Türkiye'de gazetecilik: Kart yoksa yıpranma hakkı da yok
Önerge kabul edilmedi
Türkiye'de gazetecilik: Kart yoksa yıpranma hakkı da yok
Türkiye'de gazetecilerin yıpranma hakkını basın kartı sahibi olma şartına bağlayan kanun teklifi AYM kararına karşın yasalaştı. Yasaya karşı çıkan meslek örgütleri, bunun "hak gaspı" olduğu görüşünde.
Gazetecilere çalışma koşullarının yıpratıcılığı nedeniyle toplam 5 yıllık erken emeklilik sağlayan yıpranma payı hakkıilk kez 1977'de verildi. Bu hak, 2008’deki bir düzenleme ile gazetecilerin ellerinden alındı.
Van Depremi’nde göçük altında kalarak yaşamını yitiren iki gazetecinin ardından yıpranma hakkı yeniden gündeme geldi. 2013'te bu kez fiili hizmet süresi zamlarının üç yılı geçmemek üzere yarısının, emeklilik yaş sınırlarından indirilmesine karar verildi. Ancak yeni düzenleme ile ‘Basın İş Kanunu’ kapsamında çalıştırılmayan gazeteciler bu haktan yararlanamaz hale geldi. Yani fiili olarak gazetecilik yapsalar dahi devletin verdiği basın kartını taşımayan gazeteciler bu haktan mahrum bırakıldı.
Anayasa Mahkemesi (AYM), Şubat 2019’da kanunun sadece basın kartı sahibi gazeteciler için uygulanmasının eşitsizliğe neden olduğunu belirterek düzenlemeyi iptal etti. Meclis’e de yeni bir düzenleme yapması için 14 Kasım 2020’ye kadar süre verdi. Yeni bir düzenleme yapıldı ancak AKP'li vekiller AYM’nin iptal ettiği kararının bir benzerini genel kuruldan geçirdi. Böylece basın kartı taşımayan gazetecilerin yıpranma hakları ellerinden alınmış oldu.
Önerge kabul edilmedi
Karara özellikle meslek odaları karşı çıkıyor. Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Genel Sekreteri Sibel Güneş, gazetecilerin erken emekli olmasını sağlayan bu hakkın kaldırılmasının adil olmadığı görüşünde. DW Türkçe’ye konuşan Güneş, yeni düzenlemenin Plan ve Bütçe Komisyonu’na geldiğinde meslek örgütlerinden kendilerinin davet edildiğini anlattı. Komisyondaki vekillere Basın İş Kanunu ile çalıştırılan gazeteciden daha fazla Genel İş Yasası ile çalıştırılan gazeteci olduğunu anlattıklarını belirten Güneş, bu önerilerinin kabul edilmediğini ifade etti. Özellikle Cumhuriyet Gazetesinin eski genel yayın yönetmeni Utku Çakıröz’ün bu konuda kendilerine destek vererek bir önerge hazırladığını belirten Güneş, önergenin de kabul edilmediğini aktardı.
AYM kararına karşın yeni düzenleme 12 Kasım'da TBMM Genel Kurulu’nda görüşüldü ve kabul edildi. Düzenlemeye göre, gazetecilerin yıpranma hakkından faydalanabilmeleri için iş yeri tarafından Basın İş Kanunu kapsamında sigorta yaptırmaları ve Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı’ndan da basın kartı almaları gerekiyor.
TGC yöneticisi Güneş, pratikte yaşananlarla ilgili şunları söylüyor: “Binlerce bağımsız yayın organında çalışan gazeteciler bu haktan mahrum bırakıldı. Basın kartlarını elinde tutan bir iletişim başkanlığı var. Bazı gazetecilere ‘incelemede’ denilerek basın kartları verilmiyor. Keyfi uygulamalarla hak gaspı yapılıyor.”
