Türkiye'nin olası Suriye operasyonu şart mı, riskleri neler? Uzmanlar euronews'e değerlendirdi
Has’a göre Türkiye açısından olası riskler ikili ilişkiler açısından yaşanabilir.
Türkiye'nin olası Suriye operasyonu şart mı, riskleri neler? Uzmanlar euronews'e değerlendirdi
Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, Ankara görüşmelerine başladı. Ukrayna tahılının Türkiye üzerinden dünyaya dağıtılması ve Türkiye’nin bir süredir gündeminde olan Suriye’nin kuzeyine yönelik askeri harekat temasların çerçevesini oluşturuyor.
Batı ülkelerince ve ABD tarafından yakından takip edilecek bu görüşmelerin Türkiye açısından en öncelikli gündemi ise Suriye’deki YPG-PYD güçlerine karşı başlatılması planlanan yeni bir askeri harekat.
En son açıklamasında "Güvenlik endişelerini yeni harekatlarla gidereceğiz" diyen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, yeni bir operasyonda kararlı görünüyor.
Stratejik Düşünce Enstitüsü Başkanı Güray Alpar, bu operasyonun Türkiye’nin kendi güvenliğini tesis etmesi açısından önemli olduğu kanaatinde.
Bununla birlikte Suriye’de bir an önce istikrarın sağlanması ve Suriyeli göçmenlerin de kendi ülkelerine dönebilmeleri için bu bölgelerin temizlenmesi gerektiğini vurguluyor Alpar.
‘’BM Sözleşmesi’ne göre size bir saldırı varsa müdahele hakkınız var. Bu kapsamda hukuki zemini tamdır harekatın. Adana Mutabakatı’na göre de müdahale hakkınız var. Bir de 2019’da Soçi’de imzalanan mutabakatta bu terör gruplarını Türkiye sınırının 30 kilometre gerisine çıkartılacağı söylendi. Ama görüyoruz ki hemen hemen her gün saldırı oluyor. Bombalar patlatıyor ve ordaki sivillere yönelik de saldırılar var. O nedenle bu operasyon kararı doğrudur. Türkiye hem kendi güvenliği ve hem de Suriye’deki halklar açısından bu harekatı gerekli görüyor. Zaten bu operasyon halihazırda var. Barış Harekatı’ndan sonra da devam ediyordu operasyon.’’
Türkiye’nin güvenlik kaygısının ilgili ülkelerce de kabul edildiğini ifade eden Stratejik Düşünce Enstitüsü Başkanı Güray Alpar, harekat konusunda Türkiye’nin elinin güçlü olduğunu söylüyor.
Öte yandan, Suriye’deki göçün bu harekatın en önemli unsuru olduğunu belirten Güray Alpar, bir an önce bunun da önüne geçilmek istendiğini dile getiriyor.
‘’Örneğin, Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov’un ziyaretinde Soçi’de imzalanan mutabakat metni ile bu terör gruplarının Türkiye-Suriye sınırından itibaren 30 km’nin dışına çıkarılması sağlanırsa Türkiye neden operasyon düzenlesin ki? Buradan bir saldırı gelmezse neden yapılsın bu harekat. Türkiye öylesine gitmiyor oraya, sınırında güvenlik endişesi var. Ki bu endişeyi anlıyoruz diyor ABD. YPG-PKK terör örgütüne silahları verdi mi verdi, müttefike yakışmayan bir hareket. Öncelikle NATO ve ABD’nin engellemesi gerekiyor bu durumu. NATO şimdi devreye girmeyecekse ne zaman girecek? O zaman dünya baş edemez bu terör olgusuyla. Bir diğer mesele de Suriye’den dünyaya yayılan göç. İnsanlar denizin ortasında ölüyor, bu insanlık ayıbı ne kadar devam edecek? Bir an önce istikrar sağlanmalı. Türkiye’nin hedefi de budur.’’
Rusya Uzmanı Dr. Kerim Has’a göre ise olası Suriye operasyonun altında yatan gerekçeler Türkiye’nin iç siyaseti ile alakalı. Güvenlik kaygısı ile ilişkili değil.
