Türkiye-Libya anlaşması neler içeriyor?

Doğu Akdeniz’de yeni bir krize neden olabilir mi?

Türkiye-Libya anlaşması neler içeriyor?




Türkiye-Libya anlaşması neler içeriyor? Doğu Akdeniz’de yeni bir krize neden olabilir mi?

Yorum sayfamızda yayınlanan makaleler, euronews'in editoryal görüşünü yansıtmaz.

 

Türkiye ve Libya Ulusal Mutabakat Hükumeti arasında imzalanan Deniz Yetki Alanlarının Sınırlandırılmasına İlişkin Mutabakat Muhtırası, Doğu Akdeniz’de yaşanan gelişmeleri yeni bir boyuta taşıdı. Yunanistan Libya Büyükelçisi’nden anlaşmanın içeriğine ilişkin izahat istedi. 5 Aralık tarihine kadar bilgi verilmediği takdirde büyükelçinin “istenmeyen adam” ilan edileceğini duyuruldu. Mısır tarafından yapılan açıklamada söz konusu anlaşmanın hukuken bir sonuç doğurmayacağı ifade edildi. Peki, anlaşma sonrası yaşanan gelişmeler Doğu Akdeniz’de yeni bir kriz yaşanmasına neden olabilir mi?

Türkiye anlaşıldığı kadarıyla Libya ile bir anlaşma yaparak kendisine karşı kurulan koalisyonda çatlak oluşturmayı ve tarafları tekrar yeni koşullar altında bir masa etrafında toplamayı hedefliyor

Mehmet Cem Demirci 

Kriz 2003'te başladı

Doğu Akdeniz’de şu an yaşanan kriz, 2003 yılında Güney Kıbrıs ve Mısır arasında imzalanan Münhasır Ekonomik Bölge (MEB) Sınırlandırma Anlaşması ile başladı. Bu anlaşmayı 2007 ve 2010 yıllarında Lübnan ve İsrail ile yapılan anlaşmalar takip etti. Türkiye kendi hak ve menfaatlerini korumak için, Arap Baharı sonrasında Mısır ile hem askeri hem de politik alanda ilişkilerini en üst seviyeye çıkardı. Doğu Akdeniz’de ikili askeri tatbikatlar yapıldı. Bu yakınlaşmadan maksat; Mısır ile yapılacak bir MEB Sınırlandırma Anlaşması ile Doğu Akdeniz’de durum üstünlüğünü kazanmaktı. Ancak 2013 yılında Mısır’da yaşanan darbe ve sonrasında yaşanan iktidar değişikliği planın yarım kalmasına neden oldu.

Doğu Akdeniz’de ABD’nin de desteğiyle, Türkiye’nin dışlandığı Doğu Akdeniz Gaz Forumu’nun kurulması, Mısır ve Yunanistan arasında hem askeri hem de siyasi ilişkilerde yaşanan yakın iş birliği, Kıbrıs’ın güneyinde yapılan sondaj faaliyetleri, Türkiye’yi daha sert politikalar izlemeye zorladı. Yunanistan ve Mısır arasında yapılacak olası bir MEB sınırlandırma anlaşması ve Doğu Akdeniz gazının “EastMed” boru hattı ile Avrupa’ya taşınması ihtimali, Türkiye’yi uzun süredir masada olan Libya seçeneğini hayata geçirmeye zorladı.

Dışişleri Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada, anlaşmanın 15 Kasım 2019 tarihinde BM’ye gönderilen mektupta ifade edilen esaslar çerçevesinde imzalandığı belirtildi. Buna göre; Türkiye’nin 032 16 18 boylamının batısında kıta sahanlığının dış sınırları, Libya-Mısır deniz sınırına kadar olan bölge için Türkiye-Mısır ortay hattı esas alarak saptanan noktalardan oluşuyor. 028 00 00 boylamının batısında yer alan saha için ise, Ege Denizi için çizilecek kıta sahanlığı sınırının devamı ve ilgili diğer sahildar ülkeler arasında yapılacak adil ve eşit paylaşım esasları doğrultusunda belirleneceği belirtiliyor.

Henüz içeriği konusunda çok fazla bilgi paylaşılmamış olsa da, Türkiye-Libya anlaşması; 028 00 00 doğu boylamı batısında deniz yetki alanlarının nasıl paylaşılacağını düzenliyor. Denizcilik Havacılık Genel Müdürü Büyükelçi Çağatay Erciyes resmi twitter hesabından yaptığı açıklamada; “Türkiye’nin kıyısal projeksiyonunu ve kıta sahanlığını kesen ana karalar arasındaki ortay hattın yanlış tarafında kalan kıyı uzunluğu Türk ana karası ile kıyaslanmayacak ölçüde küçük olan ADALAR Kıta Sahanlığı ve MEB yaratmamalıdır” maddesinin anlaşmada yer aldığını ifade etti.

Etiketler: