Türkiye’nin S-400’le İmtihanı
“Görüşmeler sonrası geleceğimiz yer bundan farklı olmayacak”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, 13 Kasım’da ABD Başkanı Donald Trump’ın davetiyle Washington’a gerçekleştirdiği ziyaretin gündeminde, iki ülke arasındaki ticaretin 100 milyar dolara çıkarılmasından, Suriye’nin kuzeyindeki işbirliğine, Halkbank davasından, Fethullah Gülen ve Mazlum Kobani’nin iadesine birçok başlık vardı ama tüm bunlar bir konuda düğümlendi; Türkiye’nin Rusya’dan aldığı S-400’lerin akıbeti.
ABD tarafı, Rus füze savunma sistemini Türkiye’nin kullanacak olmasından o kadar rahatsızlardı ki Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın dönüş yolunda uçakta kendisini takip eden gazetecilere yaptığı açıklamada, ABD’li senatörlerin kendisine “S-400’leri traktörle ezin” dediğini aktardı.
Ancak Washington’dan yapılan tüm baskılara rağmen Türkiye, S-400’ler konusunda geri atmış değil.
“Görüşmeler sonrası geleceğimiz yer bundan farklı olmayacak”
Washington’da alınan karar gereği, S-400’ler konusunda Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın ve Ulusal Güvenlik Danışmanı Robert O’Brien arasında kurulan mekanizma, çalışmaya başlamış olsa da Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Washington dönüşü esansında uçakta yaptığı açıklama henüz çok taze. Erdoğan, “Tabi İbrahim Bey'in O'Brien ile yapacağı görüşme ve Savunma Bakanlığından katılacak arkadaşların yapacakları görüşmeler neticesinde bizim geleceğimiz yer, bundan daha farklı olmayacak S400'ü alıyoruz. Bir parti kaldı sadece. Patriotlar’ı almaya hazır olduğumuzu Sayın Trump'a söyledim. Patriotlar’ı alırken S400'ü tamamen kaldırma teklifini biz egemenlik haklarımız üzerinde bir tasarruf olarak görüyoruz ve kesinlikle doğru bulmuyoruz” diye konuştu.
Kalın: “Önümüzde üç dört ay var”
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bu açıklamasının ardından TRT’ye özel bir röportaj veren İbrahim Kalın da Türkiye’nin, S-400’lerden geri adım atmasının mümkün olmadığını belirten yeni adımlardan söz etti.
Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü, ‘‘Biz S-400’leri alma kararını bir gecede vermedik. Trump da Obama dönemimde hata yapıldığını ifade etti. Biz S-400'lerle ilgili ilk anlaşmayı 2017 Nisan’ında imzaladık. CAATSA yaptırımları Kongre’den 2017 yılının Ağustos ayında geçti. S-400’ler NATO sistemine entegre edilmeyecek. Müstakil bir hava savunma sistemi olarak kullanılacak. Bize önce anlaşmayı yaptığınız andan itibaren yaptırımları uygularız dendi, sonra ‘Geldiği gün yaptırımları uygularız’ dendi. Şimdi de ‘Aktif hale getirdiğiniz gün uygularız’ deniyor. CAATSA’yı bu kapsamda uygulayarak tehdit etmeye çalışıyorlar. Önümüzde üç dört ay zaman var. Türkiye kaybeder ama Amerika da kaybeder. S-400’den geri adım yok. Söz konusu değil. Güvenlik kaygılarını giderecek yeni teklifler getireceğiz’’ dedi.
Rusya da Türkiye’nin tutumunu yakından izliyor
Birleşik Arap Emirlikleri’nin Dubai kentinde düzenlenen uluslararası havacılık fuarı Dubai Airshow 2019’a katılan Rusya Askeri-Teknik İşbirliği Servisi Başkanı Dmitriy Şugayev de konuya ilişkin açıklamalarda bulundu. Şugayev, S-400 hava savunma sisteminin 2020 yılının baharına kadar kullanıma hazır hale getirilerek Türk Ordusu’nun hizmetine sunulacağını ifade etti.
Şugayev, Rusya’da S-400 kullanım eğitimi alan Türk uzmanların da eğitimlerini bu yıl sonuna kadar tamamlayacaklarını söyledi.
Türkiye açısından takvim sıkışıyor
Bir yanda NATO müttefiki ABD’nin İbrahim Kalın’ın ifadesiyle ‘CAATSA tehdidi’ diğer yanda her geçen güçlenen Rusya’yla olan ilişkiler konuyu Türkiye açısından sıkışık bir noktaya ve takvime sokuyor.
"S-400 aynı zamanda Soçi mutabakatı demek, Astana süreci demek"
Cumhuriyet gazetesi yazarı Mehmet Ali Güller, Türkiye’nin kendi ulusal güvenliği ile ilgili bir konuyu ABD’yle müzakere etmesini sorunlu buluyor.