Rusya Uzmanı Has, 2023 seçimleri öncesi Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Suriye harekatı ile milliyetçi ve muhafazakar oyları toplama amacında olduğunu düşünüyor.
‘’Bana göre Suriye’ye yönelik askeri bir harekat şart değil. Bunun iç politika ile alakalı olduğunu düşünüyorum. Böyle bir durumda ister istemez HDP’ye yönelik baskı artacak. Muhalefet içerisinde bir çatlak olacak. Bu hamle seçim öncesi Erdoğan’ın oy mühendisliği ile alakalı. YPG’nin bildiğim kadarıyla büyük çapta Türkiye’ye saldırısı olmadı. Onların derdi Suriye’de bir özerklik, dertleri Türkiye değil. Barış Pınarı Harekatı’nda da o taraftan bir saldırı olmamıştı. Ben YPG’yi desteklemiyorum fakat takip ettiğim kadarıyla harekatı gerekçe kılacak bir saldırı olmadı. Ama doğru, YPG güçleri tamamen çekilmedi. Fakat bir saldırı yok. O nedenle iç siyaset ile alakalı olduğunu düşünüyorum.’’
"Erdoğan zor bir partner olsa da Rusya’nın en favori adayı''
Ukrayna meselesinden ötürü, Türkiye’nin Rusya karşısında artık elinin daha güçlü olduğunu dile getiren Dr. Kerim Has, Rusya’nın Türkiye ile ilişkileri daha dengeli zemine çektiğini ifade ediyor.
‘’Her iki ülke de ilişkileri riske atamaz. Rusya yeşil ışık yakacaksa Erdoğan’a bu da yine iç siyaset ile ilgili olacaktır. Rusya, daha önceki adımlarında Türkiye’ye operasyonlar için yeşil ışık yakarken, Kürtleri Şam’a yakınlaştırmayı, müzakereleri ABD bağlamından çıkartıp, Moskava-Şam hattına çekmeyi hedefledi. İkincisi, Ankara- Washington arasındaki çatlağı derinleştirmeyi amaçladı. Şimdi ise Türkiye, Finlandiya ve İsveç’in NATO üyeliklerini Moskova’nın da hoşuna gidebilecek şekilde sürüncemede bırakabilme mesajı veriyor. Ne kadar direnir Erdoğan bilmiyoruz ama bu sempati ile karşılanıyor. O nedenle Rusya Türkiye’den çok fazla talepkar olamaz. Dördüncü mesele ise seçimler. Her ne kadar Erdoğan zor bir partner olsa da Rusya’nın en favori adayı yine Erdoğan. Eğer bu harekat Erdoğan’ın oylarını arttıracaksa Rusya ılımlı bakar.’’
Türkiye’nin ABD ve Rusya ile olan ikili ilişkilerinin de Suriye’ye yönelik olası bir askeri harekattın sınırlarını çizeceğini dile getiriyor Rusya Uzmanı Dr. Kerim Has.
Has’a göre Türkiye açısından olası riskler ikili ilişkiler açısından yaşanabilir.
‘’Operasyonun nereye yapılacağı da oldukça önemli. Kobani’ye yapılırsa ABD güçlü tepki verir ama Tel Rıfat ve Menbiç’e olursa orda Rusya var. Dolayısıyla ikili ilişkileri bu noktalar üzerinden değerlendirmek gerekiyor. Ama ABD açısından Trump döneminden daha sert bir tepki gelir. Ruslar ise ABD-Türkiye ilişkilerinin gerilmesini isteyerek Kobani’yi işaret eder ve orada bir pazarlık döner. Çünkü Erdoğan Tel Rıfat ve Menbiç’e operasyon ister. Bu açıdan bakıldığında ABD olan ilişkileri daha az zedeler ve bir milyon insanı göndereceğim argumanı ile oyları içeride toplayabilir. Ve bir de muhalefet üzerinde de bir baskı olacak ve bu operasyona destek verecekler.’’
EURO NEWS