Türkiye’de Hakim Siyasi Hava: Hoşgörüsüzlük

Türkiye’de siyasi hoşgörüsüzlük ve kutuplaşma giderek artıyor. Soner Yalçın’ın analizine göre, baskıcı ve ayrımcı siyasi düzen tarihsel bir mirastan geliyor ve bu kırılmadıkça demokratik gelişme mümkün görünmüyor.

Türkiye’de Hakim Siyasi Hava: Hoşgörüsüzlük

Türkiye’de Hakim Siyasi Hava: Hoşgörüsüzlük

YEREL GÜNDEM / TÜRKİYE

Türkiye’de giderek artan siyasi gerilim toplumsal hoşgörüsüzlüğü körüklüyor. Siyasi iktidarın uzun süredir izlediği politikalar, çoğulculuğa tahammülsüz bir yaklaşımı beraberinde getirdi. Toplumsal ayrışma, çatışma ve kutuplaşma giderek derinleşiyor.

Hoşgörüsüzlüğün Tarihsel Kökenleri

Türkiye'deki hoşgörü eksikliği tarihsel bir mirasa dayanıyor. Osmanlı Dönemi'nde farklı topluluklar "koşullu hoşgörü" anlayışıyla vergilendirilerek ya da belirli kurallar çerçevesinde yaşam hakkına sahip oldu. Ancak mezhep farklılıklarına, fikri çeşitliliğe veya bireysel düşünceye aynı hoşgörü gösterilmedi.

Günümüzde bu anlayış hala sürmekte. "Ben böyle düşünüyorum, herkes bana uysun" anlayışı, siyaset sahnesinin temel ilkesi haline geldi.

Siyasi Hoşgörü Eksikliği ve Totaliter Yaklaşım

Mevcut iktidar kendisine muhalif gördüğünü şu yöntemlerle etkisiz hale getirmeye çalışıyor:

  • Muhalifleri suçlama ve dışlama

  • Fikir özgürlüğünü baskı altına alma

  • Yasal yaptırımlar uygulama

  • Ekonomik baskı kurarak muhalifleri zor durumda bırakma

Siyasi hoşgörü eksikliği, iktidarın ötekileştirici söylemiyle daha da derinleşi̇yor.

Castellio'nun Uyarısı: "Zorbalık Huzursuzluk Yaratır"

Tarih boyunca hoşgörüye karşı verilen en önemli mücadelelerden biri Stefan Zweig'ın "Bir Vicdan, Zorbalığa Karşı" eserinde anlatılır. Sebastian Castellio, reform hareketi lideri Jean Calvin'in dini baskılarına karşı çıkmış ve hoşgörü eksikliğini sert bir dille eleştirmiştir. Castellio, "Zorbalık daima huzursuzluğa neden olur ve kendi karşıtını doğurur" sözleriyle, baskının uzun vadede daha büyük sorunlar yaratacağını vurgular.

Türkiye'de Hoşgörü Kültürü Gelişiyor mu?

Türkiye'de hoşgörü kavramı, Tanzimat Dönemi'nden itibaren Batı etkisiyle gündeme geldi. Ancak bu tartışmalar dini, siyasi ve toplumsal baskılarla hep sınırlandı. Avrupa'da Aydınlanma çağıyla birlikte gelişen hoşgörü anlayışı, Türkiye'de halen tartışma aşamasında.

Soner Yalçın’ın belirttiği gibi, "Tek başına kurtuluş yok!" Toplumsal huzuru sağlamak için farklılıklara saygı duyan bir siyasi anlayışın geliştirilmesi gerekiyor.

www.yerelgundem.com