
‘HİNDİSTAN’IN AMACI BÖLGENİN DEMOGRAFİK YAPISINI DEĞİŞTİRMEK’
Hindistan’ın Cammu Keşmir’e dönük özerkliği garanti altına alan 370. maddeyi değiştirme adımının, Yeni Delhi’nin bölgedeki demografik yapıyı değiştirme amacıyla açıklanabileceğine işaret eden Güzaltan “Keşmir’in nüfusunun çoğunu Müslümanların oluşturması, Hindistan’ın bölgeyi kontrolü açısından sorun teşkil ediyor. Bu anayasa değişikliğinin amacı da bu zorluğu ortadan kaldırmak” değerlendirmesinde bulundu.
Keşmir’in Hindistan açısından önemine değinen Güzaltan “Tarihi olarak Keşmir’e ‘Hindistan’ın Kapısı’ ismi veriliyor. Mesela Büyük İskender Hindistan’a girerken Keşmir üzerinden giriyor. Hİndistan için Keşmir’in önemli olmasının birinci nedeni bu. İkincisi de, Keşmir Pakistan’la olan savaşın, mücadelenin sembolü. Haritaya baktığımızda Keşmir’in, Hindistan, Pakistan, Çin ve Afganistan’ın bir şekilde ortasında birleştiği bir nokta olduğunu görüyoruz. Yani stratejik anlamda da önemli bir geçiş noktası. Bu yüzden Keşmir’in kontrolü noktasında Hindistan ve Pakistan’ın dışında Çin’in mücadelesi var” dedi.
‘HİNDİSTAN’IN BUGÜNKÜ ADIMLARININ ARKASINDA TRUMP YÖNETİMİNDEN ALDIĞI DESTEK VAR’
Hindistan’ın bugünkü adımlarının arkasında ABD’den aldığı desteğin de önemli etkisi olduğuna işaret eden Güzaltan “(Hindistan Başbakanı Narendra) Modi hükümetiyle, ABD ve özellikle (ABD Başkanı Donald) Trump arasında çok iyi ilişkiler var. Dolayısıyla Hindistan’ın bugün arkasına Amerika’yı alarak bu hamleyi yaptığını söyleyebiliriz. Yani Pakistan Dışişleri Bakanı’nın Hindistan’ın Trump’ın desteğiyle veya Trump’tan destek bekleyerek bu tür hamlelere giriştiği yönünde değerlendirmeleri var. Pakistan da son dönemde Çin’in ‘Kuşak ve Yol’ projesinde yer almayı kabul etti. İki ülke arasında ticari ve askeri alanda da pek çok anlaşma imzalandı. Dolayısıyla bugün Keşmir özünde belki Hindistan ve Pakistan arasında bir çatışma ama, cephenin bir arkasına baktığımız zaman Hindistan’ın arkasında Amerika Birleşik Devletleri’ni, Pakistan’ın arkasında da Çin’i görüyoruz. Zaten Çin ve Hindistan arasında bir rekabet görüyoruz. Her ikisinin nüfusunu ve ticari kabiliyetlerine baktığımız zaman ikisi de büyük devletler. Pakistan da burada bir şekilde aslında arada kalan bir devlet” diye anlattı.
‘NÜKLEER SİLAHA SAHİP HİNDİSTAN VE PAKİSTAN SICAK ÇATIŞMADAN KAÇINACAKTIR’
Güzaltan “Bu sorunu dünya için önemli kılan üçüncü nokta ise, Hindistan ve Pakistan’ın nükleer silaha sahip olması. Bugün bu sorun yükselse de çok derin bir sıcak çatışmaya dönüşme ihtimalini düşük buluyorum. Bölge ülkelerinin, özellikle Çin’in bu tür bir çatışmayı engellemek için çaba göstermesi de muhtemeldir. Ayrıca nükleer silah sahibi iki ülkeden bahsediyoruz. Dolayısıyla dünyanın, uluslararası kamuoyunun gözü de bu bölgede olacak. Ben açıkçası her iki ülkenin de sıcak bir çatışmadan kaçınacağını tahmin ediyorum” diye devam etti.
