Türkiye’de LGBTİ+'ların gelecek arayışı: Gitmek mi zor, kalmak mı?

"Yurt dışı da toz pembe bir senaryo değil"

Türkiye’de LGBTİ+'ların gelecek arayışı: Gitmek mi zor, kalmak mı?


Türkiye’de LGBTİ+'ların gelecek arayışı: Gitmek mi zor, kalmak mı?

 Aylin Elçi
Son dönemde nefret söylemleriyle karşı karşıya kalan, kimisi yurt dışına çıkan, kimisi çıkma arayışında olan LGBTİ+ bireyler euronews Türkçe'ye konuştu

Seçim sürecinde nefret söylemlerine maruz kalan ve hedef haline getirilen LGBTİ+ toplumu, geleceklerini ülke dışında arayanlardan.

Hak savunucuları, siyasiler tarafından doğrudan hedef gösterilen LGBTİ+'lar için önümüzdeki 5 yılın daha zor geçeceğini öngörüyor.

euronews Türkçe'ye konuşan Sosyal Politika, Cinsiyet Kimliği ve Cinsel Yönelim Çalışmaları Derneği (SPoD) Siyasal Katılım adlı sivil toplum kuruluşundan Marsel Tuğkan Gündoğdu, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın seçim sonrası yaptığı balkon konuşması, Meclis'e giren Yeniden Refah Partisi ve HÜDA-PAR'ın seçim vaatleri ve söylemlerinin LGBT toplumu için 'karamsar bir tablo' ortaya koyduğuna işaret ediyor.

Türkiye'nin LGBT karnesi

Sivil toplum kuruluşu International Lesbian, Gay, Bisexual, Trans and Intersex Association (ILGA) Europe’un LBGTİ+ hakları konusunda Mayıs 2023’de yayımladığı raporda Türkiye, 50 ülke arasında Azerbaycan ile birlikte listenin en sonunda yer alıyor.

ILGA'nın raporuna göre, İngilizce 'queer', Türkçe 'lubunya' bireyler, yani lezbiyen, gey, biseksüel, trans, interseks gibi LGBTİ+ cinsel yönelimden olan insanlar, Türkiye'de iş ve ev bulma gibi günlük hayatta ayrımcılık yaşıyor.

Yurt dışına taşınmayı düşünen bireyler arasında euronews Türkçe'ye konuşan ama güvenliği için ismini vermek istemeyen İstanbul'dan bir kişi, “Türkiye’de kendimi güvende hissetmem zor çünkü (giyim ve konuşma tarzı gibi) suç olmayan şeyler suç sayılabiliyor” diyor.  

Eylül ayında Amerika'ya taşınmayı planlayan LGBTİ+ bireyi “Türkiye’de sokakta bir şey yaşamasan da, Twitter’ı açtığında, medyayı takip ettiğinde, önünde durmadan homofobik ve transfobik söylemler çıkıyor. İnsanlara burada kabul edilmediklerini hissettiriyor” dedi.

"Yurt dışı da toz pembe bir senaryo değil"

Anonim görüş veren bu birey, yurt dışını da toz pembe olarak görmüyor, ancak yaşadığı yerden beklentisini de şu şekilde ifade ediyor:

“Beklentim en azından her gün haberleri açıp okuduğumda, bir siyasetçi ya da otoritede olan biri tarafından kendimi tehdit edilmemiş hissetmek”

İlk defa 2015'de Onur Yürüyüşünün yasaklanmasıyla "gitmezsem yaşamaya devam edemeyeceğim" deyip ardından Amerika'ya taşınan ve euronews Türkçe'ye anonim olarak konuşan başka bir birey, "Türkiye'den kaçınca, Türkiye'den çıkmış olmuyorsun maalesef" görüşünü dile getiriyor.

Güvenlik gerekçesiyle ismini vermeyen bu birey "Beklentilerim aslında aniden her şeyin çok iyi gideceğiydi" diyor ve Türkiye'de LGBTİ+ olarak yetişmenin, travma, zihni ve psikolojik yaralar bıraktığını ve bu yaraların kapanmasının zaman aldığını söylüyor.

Beklentim en azından her gün haberleri açıp okuduğumda, bir siyasetçi ya da otoritede olan biri tarafından kendimi tehdit edilmemiş hissetmek
 LGBTİ+ bireyi 

Bulunduğu yerde geçmişten kalan yaralarının farkına vardığını, ancak aradığı destek ihtiyacının da karşılandığını belirtiyor:

"Ben bu yaraların farkına vardığımda yurt dışında olduğum için çok mutlu oldum. Bana hem zihni hem de fiziksel sağlığımla ilgili destek olabilecek sistemlerin var olması ve yargılanmadan destek arayabilmek beklentim karşılandı ve bunun için çok müteşekkirim. Bunu Türkiye'de bulabileceğimi düşünmüyorum."

