Türkiye’de Cübbeli Amiral, Ukrayna’da PKK’ya Çalışan Astsubay!

PKK, Suriye'de YPG adıyla ordu kurdu. Ukrayna’da da kampları var. Ukrayna’da PKK’nın fabrikaları var.

 Türkiye’de Cübbeli Amiral, Ukrayna’da PKK’ya  Çalışan  Astsubay!


Türkiye’de Cübbeli Amiral, Ukrayna’da PKK’ya Çalışan Astsubay!

Cübbeli Amiral haberlerinin medyada yer alması, bana 28 Şubat günlerini hatırlattı.

Gündem yine 28 Şubat’tan kalma, TSK’da irtica!

Gerekçe basit;

1 - Harp Okulları ile Astsubay Yüksekokulları’na girişte aranan, İrticai ve bölücü görüşleri benimsememiş veya bu faaliyetlere karışmamış olmak” şartının kaldırılması.

2 -  Deniz Kuvvetleri Komutanlığı'nda Tuğamiral olduğu öne sürülen bir ismin, tekkedeki apoletli, sarıklı, cüppeli fotoğraflarının ortaya çıkması.

Bir Müslüm Gündüz ve Fadime Şahin eksik!

Cübbeli, takkeli Amiral ile ilgili ayrıntılar da bildik!

- Eşinin kimlik fotoğrafı türbanlıymış.

- Din Bilgisi öğretmeniymiş.

- Saray’da tanıdıkları varmış!

Dahasını yazmayacağım. Kimse kusura bakmasın bu ülke bin yıl geçse değişmez.

Kafa yapısı hep aynı.

Okullarda din dersleri mecburi olsun, müfredata Kur’an-ı Kerim dersi konulsun denilince, ortalığı ayağa kaldırıyorlar.

İnsanlar çocuklarını tarikatlara ve cemaatlere gönderince de ortalığı velveleye veriyorlar.

Arkadaşlar bu ülke İslam ülkesi!

Halkı da müslüman!

İnsanlar çocuklarının namaz kılacak kadar da olsa dini bilgi sahibi olmasını istiyor. Devlet denetiminde eğitime karşı çıkıyor, çocukları tarikatlara ve cemaatlere mecbur bırakıyorsunuz.

Bu ülkedeki sağlıksız toplum yapısının sorumlusu sizlersiniz.

Boğaz’da rakısını yudumlayan Amiral yok mu?

Var!

Bir tane de Cübbeli olsun!

Neden ortalığı velveleye veriyorsunuz ki?

Amerikan kışlasında cami var.  Gemilerinde cami var. ABD ordusunda din adamı subaylar var.

Din adamı demişsek, papaz da var, imam da!

Hem de uzun yıllardır bu şekilde.

Bir Amiral’in cübbe, takke ortada dolaşması sağlıklı bir davranış değil.

28 Şubat kafası böyle baskı yapıp ortalığı velveleye verince, insanlar da dengesini kaybediyor.

Herkes inancını istediği gibi yaşayabilseydi, ülke bu duruma gelmezdi.

FETÖ’yü doğuran 28 Şubat baskıları ve kafa yapısıdır.

28 Şubat baskıları olmasaydı, FETÖ diye bir sorunumuz olmayacaktı.

Tarikatlar ve cemaatler bilge insanlardan oluşacaktı.

Hani size insan beğendiremiyoruz ya, ite kaka bu kadar oluyor, kusura bakmayın!

Hala 28 Şubat kafasını diri tutmaya çalışanlara söylüyorum, bölücülük yapmayın, insanları kutuplaştırmayın, ötekileştirmeyin.

Siz ne kadar baskı yaparsanız, toplum o kadar sağlıksız oluyor.

Bedelini hep beraber ödüyoruz.

Dikkat ediyor musunuz, Türkiye’de sistem kilitlendi.

Devlet kurumları çalışmıyor. Çalışıyorsa da manipüle ediliyor. Tersine çalışıyor.

PKK, Suriye'de YPG adıyla ordu kurdu. Ukrayna’da da kampları var. Ukrayna’da PKK’nın fabrikaları var.

İlginç bir şey söyleyeyim mi?

O fabrika sahibinin şoförü Z.D isimli emekli bir astsubay!

Hem de havacı!

İddiaya göre, Ukrayna’daki o fabrika,  PKK'yı finanse ediyor. Bazılarına göre de sermaye PKK’ya ait, o kişiler çalıştırıyor.

Ben gazeteciyim.

Bu kadarını görebiliyorum.

Ukrayna’da ki devlet görevlileri ne yapıyor?

Ukrayna’daki PKK kamplarını düzenleyen ekibin içinde Z.D isimli emekli astsubay da var!

Bu durum sizin içinizi acıtmıyor mu?

MİT, Ukrayna’daki PKK kamplarını ve fabrikaları, o fabrikalarda çalışan emekli astsubayı  bilmiyor mu?

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Külliye’de ağırladığı Ahıskalıların Çeteleri, Ukrayna’da PKK’nın bürokratik işlerini takip ediyor.

Para karşılığı PKK’nın emrinde çalışıyorlar.

Ahıska Milleti, PKK’ya hizmet eden Ahıska Çetelerinden utanmıyor mu?

Ukrayna’da ilk ve tek bağımsız bir Fond açıldı. Girişinde Türk bayrağı dalgalanıyordu.

Duvarlarında Mustafa Kemal Atatürk’ün ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın fotoğrafları vardı.

Kiev Büyükelçiliği, PKK kamplarını, PKK fabrikalarını kapatamadı. Ukrayna'daki Türk bayrağını indirdi.

O büyükelçi, Ukrayna’da dalgalanan Türk bayrağını, Atatürk ve Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın portrelerini indirdiği için terfi ettirildi.

Bu ayıp herkese yeter!

MİT'e de yeter!

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’ya da yeter!

Adalet Bakanı Abdülhamit Gül’e de yeter!

Dışişleri Bakanı’na da yeter!

Bu durumu alkışlayan İbrahim Kalın’a da yeter!

Üç yıldır, Ukrayna’da şehir dışında ıssız bağ evinde, Covid – 19 salgını altında çaresizliğe ve ölüme terk edilen Elif ve Ayşe bebeklerin sesini duymayan Sayın Cumhurbaşkanı’na ve eşi hanımefendiye de yeter!

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’ye de yeter!

Bu duruma sessiz kalan gazete ve gazetecilere de yeter!

Bu kumpasa alet olan devlet görevlilerine de yeter!

28 Şubat zihniyetine ve kafasına da yeter!

YUSUF İNAN / ŞEHİTLER ÖLMEZ

www.sehitlerolmez.com

Twitter@Yusufinan2023

İnstagramyusufinan2023

E-Mail: [email protected]