Türkiye’deki çocuklarda "eleştirel düşünce" ve "sorgulama" zayıf

Çocukların "eleştiri" ve "sorgulama" becerileri ise zayıf.

Türkiye’deki çocuklarda "eleştirel düşünce" ve "sorgulama" zayıf


PISA-2018 sonuçlarına göre, Türkiye eğitimde 2015’e göre bir miktar ilerleme sağladı. Ancak 15 yaşındaki çocukların önemli kısmı hala temel becerilerden yoksun. Çocukların "eleştiri" ve "sorgulama" becerileri ise zayıf.

 Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü (OECD) tarafından 79 ülkede 15 yaş düzeyindeki 32 milyon çocuğu temsil eden 600 bin öğrencinin okuma, matematik ve fen alanlarındaki yetkinliğini ölçen PISA-2018 raporunun sonuçları açıklandı. Eğitimde 4+4+4 sistemine geçiş sonrasında PISA-2015 sonuçlarında dibe vuran Türkiye’nin, 2018'deki sıralamada bir miktar yukarı çıktığı gözlendi. Ancak rapora göre, Türkiye’de 15 yaşındaki öğrenciler okuma, matematik ve fen alanlarındaki performanslarıyla yine OECD ortalamasının altında kaldı. PISA raporunu DW Türkçe'ye değerlendiren eğitim uzmanlarına göre, ortaya çıkan en çarpıcı sonuç Türkiye'deki 15 yaş düzeyindeki öğrencilerin 'eleştirel düşünme', 'sorgulama' ve 'yeni fikir üretme' alanlarındaki zayıflıkların artıyor olması.

37 ülke içinde 31. sırada

2018 yılında PISA testine Türkiye’den 15 yaşındaki öğrencilerin yüzde 73'ünü temsil eden 186 farklı okuldan 6 bin 890 öğrenci girdi. Test sonuçlarına göre Türkiye, 37 OECD ülkesi arasında 31. sırada yer aldı. Öğrencileri 6 seviyede değerlendiren PISA sonuçlarına göre en başarılı seviyeyi temsil ededen 5 ve 6. seviyelere Türkiye’deki öğrencilerin yalnızca yüzde 3’ü girebildi. Bu alandaki OECD ortalaması ise yüzde 9 olarak gerçekleşti.

PISA 2018 okuma puanlarına göre sıralandığında Türkiye, 78 ülke ve ekonomi arasında 40. sırada yer alırken, matematikte ise seviye 2’ye ulaşamayanların oranı yüzde 37 oldu. Türkiye matematikte 37 OECD ülkesi içinde 33. sırada yer alırken, fen alanında ise 37 OECD üyesi içinde 30. oldu. Türkiye üç yıl önce yapılan PISA'da 'okuduğunu anlama' kategorisinde 72 ülke arasında 50'nci sırada yer almıştı. En çok düşüşü ise okuma ve fen bilimlerinde yaşamıştı. 11 sıra birden gerileyerek, 72 ülke arasında fen bilimlerinde 52, matematikte 49, okumada ise 50'inci sırada yer almıştı.

MEB: Başarılıyız

PISA-2018 sonuçlarına ilişkin Milli Eğitim Bakanlığı’ndan (MEB) yapılan açıklamada, Türkiye’nin 2015'e göre başarılı bir performans sergilediği vurgulandı. MEB açıklamasında PISA 2018'de PISA 2015'e göre okuma becerileri alanında ortalama puanını en çok artıran ikinci ülkenin Türkiye olduğu ifade edilirken, Matematik okuryazarlığında Türkiye'nin ortalama puanını 454’e çıkararak bugüne kadar PISA uygulamalarındaki en yüksek ortalama puanını elde ettiğine vurgu yapıldı. Fen alanında alınan 468 puanın da Türkiye’nin bugüne kadar bu alanda aldığı en yüksek puan olduğuna dikkat çekildi.

Peki ortaya çıkan bulgular gerçekten bir başarıya mı işaret ediyor?

 

Yeliz Düşkün

Yeliz Düşkün

"Büyük çoğunluk temel becerilerden yoksun”

Türkiye’nin PISA sonuçlarını DW Türkçe’ye değerlendiren Eğitim Reformu Girişimi Politika Analisti Yeliz Düşkün, 2018 sonuçlarının 2015'e göre bir düzelme gösterdiğini, okuma, matematik ve fen puanlarının 2012 düzeyine yaklaştığını söylüyor. "Ancak bunu büyük bir başarı olarak görmek zor" diyen Düşkün, Türkiye'nin hala tüm kategorilerde OECD ortalamasının altında ve pek çok ülkenin gerisinden geldiğine dikkat çekiyor. 

