"Türkiye'de İnsan Hakları Yaygın Müdahale Altında’’

Önderoğlu: ‘‘Türkiye de insan hakları standartları AİHM kararlarına rağmen ihlal ediliyor’’

"Türkiye'de İnsan Hakları Yaygın Müdahale Altında’’


"Türkiye'de İnsan Hakları Yaygın Müdahale Altında’’

Türkiye bir Dünya İnsan Hakları Günü’nde daha insan hakkı ihlalleriyle tartışılıyor.

Özellikle Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) Osman Kavala ve Selahattin Demirtaş ile ilgili verdiği ihlal kararlarının uygulanmaması 3 Aralık’ta toplanan Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi’nin de tepkisini çekti.

Komite, AİHM’nin 22 Aralık 2020’de ifade, özgürlük ve güvenlik, serbest seçim haklarının ihlal edildiğine hükmettiği eski HDP eş başkanı Selahattin Demirtaş hakkında verdiği derhal serbest bırakılma kararının yerine getirilmesi çağrısını yineledi. Avrupa Konseyi’nin üst düzey komitesi, yine AİHM’nin 10 Aralık 2019’da verdiği Kavala kararını uygulamayan Türkiye hakkında ihlal süreci başlatılmasını istedi.

Önderoğlu: ‘‘Türkiye de insan hakları standartları AİHM kararlarına rağmen ihlal ediliyor’’

Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF) örgütünün Türkiye temsilcisi Erol Önderoğlu, Türkiye’deki insan hakkı ihlallerinin bu iki davadan çok daha yaygın olduğu görüşünde.

VOA Türkçe’nin sorularını yanıtlayan Önderoğlu, ‘‘Türkiye’de insan hakları yaygın bir müdahale yaşıyor. Türkiye'de insan hakları standartları Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarına rağmen ihlal edilmeye devam ediyor. Dolayısıyla Türkiye’de adalet bakımından iktidarın politikalarını yerine getiren bir mekanizma akla geliyor. Tabii Avrupa Konseyi’nin Kavala ve Demirtaş kararları ile ilgili gelen süreç daha öncesinde medya özgürlüğü alanında bir çok dosyada renk vermişti geçtiğimiz yıllarda. Cumhurbaşkanına hakaret davaları, terörle mücadele kanununun aydınlara ve gazetecilere karşı bir silah olarak kullanılması dolayısıyla birçok boyutta gazetecilik ve gazeteciler yardımıyla ağır krizler yaşamıştı. Gazetecinin haber verme hakkı, kamuoyunun ilgilenme hakkı özelinde konuşacak olursak durumun eleştirel ve araştırmacı gazetecilerin tasfiyesi üzerine yaygınlaşan bir vaziyet aldığını söyleyebiliriz’’ dedi.

‘‘Türkiye’deki yörünge değişikliği insan haklarının yaygın şekilde ihlal edilmesiyle kendini göstermişti’’

Türkiye’nin demokratik değerlerde ciddi bir yörünge değişikliğine gittiğini savunan Önderoğlu, gelecek yılın Türkiye için kritik bir yıl olacağını savunuyor.

Sınır Tanımayan Gazeteciler Türkiye Temsilcisi, ‘‘2022 gerçek gazeteciliğin var olup olmayacağı bir yıl olacaktır. Bugün gelinen nokta olsa olsa Türkiye’nin Avrupa Birliği değerlerinin ya da demokratik değerlerle bir bağlantısının bir alakasının kalıp kalmadığıyla ilgili olacaktır. Dolayısıyla üst siyasette Türkiye’nin bir yörünge değişikliği, işaret edilir. Aslına bakarsanız yörünge değişikliği daha önce insan haklarının yaygın şekilde ihlal edilmesi ile kendisini göstermeye başlamıştı. Bugün ise tamamiyle Türkiye’nin demokratik değerleri gazetecilik alanında ya da sivil alanda gözden çıkarıp çıkarmadığıyla ilgili olacaktır. Türkiye’de ağır baskılarla yüz yüze kalsa da sivil toplum hareketinin, insan hakları hareketinin ve gazeteciliğe gerçek değerini veren meslektaşlarımızın verdiği mücadele halen ayaktadır’’ dedi.

