Türkiye'nin En Zeki Gençleri ve TSK'dan İhraç Süreci: Kazanan Kim, Kaybeden Kim?

19 teğmenin "Mustafa Kemal’in askerleriyiz" sloganıyla disiplin kuruluna sevk edilmesi, TSK’nın yetenekli personelini kaybetme riskini gündeme taşıdı. Bu ihraçlar kimin kazancı, kimin kaybı olacak?

Türkiye'nin En Zeki Gençleri ve TSK'dan İhraç Süreci: Kazanan Kim, Kaybeden Kim?


YUSUF İNAN YAZDI...

Türkiye'nin En Zeki Gençleri ve TSK'dan İhraç Süreci: Kazanan Kim, Kaybeden Kim?

Türkiye’nin en zeki gençlerini bünyesine katarak geleceğin askerî liderlerini yetiştiren Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK), 19 teğmenin "Mustafa Kemal’in askerleriyiz" sloganıyla disiplin kuruluna sevk edilmesi ve olası ihraçlarıyla karşı karşıya. Bu olay, Türkiye’de yıllardır tartışılan bir soruyu yeniden gündeme taşıyor: TSK’nın kendi yetiştirdiği en başarılı subayları ihraç etmesi kimin kazancı, kimin kaybı olacak?


"Mustafa Kemal’in Askerleriyiz": Bir Geleneğin Peşinde

30 Ağustos mezuniyet töreninde, genç teğmenlerin geçmiş yıllardan gelen bir geleneği sürdürerek "Mustafa Kemal’in askerleriyiz" sloganını dile getirmesi, soruşturma konusu oldu. Törende spontane olarak gerçekleştiği ifade edilen bu olay, genç askerlerin Atatürk’ün mirasına bağlılıklarını göstermeyi amaçlayan bir eylem olarak yorumlanıyor. Ancak bu girişim, yetkililer tarafından disiplin ihlali olarak değerlendirildi.

Kamuoyunda "teğmenlerin ifadeleri" olarak bilinen belgelerde, genç subaylar kendilerini savunurken, tören sırasında herhangi bir art niyet taşımadıklarını, yalnızca mezuniyet coşkusu ve geleneğin etkisiyle hareket ettiklerini belirtti.


TSK’nın Tarihi ve Düşündüren İhraçlar

Türk Silahlı Kuvvetleri’nin en parlak subayları, geçmişte de benzer nedenlerle ihraç edilmişti. Bunların arasında "irtica" suçlamasıyla ordudan ayrılmak zorunda kalanlar dikkat çekiyor. Örneğin, Deniz Kuvvetleri’nde görev yapan Prof. Dr. İskender Pala, edebiyat alanında büyük başarılara imza atmış bir isim olarak tarihe geçti. Pala’nın TSK’da kalsa bu denli başarılı olup olamayacağı hâlâ tartışma konusu.

Benzer şekilde, bugün "Mustafa Kemal’in askerleriyiz" sloganıyla disiplin kuruluna sevk edilen genç teğmenler, başarılarının ve potansiyellerinin başka alanlara ya da ülkelere yönelmesine yol açabilecek bir sürecin içine sürükleniyor.


TSK’dan Ayrılanlar Nerede?

TSK’dan ihraç edilen personelin çoğu, sivil hayatta büyük başarılara imza atarak dikkat çekiyor. Türkiye'nin zeki gençlerini seçip eğiten TSK, bu kişileri kaybettiğinde yalnızca bireysel hikâyelerde değil, ulusal düzeyde de bir kayıp yaşıyor. Bu tür ihraçlar sonucunda zeki subaylar, özel sektörün cazibesine kapılabiliyor ya da yabancı ülkelerde askerî ve sivil alanlarda çalışarak ülkelerine katkı sağlayamayabiliyor.


Kazanan Kim, Kaybeden Kim?

Bu süreçte kazanan taraf, genç subayların yeteneklerinden faydalanan özel sektör ya da yabancı ülkeler olabilir. Ancak kaybeden tarafın Türkiye olduğu açık. Çünkü ihraç edilen her zeki ve idealist subay, TSK’nın ve ülkenin beşerî sermayesinden kayıptır. Tarihsel deneyimler, bu tür ihraçların ordunun kurumsal hafızasına zarar verdiğini, ülkenin stratejik gücünü zayıflattığını gösteriyor.


Korku Kültürü ve Genç Subaylar

Genç subayların ifadelerinde, olayın spontane geliştiği ve herhangi bir art niyet taşımadığı açıkça belirtiliyor. Ancak bu durum, TSK’da giderek artan bir korku kültürünün yansıması olarak da yorumlanabilir. Subayların attıkları her adımı sorgulamak zorunda kaldığı bir ortam, hem kurumsal hem de bireysel düzeyde özgüven eksikliğine yol açabilir.


Toplumsal ve Kurumsal Bir Dönüm Noktası

"Mustafa Kemal’in askerleriyiz" sloganıyla disiplin kuruluna sevk edilen 19 teğmenin durumu, yalnızca bir disiplin meselesi değil, aynı zamanda Türkiye’nin askerî, toplumsal ve demokratik geleceği için bir dönüm noktasıdır. Bu gençlerin gelecekleri, Türkiye’nin kendi insan kaynağını nasıl değerlendirdiğini ve potansiyelini nasıl kullandığını gösterecek önemli bir örnek olacaktır.

Kayıp mı, Kazanç mı?

28 Şubat ve 15 Temmuz süreçlerinde ortaya çıkan insan kaynağı, milyonlarla ifade edilen devasa bir potansiyele işaret ediyor. İyi eğitimli, devlet kuracak kadar deneyimli bürokratlardan oluşan bu insan kaynağının benzer süreçlerle boşa çıkarılması ve büyük bir kısmının yurtdışına göç etmesi, Türkiye’nin yaklaşık 15 milyonluk eğitimli ve devlet tecrübeli bir kitleden mahrum kalmasına neden oldu. Bürokrasiden valilere, kaymakamlardan askerlere, eğitimcilerden hukukçulara kadar geniş bir yelpazeyi kapsayan bu kaynak, Türkiye için bir kayıp mıdır yoksa uzun vadede bir dönüşüm fırsatı mı sunar? Bu sorunun yanıtı, hem bugünkü siyasi atmosferin hem de gelecekteki stratejik planlamaların belirleyici unsuru olacaktır.

YUSUF İNAN / YURTTA SULH CİHANDA SULH

Twitter : @Yusufinan2023
Instagram : yusufinan2023
Instagram : fondinan2016
Email : gundem@sehitlerolmez.com
Website : www.sehitlerolmez.com