Yurt dışı

Kendini gey ve non-binary, yani ne maskülen ne feminen cinsiyet kimlikli olarak tanımlayan bu birey Doğu Karadeniz'den nasıl yurt dışına "kaçtığını" şu sözlerle anlatıyor:

"Uzun bir süre ailemin beklentileri nedeniyle çok çalışkan bir çocukken, üniversitede artık özgür ve mutlu bir hayat yaşamak isteyen biri olmak istiyorsam ve bunu yapacak kaçış için param yoksa, tam gaz çalışıp bir burs kazanmam gerektiğini fark ettim."

Burs ile Doğu Karadeniz'den yurt dışına çıkan bu kişi, "Türkiye'de taşrada çok fazla yurt dışına gitmenin imkansızlığı ile yaşayan queer çocuklar var. Bu aslında mümkün ve Anadolu'nun her yerinde iyi bir hayat isteyen düşünen insanlar var" diye ekliyor.

euronews Türkçe'ye konuşan Türk LGBTİ+ sahnesinin önde gelen isimlerinden Akış Ka ise, 1 Mayıs'da İngiltere'nin en saygın sanat merkezlerinden Barbican Centre'ın daveti üzerine Londra'ya geçici çalışma vizesiyle gidip, yurt dışında kalmaya karar vermiş.

Kendini akışkan cinsiyetli, yani 'sabit bir cinsiyet halinde bulunmayan bir birey' olarak tanımlayan Akış Ka, "ben tam buraya geldim, iki hafta sonra seçim oldu, ondan iki hafta sonra ikinci tur oldu ve seçim sonuçları da hiçbir şekilde iç açıcı değildi, çünkü sürekli iktidar tarafından hedef haline getirildik. Hal böyle olunca ben de burada kalmanın yollarını aradım" diye anlattı.

Birleşik Krallık'tan çalışma daveti aldığı için sanatçı vizesine başvurma hakkı kazanan Akış Ka, eylül ayında talebinin kabul olup olmayacağını öğrenecek.

"Performanslarımda Türkiye'de trans hakları ve yaşama hakkımız, yani hayatta kalmaya dair verdiğimiz savaşı anlatmaya çalışıyorum" diyen Akış Ka, sekiz senedir sanatçı olarak geçimini sağladığını ancak yasaklardan dolayı Türkiye'de geçirdiği son üç ayda iş bulamadığını anlatıyor.

"Ben burada kendimi ispatladıktan sonra Türkiye'deki galeriler benimle çalışabilecekler mi bilimiyorum" diyen Akış Ka, "Çünkü herkes hükümetten 'bu işi yapamazsınız, bu işi yasaklamak gerekiyor' telefonu alıyor. Ben Babylon'da da yasaklandım, her yerde yasaklandım" ifadelerini kullanıyor.

Ka, taşındığından beri Türkiyeli birçok insanın kendisine ulaşıp "yurt dışına nasıl çıkarım" sorusunu sorduğunu belirtiyor.

Kimle konuşsam iltica etmeyi düşünüyor, nasıl kaçacağını düşünüyor, 'ne yapsam, nasıl gitsem' diyor
 Akış Ka 
Sanatçı

SPoD Siyasal Katılım Ekibi de LGBTİ+ların ağırlıkla iltica ettiklerini ve etme yollarını aradıklarını bellirtiyor

"Burada kalmanın elbette bir yolu var"

İstanbul'dan anonim görüş veren birey, Türkiye’den çıkamayanlar veya kalmayı tercih edenler için “Türkiye yaşaması zor, ama burada yaşayan lubunyalar hep olacak. Burada kalmanın elbette bir yolu var ama şu an baya zor bir yol” diye düşünenlerden.

SPoD Siyasal Katılım'dan Gündoğdu ise, “elbette bu ülke hepimizin, ve bizler de herkes kadar bu ülkenin sahibiyiz ve hala bu ülkeye dair umudunu görece daha yüksek seviyede koruyabilen ve mücadele edebilecek gücü kendine görebilenler var” diyerek Türkiye'de LGBTİ+ toplumunun baskılara rağmen varlığını sürdüreceği mesajını veriyor.

Sivil Toplum Uzmanı, LGBTİ+’lara yönelik tutumun artık bu toplumun dışına da çıktığını ve destek veren herkesi etkilediğini söylüyor.

LGBTİ+’larla dayanışmak isteyen herkese bir bedeli ödetmek istiyorlar
 Marsel Tuğkan Gündoğdu 
SPoD

Gündoğdu son olarak, Türkiye'den çıkmak isteyenlerin sadece LGBTİ+'lar olmadığına dikkat çekiyor:

“Çok fazla meslek grubundan insan, ama özellikle gençler burada daha iyi bir gelecek hayali kuramadıkları için ülkeyi terk ediyorlar. Bu çok acı bir durum”

EURO NEWS