Türkiye'nin İsveç şartına AP Türkiye Raportörü'nden 'Kopenhag' hatırlatması
'KAVALA, DEMİRTAŞ, HDP'Lİ BAŞKANLAR, BASIN ÖZGÜRLÜĞÜ...'
Türkiye'nin İsveç şartına AP Türkiye Raportörü'nden 'Kopenhag' hatırlatması
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın "Önce gelin Türkiye'nin Avrupa Birliği'nde önünü açın, İsveç'in de önünü açalım" sözlerini değerlendiren Avrupa Parlamentosu'nun Türkiye Raportörü Nacho Sanchez Amor “Arada bir bağ yok” dedi. Türkiye'nin AB üyeliğinin Kopenhag kriterlerini yerine getirmesine bağlı olduğunu ifade eden Amor, Kavala, Demirtaş bırakılmasını, basın özgürlüğünün sağlanması gerektiğini söyledi ve ekledi: Üyeliğin kestirme yolu yok, Kopenhag kriterlerine uymak zorundasınız...
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan NATO zirvesinin düzenlendiği Vilnius'a hareket etmeden önce "Önce gelin Türkiye'nin Avrupa Birliği'nde önünü açın, ondan sonra biz de Finlandiya ile ilgili nasıl onun önünü açtıysak, İsveç'in de önünü açalım" dedi. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamalarını Avrupa Parlamentosu'nun Türkiye Raportörü Sanchez Amor değerlenirdi.
İspanyol bürokrat Amor, İsveç'in NATO üyeliği ile Türkiye'nin AB üyeliği arasında bağ kurulmasını yanlış bulduğunu söyledi. Amor, Türkiye'nin AB üyeliğinin Kopenhag kriterlerini yerine getirmesine bağlı olduğunu ifade etti.
Avrupa Parlamentosu'nun Türkiye Raportörü Sanchez Amor
İş insanı Osman Kavala, HDP'nin eski Genel Başkanı Selahattin Demirtaş ve HDP'li belediye başkanlarının serbest bırakılması, LGBTİ+ bireylerin haklarının tanınması ve basın özgürlüğünün sağlanması gerektiğini söyledi. DW Türkçe için gazeteci Kayhan Karaca'nın sorularını yanıtlayan Sanchez Amor, vize serbestisi sağlanması konusunun da Türkiye'ye bağlı olduğunu belirtti. Amor, AP'nin Gümrük Birliği'nin modernizasyonu görüşmelerinin başlamasına ise karşı olmadığını, ama bunda da ilke ve değerlerin önem taşıdığını söyledi.
'TÜRKİYE BELKİ AZOV TUTUKLULARI KONUSUNDA JESTLER YAPTI'
Amor, Türkiye'nin İsveç'in NATO üyeliğini onaylamasına ilişkin sağlanan anlaşmaya dair değerlendirmesinde "Türkiye açısından bu konuda kolay bir çıkış söz konusu değildi. Türkiye kendi kendini bu duruma soktu. Herkes biliyor ki İsveç'in üyeliğini geciktirmek, Rusya'nın askeri gündemine yardım etmekten başka bir şey değil. Bu kadar basit. Belki de bu yüzden Azov tutukluları konusunda kimi jestler yaptılar" dedi.
'ÜYELİĞİN KESTİRME YOLU YOK...'
Amor, İsveç'in NATO üyeliği ile Türkiye'nin AB üyeliği perspektifi arasındaki paralelliğin AP kulislerine nasıl yansıdığını şöyle anlattı:
"İsveç'in NATO üyeliği ile Türkiye'nin AB üyeliği arasında bağ kurulmasını desteklemem mümkün değil. Bunlar doğası gereği, jeopolitik ve politik açıdan, iç siyaset açısından tamamen iki ayrı dünyadır. NATO demokrasilerin askeri kulübüdür. AB ise demokrasiler kulübüdür. Tam anlamıyla demokrasi değilseniz AB üyesi olamazsınız. Bunun kestirme yolu yoktur. Kopenhag kriterlerine uymak zorundasınız. Katılım süreci; ilkeler, değerler ve bunlara uyumla ilgilidir. Dolayısıyla bu bağı kurmak hatalı bir adım oldu düşüncesindeyim. Katılım sürecini yeniden canlandırmak istiyorsanız yapacağınız tek şey kriterlerle uyum sağlamaktır. Türkiye ve Cumhurbaşkanı Erdoğan ne yapılması gerektiğini çok iyi biliyorlar."
'KAVALA, DEMİRTAŞ, HDP'Lİ BAŞKANLAR, BASIN ÖZGÜRLÜĞÜ...'
Amor, "Yıllardır söylüyorum, jeopolitik duruşunuz AB katılım süreciyle ilgili bir konu değildir. Türkiye ile birçok alanda iş yapabiliriz. Fakat üyelik ilke ve değerlerle ilgili bir konudur" diyerek siyasi tutuklulara dikkat çekti:
"Katılım sürecine yeniden dönmek istiyorlarsa ne yapılması gerektiğini çok iyi biliyorlar. Kavala'yı, Demirtaş'ı ve HDP'li belediye başkanlarını serbest bırakın, HDP belediye başkanlarına görevlerini iade edin, LGBT aktivistlerine yönelik baskıyı sonlandırın, medya özgürlüğüne karışmayın, medyaya ve sosyal medyaya ceza kesmeyi durdurun. Hepsini biliyorlar, çünkü dünyadaki tüm insan hakları kuruluşları bunları yıllardır söylüyor."
KARAR