TÜRKİYE BU SORUNUN ÇÖZÜMÜNDE ARABULUCULUK YAPABİLİR Mİ?
Güzaltan’a göre, Türkiye tarihi geçmişe dayanan bir dostluğu bulunan Pakistan’a destek açıklamasında bulunsa da, Hindistan’ı doğrudan karşısına alamaz ve almamalı:
“Türkiye’nin Pakistan’la ticari, askeri, ekonomik alanda bağlarının olduğu ortada. Pakistan’la Türkiye arasında işbirliğinin yoğunlaştığı noktalardan bir tanesi de askeri alan. Eski Pakistan Başbakanı Pervez Müşerref de asker kökenli bir isim ve Türkiye’de eğitimini almıştı. Bugün yine Pakistan ordusunda görev yapan isimler arasında Türkiye’de harp okullarında eğitim almış pek çok yetkili asker var. Türkiye’nin Pakistan’la olan sıkı ilişkileri bölge ülkeleri tarafından da bilinen bir gerçek. Yani biz bu iki ülke arasındaki sorunda istesek de istemesek de bir tarafız. Dolayısıyla bu sorunla alakalı olarak arabuluculuk rolü oynamamız açıkçası zor gözüküyor. Dışişleri Bakanlığı’nın da haklı olarak Hindistan’a karşı yaptığı bir kınama açıklaması var. Son olarak, Türkiye Pakistan’a sahip çıkarken, desteklerken Hindistan’la da ilişkilerini bir şekilde bozmamalı. Çünkü Hindistan da bölgenin önemli ve kuvvetli ülkelerinden bir tanesi. Ancak son olarak Modi hükümetinin Hindistan’da Trump’la, Amerika Birleşik Devletleri’yle kurduğu ilişkiler ve gerek Pakistan gerek Çin’e karşı izlediği siyaset, Nehru’nun Hindistan’ın da, Nehru’nun kurduğu, yönettiği, bağlantısızlar hareketinin de öncülüğünü yapan ülkelerden biri haline getirdiği Hindistan’ın bugün Amerika’yla işbirliği yapar bir hale geldiği de unutulmamalı.”
'HİNDİSTAN ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİYLE GERİ DÖNÜLEMEZ BİR HAMLE YAPTI, ARABULUCULUK İÇİN GEÇ'
ANKASAM Uzmanı Olimjon Sobir'e göre de, Türkiye veya bir başka ülkenin arabuluculuğu, Keşmir sorununu çözmeye yetmez. Sobir "Hindistan'ın 370. maddeyi değiştirmeye dönük eylemi sebebiyle artık arabuluculuk bir işe yaramaz. Çünkü anayasal değişiklik hamlesi, Keşmir sorununun çözümü için olası bütün arabuluculuk çabalarını etkisiz bırakmaktadır. Arabuluculuk ancak bölgeyi tam manasıyla istikrarsızlığa sürükleyecek bir çatışma ortamının önünü kesme hususunda olası olabilir. Bir arabuluculuk faaliyeti, çatışmayı ve gerilimin büyümesini durdurabilir. Ancak Keşmir'in statüsüne ilişkin bir sonuç alınamayan bir arabuluculuk sürecinden yine Hindistan kazançlı çıkar" değerlendirmesinde bulundu.
Hindistan'ın ABD Başkanı Donald Trump'ın arabuluculuk teklifinin ardından gerilimi artıracak adımları art arda attığının altını çizen Sobir "Hindistan'ın Keşmir konusundaki uzlaşmaya kapalı tutumunu unutmamak lazım. Hindistan, uluslararası hukuku ihlal eden adımlar atarak Keşmir'in statüsünün eski haline gelmesini engelledi. Keşmir halkının kendi geleceğini tayin etmesinin önüne geçildi. Halbuki Pakistan, Keşmir'in eski statüsüne geri dönmesini istiyor. Sorunun hukuki kısmı çıkmaz halini aldı" diye ekledi.
SPUTNIK