Türkiye’de üst düzeyde başarı gösteren öğrencilerin oranının da tüm alanlarda çok düşük olduğuna işaret eden Yeliz Düşkün, "Türkiye’deki öğrencilerin ortalama seviyesi 6 üzerinden 2'ye karşılık geliyor. Bu düzeydeki öğrenciler ancak orta uzunluktaki metinlerdeki ana düşünceyi belirleyebilirler. Ancak kapsamlı ve derinlikli yorum yapamazlar. Matematikte ve Fen'de en basit işlemler dışındaki problemleri çözmekte zorlanırlar" diye konuşuyor. Düşkün, raporun geneline bakıldığında Türkiye’de 15 yaşındaki öğrencilerin önemli bir kısmının temel becerilerden yoksun olmaya devam ettiğini kaydediyor.

 "Eleştiri ve sorgulama zayıf"

PISA sonuçlarının ortaya çıkardığı çarpıcı sonuçlardan birinin de öğrencilerin 'eleştiri' ve 'sorgulama' yeteneklerinin zayıflığı olduğunu vurgulayan Düşkün, şunları söylüyor:

"Türkiye’de 15 yaşındaki çocukların bilgiye ulaşma, ulaştığı bilginin güvenilirliğini sorgulama, sunulan fikirleri eleştirel biçimde yorumlama, yeni fikir üretme gibi konularda yeterli beceriyi göstermiyorlar. Bilimsel verilerden yararlanma, matematik bilgisini gerçek yaşam koşullarında kullanma gibi alanlarda sorun yaşıyorlar."

Feray Aydoğan

Feray Aydoğan

"Başarılı liseler yerine İmam Hatip’ler desteklendi"

Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu'na bağlı Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim Sen) Başkanı Feray Aytekin Aydoğan da, DW Türkçe'ye yaptığı değerlendirmede, eğitimdeki başarısızlıkta Milli Eğitim Bakanlığı’nın okullaşma politikasının etkili olduğunu öne sürüyor. Hükümetin yıllardır akademik liselerin artışı yönünde değil, imam hatipler ve meslek liselerinin artışı yönünde politikalar ürettiğinin altını çizen Aydoğan, "Buna karşın, PISA’nın ölçtüğü 3 alanda da en başarılı okulların Fen ve Anadolu liseleri olduğunu görüyoruz. Ama bakanlığın açıkladığı son stratejik raporda da Fen ve Anadolu liselerinin desteklenmesi ile ilgili hiçbir şey yok. Öte yandan aynı stratejik raporda İmam Hatip Liselerine 2,7 milyar TL kaynak ayrıldığını görüyoruz" şeklinde konuşuyor.

"Bölgesel eşitsizlik artıyor"

PISA sonuçlarına göre eğitimde bölgelerarası eşitsizliğin de giderek arttığına işaret eden Eğitim Sen Başkanı, "PISA raporuna göre İstanbul, Batı Anadolu ve Ege bölgesindeki öğrencilerin akademik başarısı ile ülkenin geri kalanının başarısı arasında ciddi bir uçurum oluşmuş durumda" diyor. Öğrenci ailelerinin ekonomik durumlarının kaliteli eğitime ulaşmaktaki en belirleyici unsur haline geldiğini ifade eden Aydoğan, "Şu anda MEB verilerine göre, Türkiye’de 1,5 milyon çocuk okula gitmesi gerekirken örgün eğitimin dışına çıkmış durumda. Bunun en büyük nedeni maddi koşullar" diye konuşuyor.

"Öğretmenlere yatırım yapmak şart"

Yakın gelecekte eğitim sisteminde OECD ortalamalarını yakalamak ve hatta geçmenin mümkün olup olmayacağı ise tartışma konusu. Eğitim Reformu Girişimi Politika Analisti Yeliz Düşkün’e göre, Türkiye'nin daha nitelikli bir eğitim sistemine kavuşması için öncelikle öğretmenlere çok fazla yatırım yapmak gerekiyor. Öğrencinin başarısındaki en büyük etkenin öğretmenin nitelikleri ve yaklaşımı olduğunu söyleyen Düşkün, şunları söylüyor:

"Bu nedenle öğretmenlerin mesleğe uygun niteliklere sahip olması şart. Türkiye'de hala ciddi bir öğretmen açığı yaşanıyor, her sınıfta öğretmen olması gerekiyor. Ayrıca eğitimde bölgesel eşitsizlikleri giderecek sosyo-ekonomik adımları atmak ve okul öncesi eğitimi zorunlu ve ücretsiz hale getirmek gerekiyor."

Eğitim Sen Başkanı Feray Aytekin Aydoğan ise, Türkiye'nin PISA sonuçlarının düzelebilmesi için akademik okullara bütçe aktarılması ve kaliteli eğitimin her bölgeye eşit şekilde dağıtılması gerektiğine vurgu yapıyor.

Aram Ekin Duran

© Deutsche Welle Türkçe