Türkiye’den ‘‘Yaptırımlara Boyun Eğmeyiz’’ Mesajı
Erdoğan: ‘‘AB, stratejik körlükten kurtulmalı’’
Türkiye’den ‘‘Yaptırımlara Boyun Eğmeyiz’’ Mesajı
Avrupa Birliği Dışişleri Bakanları, 10-11 Aralık’ta Brüksel'de toplanacak Avrupa Birliği Zirvesi öncesinde, Doğu Akdeniz’de başta Yunanistan, Güney Kıbrıs ve Fransa’yla anlaşmazlık yaşayan Türkiye’ye yönelik muhtemel yaptırımları görüşmek üzere bugün toplandı.
Türkiye, önce Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ardından da Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun yaptığı açıklamalarla, yaptırım hazırlığındaki Avrupa Birliği’ne Doğu Akdeniz’de çözüm yolunun müzakere ve diyalogdan geçtiğini hatırlattı.
Erdoğan: ‘‘AB, stratejik körlükten kurtulmalı’’
Antalya’da bulunan Akdeniz Üniversitesi’nin Doğu Akdeniz Çalıştayı’na video mesaj gönderen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Doğu Akdeniz’de yaşanan sorunların Yunanistan ve Güney Kıbrıs’tan kaynaklandığını söylerken birkaç aydır sert sözlerle eleştirdiği Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ilgili bu kez herhangi bir değerlendirmede bulunmadı.
Erdoğan, “Şayet Akdeniz'de kalıcı çözüm yolunda mesafe alınmak isteniyorsa, diplomasiye şans tanınmalıdır. Zira diplomasi ve müzakere, bizi ortak paydada buluşturacak en kestirme, en garanti yoldur. Türkiye, 2003 yılından bugüne Yunanistan ve Rum Yönetimi'nin tüm şımarıklıklarına rağmen soğukkanlılığını muhafaza ediyor. AB, içine düştüğü stratejik körlükten bir an önce kurtulmalı, Rum Kesimi ve Yunanistan tarafından Doğu Akdeniz’in bir ‘koçbaşı’ gibi kullanılmasına müsaade etmemelidir. Birlik dayanışması adı altında, Kıbrıs Türkleri'ne ve Türkiye'ye daha fazla haksızlık yapılmamalıdır” dedi.
Erdoğan: ‘‘Kimsenin hakkını gasp etme peşinde değiliz’’
Türkiye’nin Doğu Akdeniz'e kıyıdaş tüm bölge ülkelerin ve Kıbrıs Türkleri'nin de yer alacağı bir Doğu Akdeniz konferansı düzenlenmesi önerisinin halen masada durduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı, Ankara’nın uzattığı elin havada bırakılmamasını istedi.
Erdoğan, “Türkiye gibi, Akdeniz'in en uzun kıyı şeridine sahip ülkesinin burada yaşanan gelişmeleri tribünden izlemesi mümkün değildir. Ülkemizin, Antalya sahillerine hapsetmeyi amaçlayan plan ve haritaları kabul etmeyeceğini açıkça dile getirdik. Tehdit ve şantajlara boyun eğmeyeceğimizi, emperyalist yayılmacılığa izin vermeyeceğimizi muhataplarımıza ifade ettik. Biz kimsenin hakkını, hukukunu gasp etme peşinde değiliz, biz sadece haklarımızı elimizden almaya çalışan korsan zihniyete karşı dik bir duruş sergiliyoruz. Ülkemiz, Doğu Akdeniz meselesinde asla gerilimden değil; barıştan, işbirliğinden, hakkaniyetten ve adaletin tesis edilmesinden yanadır. Bunun yolu da karşılıklı saygıya dayalı müzakereden geçiyor. Akdeniz'deki sorunları, birbirimizi dışlayarak değil, bölgedeki tüm aktörleri aynı masa etrafında buluşturarak çözebileceğimize inanıyoruz” diye konuştu.
Erdoğan, kamuoyuna yansıyan kimi bilimsel araştırmalarda yapılan hesaplamalara göre, Doğu Akdeniz’de 3,5 trilyonla 10 trilyon metreküp civarında çıkarılabilir doğalgaz ve 1,5 ila 3,5 milyar varil civarında petrol rezervinin mevcut olduğu olduğunu dile getirdi.
Çavuşoğlu: ‘‘AB’nin alacağı yaptırım kararı çözüme katkı sağlamaz’’
Aynı çalıştay kapsamında düzenlenen ilk oturumda konuşan Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ise Yunanistan’ın maksimalist yaklaşımından vazgeçmediğini bunun da müzakerelerin önünü tıkadığını ifade etti.
Çavuşoğlu, “Deniz yetki alanlarıyla ilgili Avrupa Birliği’nin bir otorite olmadığını hatırlatmak isterim. Bunu biz Türkiye olarak söylemiyoruz. Yetki, Uluslararası Adalet Divanı’nda. AB de ‘Neden bunu Adalet Divanı’na götürmüyorsunuz’ diye soruyor. Yunanistan gidip orada ağlıyor ama Lahey’e gitmek için Yunanistan’la kendi aramızda ön anlaşma imzalamamız lazım. Peki, Yunanistan, Uluslararası Adalet Divanı’nı tanıyor mu? Hayır, tanımıyor. Bunu söyleyince Avrupa Birliği de şaşıyor. Çünkü biliyor ki oraya gidince Yunanistan’ın maksimalist talepleri hilafına karar çıkacak. Avrupa Birliği Türkiye’yle ilişkilerinde karar vermeli. Ya göç, vize serbestisi, terörle mücadele, Gümrük Birliği gibi birçok alanda işbirliğimizi ‘kazan kazan’ şeklinde devam edecek ya da iki tane şımarık ülkenin etkisiyle kararlar alınacak, gerginlik devam edecek. Kararlar, yaptırımlar neyse sorunların çözümüne bir katkısı olmayacak. Ne Kıbrıs sorununun çözümüne ne Doğu Akdeniz meselesinin halline bir katkısı olacak. Tam tersine işler tersine gider” dedi