Türkiye’nin Güneyindeki Tehdit: Kuşatma Genişliyor
Kıbrıs Üzerinde Siyasi ve Askeri Hamleler
Türkiye’nin Güneyindeki Tehdit: Kuşatma Genişliyor
YEREL GÜNDEM / TÜRKİYE
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Temmuz ayında İsrail’e girmekten bahsetmesinin ardından Meclis açılışında İsrail’in bir sonraki hedefinin Türkiye olduğunu ifade etmesi, güney sınırlarımızdaki tehdidin ciddiyetini gözler önüne seriyor. Aynı zamanda Devlet Bahçeli'nin İmralı-DEM açılımı, Türkiye’nin güneyinde sadece askeri değil, aynı zamanda stratejik ve siyasi bir kuşatma altında olduğuna işaret ediyor. Bununla birlikte batı cephesinde de gerilim tırmanıyor.
Batı Cephesinde Gerilim Yüksek
Ekim ayında Yunanistan Dışişleri Bakanı Giorgos Gerapetritis, Türkiye’nin “savaş sebebi” saydığı “12 deniz mili” hakkından vazgeçmeyeceklerini ilan etti. Bununla birlikte, Türkiye’ye yakın olan Meis Adası çevresindeki Çamada Adası’nda imar hareketleri başladı. Yunanistan’ın İsrail’den alacağı Spike NLOS füzelerinin Doğu Ege adalarına yerleştirileceği Şubat 2025 itibarıyla bildirildi.
Kıbrıs Üzerinde Siyasi ve Askeri Hamleler
Rum kesimi ve Yunanistan, Türkiye’ye karşı siyasi koz olarak kullandıkları Kıbrıs konusunda adımlarını hızlandırıyor. ABD, Kıbrıs Rum Yönetimi ile savunma işbirliğini güçlendirirken, Biden’ın Rum lider Hristodulidis’i Beyaz Saray’da ağırlaması, ABD’nin bu cephedeki tarafını net bir şekilde ortaya koyuyor. Türkiye’nin Kıbrıs sorunu çerçevesinde tek çözüm yolunun KKTC’nin tanınması olduğunu belirtmesi devam ederken, KKTC Cumhurbaşkanı Tatar’ın New York’ta Rum liderle bir araya gelmesi tartışmaları alevlendirdi.
Avrupa Ordusu Planı ve Türkiye
Türkiye'nin NATO üyeliği çerçevesinde Avrupa ordusu girişimlerine sıcak baktığını ifade etmesiyle gündeme gelen yeni “Avrupa ordusu” projesi, Rum kesiminin NATO programlarına katılımının önünü açabilir. Türkiye’nin bu konuda nasıl bir politika izleyeceği ise belirsizliğini koruyor.
Ankara'nın Sessizliği Ne Anlama Geliyor?
Erdoğan’ın muhalefette olduğu dönemlerde hükümeti sertçe eleştirdiği konularda bugün sessiz kalması, özellikle Türkiye’nin güney ve batısındaki kuşatma karşısında dikkat çekiyor. Bu bağlamda, Türkiye’nin stratejik olarak aldığı pozisyon, uzun vadeli dış politika adımlarının nasıl şekilleneceğine dair soruları da beraberinde getiriyor.
Bu kuşatma ve tehditler karşısında Türkiye’nin hem diplomatik hem de askeri cephede hangi adımları atacağı merakla bekleniyor.
Kaynak: Müyesser Yıldız / www.muyesseryildiz.com