Türkiye’nin ABD yaptırımlarına karşı elindeki en büyük kozu nedir?
Kürecik radarı Türkiye’nin elindeki en büyük koz mu?
Türkiye 2010 yıllında Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK) Geçici Üyesi iken, İran’a karşı uygulanacak yaptırımların görüşüldüğü oylamada “Hayır” oyu kullanmış, Batı basınında “Türkiye’nin ekseni mi kayıyor” tartışmaları alevlenmişti. Söz konusu tartışmalar, Türkiye’nin NATO Balistik Füze Savunma Sistemi erken uyarı radarının Kürecik’te konuşlanmasını kabul etmesiyle sönümlendi. Bu günlerde S-400 füze sisteminin tedariki ile birlikte; Türkiye-NATO, Türkiye-ABD ilişkilerinin geleceği yoğun olarak tartışılıyor. Peki, ABD’nin Türkiye’ye yaptırım seçeneklerini masada tuttuğu bir ortamda Kürecik radarı Türkiye’nin elindeki en büyük koz mu?
Kürecik daha önce de 1961 yılında kurulan ve 1991 yılında faaliyetine son verilen, Sovyet hava sahasını izleyen, ABD Hava Kuvvetlerine ait radar ve haberleşme role istasyonuna ev sahipliği yapmıştı. 2010 yılında yapılan Lizbon Zirvesi’nde NATO üyesi ülkeler, balistik ve seyir füzelerine karşı koruma sağlayacak, ABD milli füze savunma sistemi ile entegre çalışabilecek bir füze savunma sisteminin kurulmasına karar verdiler.
Kürecik radarı NATO Füze Savunma Sisteminin en önemli unsuru
Bu sisteminin en önemli unsuru olan AN/TPY-2 erken ihbar ve tespit radarı Şubat 2012’te ABD tarafından Kürecik’te faal hale getirildi. Kürecik radarı da dahil sisteminin diğer bileşenlerinin komuta ve kontrolü NATO Hava Komutanlığı tarafından Almanya’da bulunan Ramstein Üssü’nden yürütülüyor.
Kürecik’teki radar ve konumu hayati öneme haiz. Çünkü, Kürecik sadece İran’ı görmüyor, aynı zamanda Kafkaslar’ı ve Rusya’yı da görüş alanı içine alıyor.
Mehmet Cem Demirci
Deniz Güvenliği Uzmanı
AN/TPY-2 radarı birkaç bin kilometre mesafeden, Rusya veya İran’dan atılacak balistik füzeleri tespit ve takip ederek elde ettiği bilgileri, füzeleri imha edecek Polonya ve Romanya konuşlu AGEIS ASHORE ve denizde bulunan AEGIS gemilerine iletme imkanına sahip. Böylece, balistik füzelerin mümkün olduğu kadar uzaktan, atmosfer girmeden vurulması sağlanacak.
NATO Balistik Füze Mimarisinin etkinliği bakımından Kürecik’teki radar ve konumu hayati öneme haiz. Çünkü, Kürecik sadece İran’ı görmüyor, aynı zamanda Kafkaslar’ı ve Rusya’yı da görüş alanı içine alıyor. Söz konusu sahalardan herhangi birinden Avrupa veya Amerika’ya yönelik bir füze fırlatıldığında, füzeleri Kürecik’teki TPY-2 radarıyla izlemek ve hedef bilgilerini elde etmek füze savunması açısından en güvenli yol.
Türkiye’nin kendi hava radarları balistik füzeleri tespit edemiyor
Türk Silahlı Kuvvetleri Kürecik radarından doğrudan bilgi almıyor. Diğer NATO üyesi ülkeler gibi, Almanya’da Ramstein Üssünde Müttefik Hava Komutanlığı tarafından Kürecik radarı ve tespit uydularından alınan verilerin derlenmesiyle oluşturulan füzenin konumu, muhtemel çarpma bölgesi ve çarpma zamanı gibi bilgileri NATO iletişim hatları üzerinden alıyor. Türkiye’nin kendi hava radarlarının balistik ve seyir füzelerini teknik olarak tespit edemediği dikkate alındığında, Kürecik radarı ve dolayısıyla Müttefik Hava Komutanlığında tarafından elde edilen temas bilgileri Türkiye’nin savunması açısında da çok önemli.
