Türkiye Savaşa mı Gidiyor? Borsa Düşüşleri, S-400 ve Ülkenin Karanlık Tablosu
Türkiye’de Toplumsal Çürüme ve Adalet Krizi
Editor
0
Türkiye Savaşa mı Gidiyor? Borsa Düşüşleri, S-400 ve Ülkenin Karanlık Tablosu
YUSUF İNAN / ŞEHİTLER ÖLMEZ / TÜRKİYE
Son haftalarda İstanbul Borsası’nda yaşanan sert düşüşler, yatırımcıların büyük kayıplar yaşaması ve İsrail’in Türkiye’ye saldırabileceği iddiaları gündemi sarsıyor. Borsa yatırımcıları, yatırımlarının % 40’ını kaybederken, bu ekonomik türbülansın ardındaki gerçekleri sorgulamak kaçınılmaz hale geldi. Türkiye, adım adım büyük bir felakete mi sürükleniyor?
S-400 ve Stratejik Hazırlık
Türkiye'nin 2017'de Rusya'dan S-400 hava savunma sistemi alımı, NATO müttefikleriyle gerilimleri artırmış ve ABD'nin yaptırımlarıyla sonuçlanmıştı. Ancak bu karar, yalnızca o döneme ait bir tercih değil, belki de yıllardır öngörülen bir stratejinin parçasıydı. İlk teslimat 2019'da başlarken, Türkiye’nin bu süreci en az 10 yıl önce planladığı ortaya çıkıyor. Peki, bu stratejik adım, yalnızca bir askeri hamle miydi, yoksa derin devletin küresel planları mı devredeydi?
Bu öngörünün kaynağı, stratejik bir deha mıydı yoksa mistik kaynaklar mı? Belki de Türkiye, yıllardır adım adım yaklaşan küresel bir çatışmanın farkındaydı ve buna göre önlemler alıyordu. Eğer öyleyse, bu büyük bir başarı olarak değerlendirilebilir. Ancak gerçek, bu kadar basit olmayabilir.
Türkiye’de Toplumsal Çürüme ve Adalet Krizi
Türkiye’nin bugün yaşadığı sorunlar sadece dış tehditlerden ibaret değil. Ülke içindeki toplumsal ve hukuki çöküş, dışarıdan gelen tehditlerden daha büyük bir tehlike oluşturuyor. Ülkede her gün bir çocuk kayboluyor, boşanma oranları artıyor, suç oranları yükseliyor ve cinsel sapkınlıklar toplumda yaygınlaşıyor. Hukuk sistemi ise felç olmuş durumda. Adalet arayan vatandaşlar, karşılarında dev bir bürokratik duvar buluyor.
Dahası, Türkiye'deki dini cemaatlerin devlet içinde artan etkisi, adaletsizlikleri ve hukuk ihlallerini daha da derinleştiriyor. Yargıda cemaatlerin sözü geçiyor, adalet sistemi ise çökmüş durumda. Devlet ve millet arasındaki kopukluk, Türkiye’nin hızla bir felakete sürüklendiğinin işaretlerini veriyor.
Askeri ve Güvenlik Zafiyetleri
Türkiye’nin askeri gücü de son yıllarda büyük bir darbe aldı. Deneyimli TSK personelinin tasfiyesi, Türk Silahlı Kuvvetleri’ni zayıflattı. Askeri personelin büyük bir kısmı görevden alınırken, paralı askerlik kalıcı hale geldi. Bu, askeri disiplinin ve gücün zayıflamasına neden oldu. Terörizmle mücadelede güvenlik güçleri yorulmuş durumda, sokaklar suçlularla dolup taşıyor.
Türkiye’de adalet, güvenlik, toplumsal huzur ve ekonomik istikrar her geçen gün daha da zayıflarken, bu kadar büyük sorunların olduğu bir ülkenin dış tehditlerle karşı karşıya kalması kaçınılmaz hale geliyor.
Dış Tehditler ve Savaş İhtimali
İsrail’in Türkiye’ye saldırabileceği iddiaları ise Türkiye’nin uluslararası arenada ne kadar yalnız kaldığının göstergesi olabilir. Türkiye, İsrail ile yaşadığı gerginlikler nedeniyle her an bir saldırıyla karşı karşıya kalabilir. Bu tür bir saldırı, Türkiye'nin içteki çöküşüyle birleştiğinde, büyük bir felaketi tetikleyebilir.
Türkiye’nin Manevi Paratonerleri Yok Oldu
Türkiye’nin yıllardır sahip olduğu manevi koruma mekanizmaları da yerle bir olmuş durumda. Ülkedeki manevi rehberlerin ve paratonerlerin yok olması, Türkiye’nin büyük felaketlerle yüzleşmesine zemin hazırlıyor. Toplumda bir güvensizlik hakim, insanlar dertlerini anlatacak bir merci bulamıyor.
Bu, Türkiye'nin hem içten hem de dıştan felaketlere açık hale geldiği anlamına geliyor. Ülkenin manevi ve fiziki savunma mekanizmaları çökmüşken, savaş ve saldırılar kaçınılmaz olabilir.
Sonuç: Türkiye Nereye Gidiyor?
Türkiye, içte ve dışta birçok sorunla karşı karşıya. İsrail tehdidi, S-400 alım süreci ve toplumsal çürüme, Türkiye’nin hızla büyük bir belaya doğru koştuğunu gösteriyor. Bu sorunların çözülmesi için ciddi adımlar atılması gerekiyor, aksi takdirde Türkiye’nin daha büyük felaketlerle yüzleşmesi an meselesi olabilir.
Adaletin yerlerde süründüğü, güvenin sarsıldığı ve toplumsal huzurun bozulduğu bir ülkenin savaş tehlikesiyle karşı karşıya kalması kaçınılmazdır. Felaketleri davet eden bu atmosferde, Türkiye’nin geleceği ciddi bir risk altında.
