Türkiye'de istihdamda "başarı hikayesi yok"
Uzmanlar gençler arasındaki işsizliğe dikkat çekiyor.
Erdoğan’ın 17 yılda "9 milyon kişiye yeni iş sağladık" şeklinde sözlerine rağmen TÜİK verileri bu süre içinde çalışan sayısının 7,2 milyon arttığını gösteriyor. Uzmanlar gençler arasındaki işsizliğe dikkat çekiyor.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Salı günü Adalet ve Kalkınma Partisi'nin (AKP) Meclis grup toplantısındaki konuşmasında, AKP'nin ülke yönetiminde bulunduğu 17 yılın bilançosunu çıkardı. Sağlıktan, eğitime kadar pek çok sayı ve bilgi paylaşan Erdoğan, işsizlik ve istihdam konusuna da bir cümle ile değindi. Erdoğan, 17 yılda "9 milyon yeni kişiye iş sağlayarak, istihdam rakamını 29 milyona yükselttik" dedi. DW Türkçe’nin ulaştığı TÜİK (Türkiye İstatistik Kurumu) verilerinin ise Cumhurbaşkanı’nı doğrulamadığı dikkat çekti.
TÜİK’e göre, AKP’nin iktidara geldiği 2002’de yıllık 21 milyon 354 bin olan istihdamdaki kişi sayısı, son yayınlanan Temmuz verisinde 27 milyon 993 bin kişi oldu. Bir başka ifadeyle, istihdam edilen kişi sayısı 7 milyon 200 bin kişi arttı. Aynı süre zarfında çalışabilecek yaştaki nüfus sayısı ise 13,5 milyon arttı. Türkiye, bu nüfusun yarısına iş yaratamadı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan
Resmi tanıma göre çalışabilecek yaştaki, 15-64 yaş arası nüfus, 2002'de 48 milyon, istihdamdaki kişi sayısı 21milyon 300 bin olarak kaydedildi.
Temmuz verilerinde ise çalışabilir nüfus 61,5 milyon ve istihdam edilen kişi sayısı ise 28,5 milyon olarak belirlendi. Söz konusu dönemde istihdamdaki kişi sayısı 7 milyon 200 bin kişi arttı. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın "9 milyon istihdam” sayısı ise aslında, işgücüne katılan insan sayısındaki artışı ifade ediyor. 2002’de 23 milyon 818 bin olan işgücüne katılan kişi sayısı, yine verilere göre 9 milyon 295 bin kişi artarak, 33 milyon 113 bine ulaştı.
"Başarı hikayesi yok”
Bu verileri değerlendiren TOBB Üniversitesi'nden Prof. Serdar Sayan, "Önemli olan istihdamın 8 ya da 9 milyon mu arttığından ziyade aynı 17 yıllık sürede çalışma yaşındaki nüfusun ne kadar arttığı ve istihdam artışının bu artışla uyumlu olup olmadığıdır” dedi.
"Türkiye’nin çalışma çağındaki nüfusu zaten her yıl 750-800 bin artıyor" diyen Sayan bu süreçte çalışma çağındaki nüfusun 13,5 milyon arttığını hatırlatarak şunları söyledi:
"2002’deki istihdam oranını korumak için bu süre zarfında en az 12-13 milyon kişiye iş yaratmak lazımdı. Burada 9 milyon iş yaratmış olsan bile burada özel bir başarı hikayesi yok. Son 17 yılda Türkiye'nin işgücü piyasalarındaki temel sorunları özellikle kötüleşmediyse bile, işgücü piyasalarına dair bir başarı hikayesi ne yazık ki yok. Nasıl ki bir çocuk beslenme, eğitim kalitesini artırmasanız da kendiliğinden büyüyorsa Türk işgücü piyasaları da ülkenin nüfusuna paralel olarak öyle büyüdü.”
İşsizlik kişisel bir sorun değil
Ekonomik dinamizmini kaybederken, nüfus artışı devam eden ülkenin en büyük sorunun işsizlik olduğunu söyleyen Genç İşsizler Platformu sözcüsü Dr. Murat Kubilay da, "Politika yapıcıların bu sorunu en öne koyması lazım. Diğer yandan işsizler bu meseleyi kişisel başarısızlık olarak görüyorlar. Gittikleri şehri, üniversiteyi, eğitimlerini hep eksik görüyorlar. Bunun asıl nedeni sistemik. Çözümü bireysel değil, toplumsal olarak aramalılar" dedi.
Murat Kubilay
"Krediler sayesinde büyümüş, tüketime dayalı büyümüş, hizmetler sektörünün sağladığı, süreklilik yaratamayan bir istihdam var ortada. Mesele işgücü ile orantılı bir şekilde istihdamı artırabilmekte” diyen Kubilay, "İstihdam artışına rağmen, nüfusu çok artan ve hayat koşulları gittikçe zorlaşan bir ülke olarak daha fazla sayıda insan işgücü piyasasına girmek zorunda kalıyor” diye konuştu.
İstihdamda kadın ve gencin adı yok
Uzmanlara göre, Türkiye özellikle kadın ve gençlere iş yaratamıyor. 15-24 arası gençler arasında işsizlik oranı yüzde 20,7. Ancak "ne okulda ne işte” diye tanımlanan 15-34 yaş grubunda bu oran 19,5 olarak kaydedildi.
ODTÜ'den Doç. Hakan Ercan da Türkiye işgücü piyasasının temel sorunu gençlere ve kadınlara istihdam yaratamamasını temel sorun olarak nitelendirerek, "Gençlerin işsizlik oranları ve kadınların işgücüne katılım oranlarına baktığımızda, kayda değer bir gelişme gösteremedik” diye konuştu.
Ercan, 15-34 yaş arası tanımı, ne işte ne eğitimde olan gençler için genişletilmiş istatistikler kullanıldığını belirterek, "Türkiye'de bu tanım içinde Avrupa’da birinciyiz. Çalışmayan ve okumayan gençlerimizin sayısı bütün Avrupa ülkelerinden daha fazladır" dedi.
Genç işsizliği oranında "başarısızlık hikayesi var” diyen Sayan, "Burada tünelin ucunda ışık görünmüyor. Diğer ülkelerde kriz sırasında genç işsizlik artıyor ama sonra düşer, bizde bu oran hiç düşmüyor. Ne işte ne eğitimde olan geniş istatistiklerde neredeyse dünya birinciliğine oynuyoruz" diye konuştu.
Türkiye'de çalışabilecek yaştaki nüfusun yarısı kadın ancak bunların üçte ikisi işgücü piyasasının dışında tutuluyor. İşgücü tanımlarına göre 20 milyon kadının iş aramadığını ya da çalışmaya niyet etmediğini belirten Sayan'a göre, bu sayılara ücretsiz tarım işçisi kadınların da eklenmesiyle durum daha da vahim bir hal alıyor.
Aslı IŞIK
Deutsche Welle Türkçe