Kürecik radarı hem NATO ülkelerini hem de İsrail’i koruyor
Kürecik radarını önemli kılan bir diğer nokta ise, İran’dan İsrail’e karşı atılacak balistik füzelerin bu radar ile kolaylıkla tespit edilebilecek olması. Her ne kadar Türkiye, Kürecik radarının topraklarında konuşlanmasına, İsrail ile ikili ilişkilerinde yaşanan gerginlik nedeniyle, radardan elde edilecek temas bilgilerinin İsrail ile paylaşılmaması koşuluyla izin verdiğini söylese de, ABD ve İsrail arasındaki füze savunmasına yönelik yapılan ikili anlaşmalar nedeniyle, ABD’nin radar temas bilgilerini İsrail ile paylaşıyor olması ihtimal dahilinde. Bu nedenle; Kürecik radarının doğrudan olmasa da, ABD üzerinden İran’dan gelecek balistik füzelere karşı İsrail’e koruma sağladığı söylenebilir.
Türkiye, kaderin garip bir cilvesi olarak şu an S-400 tedarikinden sonra tekrar bir eksen kayması tartışması ile karşı karşıya. Bu defa Kürecik radarı vazgeçilmezliği ile pazarlık masasında Türkiye’nin elindeki en büyük koz.
Mehmet Cem Demirci
Deniz Güvenliği Uzmanı
S-400 tedariki sonrasında F-35 programında çıkarılan Türkiye için yeni yaptırımların uygulanması gündemde. Son kertede ABD Başkanı Trump, yaptırımlar konusunda Kongre’den ek süre talep etti. Fırat’ın doğusunda uygulanacak güvenli bölge konusunda her iki ülkenin şimdilik fikir birliği içerisinde olduğuna dair bir hava oluşsa da, Fırat’ın batısında yaşanan gelişmeler yaptırımların her an tekrar gündeme gelmesine neden olabilir.
Türkiye’nin ABD yaptırımlarına karşı elindeki en büyük koz Kürecik radarı
Bu durumda Türkiye’nin elindeki en büyük kozlardan birisi Kürecik radarının faaliyetlerine son vermek söylemi olacaktır. Söz konusu radarın NATO ülkeleri ve İsrail’in güvenliği için vazgeçilmezliğinin farkında olan Türkiye, yaptırımların uygulanması durumunda Kürecik radarının faaliyetlerine son verebileceğini gündeme getirebilir. Nitekim, Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu tarafından daha önce bu yönde açıklamalar yapıldı. Türkiye her ne kadar İsrail konusunu açıkça gündeme getirmese de, Kürecik radarının faal tutulması konusunda Yahudi Lobisi’nin ABD’ye baskı için, Türkiye’nin tavrındaki kararlığa göre devreye girecek olması, Türkiye’nin en büyük avantajı olacak. Ayrıca, Kürecik radarının öncelikle Avrupa topraklarını koruyor olması da, NATO içerisinde sorunun diyalogla çözülmesi için ABD’ye baskı uygulanmasına neden olabilir.
Türkiye 2011 yılında Kürecik radarının kendi topraklarında konuşlanmasına izin vermekle eksen kayması tartışmalarına son vermişti. Kaderin garip bir cilvesi olarak şu an S-400 tedarikinden sonra tekrar bir eksen kayması tartışması ile karşı karşıya. Bu defa Kürecik radarı vazgeçilmezliği ile pazarlık masasında Türkiye’nin elindeki en büyük koz. Günün sonunda Türkiye’nin Kürecik radarının faaliyetlerine son vermesi hem kendi ihtiyaçları hem de gerçek bir eksen kaymasına neden olacağından mümkün görülmese de yaptırımlar konusunda uzlaşılması için herkesi masada tutmaya yetecek ağırlığa sahip. ABD için İncirlik Üssü’nün alternatifinin olmasına rağmen, Kürecik radarının balistik füzelerin tespitinde yerinin doldurulamayacak olması onu vazgeçilmez kılan en önemli etken. Türkiye’nin bu kozu nasıl kullanacağını ise zaman gösterecek.
Yazar: Mehmet Cem Demirci, Deniz Güvenliği Uzmanı
EURO NEWS