“Gazetecilerin yıpranma hakkını sağlayın”
Halkın haber alma ve bilgilenme hakkı zorlaştırıldığın anlatan Güneş, basın kartı verilmeyen gazetecilerin yargıya başvurmaları gerektiğini de belirtiyor. Hükümete seslenen Güneş, “İktidar ve muhalefete çağrıda bulunuyoruz. Basın kartı şartını kaldırın. Hem Basın İş Yasası hem de Genel İş Kanunu ile çalışanların gazetecilik yaptığını ispatlayan yıpranma hakkını sağlayın. Bu konu iktidara yakın olan ya da olmayan herkesi ilgilendiriyor” diyor.
Anayasa’ya aykırı
Yapılan uygulamanın gazeteciler arasında bir ayrımcılığa neden olduğunu anlatan Türkiye Gazeteciler Sendikası Başkanı Gökhan Durmuş da Türkiye’de gazetecilik faaliyeti yürütenlerin yarısından azında basın kartı bulunduğunu hatırlattı. Gazetecilerin tamamının çalışırken yıprandığını belirten Durmuş, tepkisini şöyle dile getirdi: “Mesleğin zorlukları, yıpratıcı yanları kart koşulu aramazken yıpranma hakkı için kart koşulu aranmaktadır. Bu düzenleme Anayasaya aykırıdır.”
Sendika olarak yıpranma payının tüm gazeteciler ile matbaa çalışanlarını kapsayacak şekilde yeniden düzenlenmesi için mücadele edeceklerini anlatan Durmuş, Meclis’i de şu sözlerle eleştirdi: “Bu düzenleme ile görüyoruz ki gazeteciliği bir karttan ibaret sayan anlayış gazetecilerin taleplerine kulakları tıkamış bildiğini yapmıştır. Bu anlayış Anayasa Mahkemesi’nin verdiği kararı dikkate almamış, hukukun üstünlüğü ilkesini çiğnemiştir. Hukukla savaşan bir Meclis kabul edilemezdir.”
Gazeteci şimdide emeklilik de kahrolacak
Basın kartı alamayan gazetecilerin Basın İş Kanunu’na göre primlerinin yatırılsa dahi, iktidarın gözüne girmeyi amaç edinmediği için, yıpranma hakkından yoksun bırakıldığını ifade eden Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü (RSF) Türkiye Temsilcisi ve Bianet medya özgürlüğü raportörü Erol Önderoğlu, düzenlemeye ilişkin şunları söyledi: “Medya düzenleyici kurumlarının bu antidemokratik ve ayrımcı işleyişleri, bağımsız bir yargıyı karşısında bulmadıkça, gazeteciyi şimdi de emeklilikte kahretmeyi sürdürecek. Gazetecilerin yıpranma haklarının ellerinden alınması, iktidarın propagandasına hazır gazetecileri olabildiğince rahat ettirirken gayrimeşru bulduğu için basın kartı da vermediği medya sektörünün çoğuna kötü muamelesini sürdürdüğünün bir göstergesidir.”
Gazetecilerin yıpranma hakkına sahip olabilmesinin basın kartı şartına bağlanmasına yönelik tartışmalar sürerken CHP Adana Milletvekili Dr. Müzeyyen Şevkin, bu konuda yeni bir kanun teklifi hazırladı.
CHP’li Dr. Müzeyyen Şevkin’in yasa değişikliği teklifi, ‘Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun 31 Mayıs 2006 tarihli ve 5510 sayılı Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun yıpranma hakkını öngören 40. maddesinin ikinci fıkrasının 16 numaralı bendinin ‘Basın ve Gazetecilik Mesleğinde, basın ve yayın işlerinde fiilen çalışanlar’ şeklinde değiştirilmesini ve basın kartı olmayan gazetecilerin de 5 yıllık yıpranma hakkından faydalanmasını öngörüyor.
Serkan Ocak/İstanbul
Deutsche Welle Türkçe