CPJ raporu: "Türkiye en çok tutuklu gazeteci bulunduran altıncı ülke"

Gazetecileri Koruma Komitesi (CPJ) 9 Aralık’ta yayınladığı raporda Türkiye’nin dünyada en çok tutuklu gazeteci bulunduran altıncı ülke olduğunu açıkladı.

CPJ 2020 yılında Türkiye’de 38 gazeteci tutukluyken bu yıl sayının 17’ye düştüğüne dikkat çekti.

Öğret: ‘‘Ocak ayından beri gazeteci tutuklanmadı ama gazeteci yargılamaları sürüyor’’

CPJ Türkiye Temsilcisi Özgür Öğret bu yıl Ocak ayından beri Türkiye’de yeni gazeteci tutuklaması olmasa da siyasi atmosferin gazetecilere baskının yakın vadede azalacağına ilişkin bir umut vermediğini söyledi.

VOA Türkçe’nin sorularını yanıtlayan Öğret, ‘‘Türkiye’de gazetecilerin pek çok alanda sorunları devam ediyor. Bunların en başta gelenlerinden biri olan tutuklu gazeteciler meselesinde ise tutuklu gazeteci sayısında bir azalma olduğu doğru. Bu sene Ocak ayından sonra yeni tutuklama olmadı. Pek çok tutuklu gazeteci cezaevinden çıktı. Bu sevindirici bir gelişme. Ancak buna yol açan sebep neydi, bunu bilemiyoruz. Bir yönetmelik değişmedi, yeni bir kanun çıkmadı buna karşı gazeteci yargılamaları da devam etti. Bir yandan gazetecilerin yargılanmaları devam etti. Mahkum olanlar oldu. Bunlar temyiz sürecini bekledi, mahkemeler tutuklamadılar. Veya gazetecilerin mahkum olduğu cezalar ertelendi ki bu da geleceğe yönelik bir sansür olarak işliyor gazeteciler üzerinden. Kısacası tabii ki gazetecilerin tutuklanmaması, hapiste daha az gazeteci olması çok olumlu bir şey. Ancak ‘bu bir zihniyet değişimine ediyor mu derseniz?’ dava trafiğinin bir yandan sürüyor olmasından dolayı ‘hayır’ diyeceğim.

‘‘Türkiye’de ve dünyada gazetecilik saldırı altında; otoriter yönetimler ve casus yazılımlarla bağımsız basına karşı eylemlerde bulunuluyor’’

Otoriter yönetimler ve casus yazılımların gazetecilerin işlerini daha da zorlaştırdığının altını çizen Öğret, gazetecilere karşı davaların da tüm hızıyla sürdüğünü dile getirdi.

CPJ Türkiye Temsilcisi, ‘‘Türkiye’de ve dünyada gazetecilik mesleği bir çok açıdan saldırı altında. Öldürülen, hapsedilen gazetecilerin sayısı dünya çapında her sene biraz daha artıyor. Maalesef gözlemlerimizde bunu görüyoruz. Bunun yanı sıra otoriter yönetimler, casus yazılımlar veya internet üzerinden yapılan çeşitli müdahalelerle bağımsız basına karşı eylemlerde bulunmaya devam ediyorlar. Gazetecilik her zamanki gibi zor, her zamankinden daha zor demek istemiyorum ama her zaman zordu her zaman daha zor olacak. Ancak cesur ve yaptığı işe inanan meslektaşlarımız kamuoyunu bilgilendirmeye devam edecekler. Bu böyle gidecek bir süreç. Türkiye’de tabii sadece tutuklu gazetecilerin sorunları yok. Aynı zamanda dışarıdaki gazeteciler yoğun şiddete maruz kalıyorlar. Gerek güvenlik güçlerinden gerek vatandaşlardan sahadaki gazetecilerin işlerini yaparken git gide daha sıklıkla saldırdıklarını, bu saldırıların cezasız kaldığını görüyoruz. Türkiye’de bu sene tutuklu gazetecilerin sayısı düştü, bütün dünyada çıkarken. Bu bir zihniyet değişimine işaret ediyor mu? Şu anda gazetecilere yönelik baskılar ve davalar bütün hızıyla sürmekte olduğu için buna da ‘evet’ diyemiyorum’’ dedi.

VOA