Türkiye’de Prematüre Bebek Sahibi Olmak: Aileler Büyük Zorluklarla Karşı Karşıya
Türkiye’de her yıl 120 bin prematüre bebek dünyaya geliyor. Yetersiz doğum izni, yoğun bakım kapasitesi ve uzman eksikliği aileleri zorlarken, aile merkezli bakımın yaygınlaştırılması öneriliyor. Prematüre bebeklerin sağlık hizmetleri teknik olarak yeterli olsa da, aileler doğum izni, psikolojik destek ve yoğun bakım erişiminde zorluklarla karşılaşıyor. Uzmanlar, sürdürülebilir çözümler öneriyor.
Türkiye’de Prematüre Bebek Sahibi Olmak: Aileler Büyük Zorluklarla Karşı Karşıya
YEREL GÜNDEM / TÜRKİYE
Her Yıl 120 Bin Aile Prematüre Bebek Sahibi Oluyor
Sağlık Bakanlığı verilerine göre, Türkiye’de her yıl yaklaşık 120 bin bebek prematüre olarak dünyaya geliyor. Bu durum, yenidoğan ölümlerinin en önemli nedenleri arasında yer alıyor. Uzmanlar, prematüre bebeklerin hayatta kalması için teknik olarak yeterli sağlık hizmetleri sağlansa da, ailelerin karşılaştığı zorluklara dikkat çekiyor.
Doğum İzni Yetersiz: Anneler Zor Seçimlere Zorlanıyor
Türkiye’de annelere verilen doğum izni süresi yalnızca 16 hafta. Prematüre bebekler haftalarca hatta aylarca hastanede kalırken, bu süre genellikle bebeğin taburcu olmasından önce doluyor.
Prematüre bir bebek annesi olan İnci Candemir, doğum izninin bitmesi nedeniyle işini bırakmak zorunda kaldığını anlatıyor:
“Bebeğim taburcu olduğunda iznim çoktan bitmişti. Kimse prematüre bebeğini bırakıp işe dönemez.”
Prematüre Bebekler ve Özel Bakım İhtiyaçları
Normal şartlarda 40 haftada tamamlanması gereken gebelik süreci, 37. haftadan önce sonlandığında bebekler prematüre olarak tanımlanıyor. Bu bebekler, doğar doğmaz nefes almak, vücut ısısını korumak ve enfeksiyonlardan korunmak için tıbbi desteğe ihtiyaç duyuyor.
Türk Neonatoloji Derneği Başkanı Prof. Dr. Esin Koç, prematüre bebeklerin hayatta kalması için deneyimli bir yenidoğan ekibinin kritik olduğunu belirtiyor:
“Bebek ne kadar erken doğmuşsa sorun yaşama riski o kadar artar. İlk anlar büyük bir uzmanlık gerektirir.”
Yoğun Bakım ve Hemşire Eksikliği Sorunu
Türkiye’de prematüre bebeklerin bakımında yenidoğan hemşireleri ve uzman hekimlerin sayısı yetersiz kalıyor. İstanbul Tabip Odası Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Osman Küçükosmanoğlu, yoğun bakım yataklarının yarısından fazlasının özel hastanelerde bulunduğunu ve kamu hastanelerindeki kapasitenin artırılması gerektiğini vurguluyor.
Ailelerin Psikolojik ve Sosyal Zorlukları
Prematüre annelerinin doğum sonrası depresyon riskinin daha yüksek olduğunu belirten uzmanlar, ailelere psikolojik destek sağlanması gerektiğinin altını çiziyor. El Bebek Gül Bebek Derneği Başkanı İlknur Okay, prematüre bebeklerin sağlık takip süreçlerinin karmaşıklığının aileleri zorladığını ifade ediyor:
“Kontrollerin tek bir merkezden yapılması, ailelerin yükünü hafifletir ve bebeklerin enfeksiyon riskini azaltır.”
Aile Merkezli Bakım: Daha Hızlı İyileşme Sağlıyor
Uzmanlar, ailelerin bebekleriyle daha fazla vakit geçirmesine olanak tanıyan aile merkezli bakım uygulamalarının önemine dikkat çekiyor. Gelişmiş ülkelerde uygulanan bu yöntem, bebeklerin solunum cihazından daha hızlı çıkmasını sağlarken, ailenin psikolojik durumuna olumlu katkıda bulunuyor.
İnci Candemir, ABD’de uygulanan aile merkezli bakımın oğlunun sağlığına olan katkısını şöyle anlatıyor:
“Tüm süreyi içeride geçirebiliyorduk. Anne babanın sesini kaydedip bebeğe dinletiyorlar. Bu uygulamalar gerçekten çok etkiliydi.”