TÜRKİYE’DE İLK “FABRİKADA MASAL ŞENLİĞİ” İZMİR’DE YAPILDI

MASALLARDAKİ İYİLİK KAVRAMI İLE GÜZELLİK KAVRAMINI BİRLEŞTİRDİK

TÜRKİYE’DE İLK “FABRİKADA MASAL ŞENLİĞİ” İZMİR’DE YAPILDI


TÜRKİYE’DE İLK “FABRİKADA MASAL ŞENLİĞİ” İZMİR’DE YAPILDI

Türkiye’de ilk ve tek olan “Masal Fabrika’da” masal şenliği, İzmir Torbalı Laber Kimya & İva Natura Üretim Tesisleri’nde gerçekleştirildi. Değerli araştırmacıların ve masal anlatıcılarının katıldığı etkinlik kapsamında, mitlerde her daim güzelliğe övgü yapılan masallar anlatıldı. Hem yetişkinlere hem de çocuklara özel masal anlatımlarıyla başlayan etkinlikte, güzellik bitki tanıtımları dikkat çekti…

Etkinlikte, çocuklara özel masal anlatımları, çeşitli atölye çalışmaları, duvara el izi uygulamaları, uçurtma yapımı ve parfüm atölyesi gibi çalışmalar yapıldı. Gerçekleştirilen seminerler kapsamında, güzellik yaklaşımının doğalla iş birliğinden, tüm güzellik kavramlarının doğadan ilham aldığından ve bitkilerin mitolojik kökeninden bahsedildi. Masal anlatıcıları Gökçe Ateş Kılıç, Esra Füzün, Sıla Topçam, Eda Cömertpay ve Sevgi Merve Yılmaz da etkinlik kapsamında iyilik ve güzellik masalları anlattı.

MASALLARDAKİ İYİLİK KAVRAMI İLE GÜZELLİK KAVRAMINI BİRLEŞTİRDİK

Kozmetik ürünlerde kullanılan bitkilerin yüzyıllar öncesinde de kadınlar tarafından kullanıldığını ifade eden Laber Kimya Genel Müdürü Levent Kahrıman, “Eski çağlardan itibaren kadınlar güzel ve bakımlı görünmek ve güzelliklerini korumak adına farklı yöntemler kullanıyordu. Kozmetik ürünlerin henüz ortaya çıkmadığı dönemlerde kadınlar, bakım için doğanın kendisinden gelen bitkilerden, yağlardan, topraktan yararlanıyordu. Bu kapsamda, masallarda da iyilik kavramı oldukça yer alıyor. Marka olarak bu noktada, masallardaki bu iyilik kavramını güzellik yaklaşımı ile birleştirip farklı bir boyuta taşımak istedik. Bu sebeple özel olarak masallarla ilgileniyorum” diye konuştu. 

KALİTELİ KOZMETİK ÜRETİMİNDE UÇUCU YAĞLARIN İÇERİĞİ OLDUKÇA ÖNEMLİ

Kaliteli kozmetik üretiminde uçucu yağların içeriğinin ciddi anlamda değer kazandığına dikkat çeken Ziraat Yüksek Mühendisi Tıbbi Bitkiler Araştırmacısı Doç. Dr. Ünal Karık, “Uçucu yağların bu kadar değerli olması bitkilerin içerisindeki miktarından kaynaklanıyor. Çünkü, baktığımızda 3-4 ton gül yaprağı kullanılarak sadece 1 kilo yağ elde edilebiliyor. Bununla birlikte, yetiştiricilikte önce bitki türünü de iyi tanımak gerekiyor. Bitkilerin doğru yetiştirilmesi ve doğru ürünlerde kullanımı ürünün kalitesini artıracağı gibi yanlış kullanımında da ürün değer görmeyecektir. Kalite kriterinin sağlanması bu anlamda büyük önem taşıyor. Bu kapsamda, ülkemizde de ürünlere ve hammaddelere olan ihtiyaç arttıkça çeşitli bitkilerin de tarımı yapılmaya başlanıyor” diye konuştu.

BİTKİLERİN KULLANIMI İNSANLIK TARİHİNİN BAŞINA KADAR UZANIYOR

Masallar, mitler ve sözlü kültürün içerisinde bitkilerin inanılmaz bir yer kapladığına dikkat çeken Sembol Dili, Reiki ve Tanrıça Arketipleri anlatıcısı Efe Elmas, “Bitkilerin kullanımı insanlık tarihinin başına kadar uzanıyor. Dil bilimciler de, avcı ve toplayıcı olan kabilelerin dil gelişimlerine baktığında bu kadar gelişmiş ve her bitki için kullandıkları ayrı bir kelimenin olmasını onların doğayla ilişkilerini sağlamlaştırma isteğinden kaynakladığını söylüyor. Bu noktada, o kabileler bitkileri sınıflandırmak zorundalar ki hastalarını iyileştirebilsinler, kozmetik amaçlı kullanabilsinler. Ayrıca, baktığımızda masallarda da bitki isimlerine imgesel bir şekilde yer verildiğini görüyoruz. Bu anlamda, kozmetikte bitkilerin kullanımı çok eski zamanlara dayanıyor” dedi.