Türkiye’de köpekler çocuklardan daha mı değerli?

Türk Bayrağı ve Cumhurbaşkanı'nın Fotoğrafları İndiriliyor

Türkiye’de köpekler çocuklardan daha mı değerli?


Türkiye’de Değerler Değişiyor mu? Çocuklar Ölüyor, Kimse Ses Çıkarmıyor

YUSUF İNAN / ŞEHİTLER ÖLMEZ / TÜRKİYE

Türkiye’de son dönemde yaşanan insan hakları ihlalleri ve adalet sistemi sorunları derinleşiyor. En savunmasız olan çocuklar, kadınlar ve masum insanlar adeta göz ardı ediliyor. Kadınlar öldürülüyor, çocuklar açlık ve bakımsızlıktan hayatını kaybediyor, polislerimiz ve askerlerimiz suç makineleri tarafından şehit ediliyor. Anne ve babası cezaevine atılan çocuklar ise zor koşullar altında yaşam mücadelesi veriyor.

Ukrayna'da, Elif ve Ayşe bebekler 2 bin 228 gündür babalarından ayrı, savaşın ortasında açlık ve güvensizlik içinde büyüyorlar. Pandemi döneminde aç kaldılar, sığınaklarda hayatta kalmaya çalıştılar. Ancak bu trajik durum karşısında yetkililerden ve toplumdan hiçbir tepki gelmedi.

FOTO: Elif ve Ayşe Ukrayna'da sığınakta arkadaşları ile birlikte...

Adalet Sistemi ve İnsan Hakları İhlalleri

Türkiye’de anayasa ve hukuk, her gün ciddi ihlallere sahne oluyor. Savcılar ve hakimler, yargı süreçlerinde müdahalelerde bulunarak adalete gölge düşürüyorlar. Kendi çıkarlarını koruyan bazı yargı mensuplarının yargılamalara fesat karıştırdığı, sebepsiz zenginleşme iddialarının bile yargı dosyalarına girdiği biliniyor. Masum insanlar terörist damgası yiyor, masumiyet karinesi ve lekelenmeme hakkı alenen ihlal ediliyor. Adaletin yerini bulmadığı bu sistemde, insanlar büyük bir güvensizlik ve endişe içinde yaşıyor.

Türk Bayrağı ve Cumhurbaşkanı'nın Fotoğrafları İndiriliyor

Adalet ve insan hakları konularında yaşanan bu sorunlar, Türkiye'nin uluslararası imajını da olumsuz etkiliyor. Ukrayna'da yaşanan bir olayda, Türkiye Cumhurbaşkanı'nın fotoğrafları ve Türk bayrağı indirilip çöpe atıldı. Bu olay, Türkiye’nin uluslararası alanda saygınlığının zedelendiği, halkın milli değerlere olan hassasiyetinin giderek azaldığı bir tabloyu gözler önüne seriyor. Ülkedeki adaletsizlikler ve insan hakları ihlalleri içerde ve dışarıda ciddi bir itibar kaybına yol açıyor.

Sağlıksız Gıdalar ve Gıda Skandalları

Sokak satıcıları, kontrolsüz bir şekilde sağlıksız gıdalar satıyor ve bazı büyük markalar insanlara domuz eti gibi yasaklı ürünler sunuyor. Ancak bu skandallar karşısında da toplumsal bir tepki yükselmiyor. Gıda güvenliği gibi hayati bir mesele bile göz ardı ediliyor, yetkililer sorumluluktan kaçınıyor. Adalet Bakanlığı önünde toplanıp çocukların yaşam hakkı, adalet ve insan hakları konusunda bir çağrı yapılmıyor.

Hayvan Hakları İçin Ses Yükselirken, Çocukların Hakları Görmezden Geliniyor

Gebze’de yaşanan köpek katliamı sonrası, sanatçılar Hande Yener ve Seren Serengil öncülüğünde geniş çaplı bir protesto düzenlendi. Hayvan hakları elbette önemli, ancak insan hakları ve çocukların yaşam hakkı için benzer bir toplumsal duyarlılık sergilenmiyor. Gebze Belediyesi önünde köpeklerin öldürülmesine tepki göstermek için bir araya gelen kalabalıklar, maalesef çocukların yaşadığı acılar için sesini yükseltmiyor.

Değerler Değişiyor mu?

Türkiye’de köpekler çocuklardan daha mı değerli? Elbette her canlının yaşam hakkı kutsaldır, ancak insan hayatının bu kadar göz ardı edilmesi toplumun değerlerinin nasıl değiştiğine işaret ediyor. Kur’an’da insanın “Eşref-i Mahlukat” yani yaratılmışların en şereflisi olarak tanımlandığı bilinirken, insan hakları ve çocukların hayatının bu kadar değersizleştirilmesi toplumun vicdanını sarsıyor. Bu sessizlik, Türkiye’nin daha büyük sosyal ve ahlaki sorunlarla yüzleşmesine neden olabilir.

Devletin İçindeki Dini  Yapıların İslam'ın Hassasiyetlerini Görmezden Gelmesi!

Türk devletinin ve yargısının cemaat ve tarikatların etkisinde olduğu bilinirken, devletin içindeki dini akımların ve yapıların İslam'a, Kur'an-ı Kerim'e ve Hz. Muhammed'in sünnetine zıt bir yönetim anlayışı sergilemesi, adaletsizliklere, hukuk ihlallerine, çocukların hayatlarının tehlikeye atılmasına ve ailelerin parçalanmasına sessiz kalması düşündürücü. Devletin ve yargının, dinin özünde var olan adalet ve merhamet ilkelerini göz ardı etmesi, bu derin toplumsal krizlerin çözülmesini daha da zorlaştırıyor.

Neden Kimse Sesini Çıkarmıyor?

Sokaklarda çocuklar ve masum insanlar öldürülürken, kimse adalet için sesini yükseltmiyor. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı, çocuklarla ilgili sorunların çözümünde ortalarda görünmüyor. Sanatçılar, ünlüler hayvan hakları için protestolar yaparken, çocukların hakları ve hayatları için sessiz kalıyorlar. Gebze'de hayvanlar için gösterilen tepki, maalesef çocukların yaşam mücadelesi için sergilenmiyor. Bu çelişkili durum, Türkiye'deki insan hakları ve adalet sisteminin ne kadar derin bir kriz içinde olduğunu ortaya koyuyor.

Türkiye’de yaşanan bu sessizlik, daha büyük sosyal ve ahlaki sorunları da beraberinde getirecektir. İnsan hakları savunucuları, çocukların yaşam mücadelesi ve adaletin sağlanması için harekete geçmeli. Çünkü çocuklarımızın ve toplumun geleceği, ancak adaletin ve insan haklarının korunmasıyla güvence altına alınabilir.

www.sehitlerolmez.com