VOA Türkçe’nin sorularını yanıtlayan Güller, ‘‘ABD’nin yaptığı şey açık. Türkiye’yi S-400’leri paketinde tutmaya zorluyor. Ancak Türkiye pozisyonunu değiştirmemeli ve S-400’leri kullanmalı. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Washington ziyaretinde alınan tek karar S-400 ve F-35’ler konusunda ortak mekanizma kurulması oldu. Aslında bu bir oyalama mekanizması. Türkiye topu ortak mekanizmaya atarak zaman kazanmaya çalışıyor. Ama mekanizmanın kendisi sorunlu. Türkiye, kendi ulusal güvenliğiyle ilgili bir konuyu ABD’yle müzakere etmemesi gerek ve unutmayın S-400 aynı zamanda Soçi mutabakatı demek, Astana süreci demek. AKP hükümetinin bunları da hesaba katarak direnmesi gerekiyor’’ diyor.
"S-400’ler pakette tutulursa Rusya Türkiye’yle köprüleri atmaz ama Türkiye S-400’de ısrar etmeli"
Peki Türkiye, Kalın-O’Brien ortak mekanizması sonrası S-400’leri kullanıma sokmazsa Türkiye-Rusya ilişkilerin seyri ne olur?
Mehmet Ali Güller, “Eğer Türkiye S-400’leri pakette tutma kararı alırsa Rusya bunu ilişkilerde bir kırılmaya dönüştürmez. Çünkü Rusya’nın Türkiye’yle ilişkilerinde üç ana kıymetli enstrümanı var. S400, sıralamada üçüncü sırada. İlki Türk Akımı projesi, ikincisi Akkuyu nükleer santrali, üçüncü ise S-400'dür. Rusya lideri Putin, Türkiye’yle Rusya ilişkilerinde bir kırılma istemez. Erdoğan da bunu bildiği için Amerika’yla müzakerelerde koz olarak kullanıp kendisine zaman ve alan açan bir perspektif sağlamaya çalışıyor. Bana kalırsa Moskova bu noktadan hareketle, Türkiye’yle köprüleri atmaz. Ama Türkiye’nin ABD’yle eşit ilişki kurması açısından S-400’lerde ısrar etmesi gerek” diye düşünüyor.
"Türkiye S-400’leri aktivasyondan vazgeçerek Sırbistan’a satabilir"
21. Yüzyıl Enstitüsü Başkanı Cahit Armağan Dilek, Türkiye’nin bir zamanlar dış politikada koz olarak gördüğü S-400 alımının iyiden iyiye bir soruna dönüştüğü görüşünde.
VOA Türkçe’ye değerlendirmelerde bulunan Dilek, “Türkiye’yle ABD arasında kurulan komisyon çalıştıktan sonra S-400 ve F-35’lerin uyumsuz olduğu şeklinde bir rapor çıkabilir. Ama bu biraz zaman alacak. Zaten Türk şirketleri 2020 Mart ayına kadar parça üretecekti. Ortak mekanizmanın takvimi de Mart ayını işaret ediyor. Türkiye aktivasyondan vazgeçecek. S-400’leri aktive etmeyecek Türkiye ne yapabilir? Bence başka bir ülkeye satabilir ki bence bu Sırbistan olabilir. Türkiye’yle Sırbistan’ın çok iyi ilişkileri var. Ekim ayında Cumhurbaşkanı Erdoğan, Sırbistan’ı ziyaret etti. Birkaç gün önce S-400’lerin kullanıldığı bir tatbikat sonrası Sırbistan Cumhurbaşkanı Vucic, ‘Böyle bir silaha sahip olursanız kimse size saldıramaz ama paramız yok o nedenle S-400 alamayız’ dedi. Türkiye ile Sırbistan arası iyiyken bir biçimde satılabilir’’ diye konuştu.
"Türkiye S-400’leri aktive etmezse Rusya gücenmez, istediği etkiyi yarattı"
21. Yüzyıl Enstitüsü Başkanı da tıpkı Cumhuriyet yazarı Güller gibi Rusya’nın Türkiye’nin silahı almasını sorun etmeyeceğini düşünüyor. Ancak Dilek’in argümanları farklı.
Dilek, “Rusya zaten yapacağını yaptı. Türkiye’yle Batı İttifakı arasında bir güven bunalımı yaşanıyor. S-400’leri sattı, parasını aldı. Yetmedi, Moskova’daki fuara çağırdı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, uçakları çok beğendiğini açıkladı. Kendi silahlarının çok güçlü olduğu, Türkiye aktive etmese bile bunu ABD baskısıyla yapmaya mecbur kalacağı algısını oluşturdu. Kağıt üzerinde Türkiye o silahları aldı. Türkiye artık S-400’leri kurmasa da Rusya bundan gücenmez. İstediği etkiyi çoktan yarattı” görüşünü savundu.
Prof. Kalaycıoğlu: "Rusya’nın hedefi NATO’yu sorunlu hale getirmek"
Sabancı Üniversitesi Sosyal Bilimler Fakültesi Öğretim Üyesi Ersin Kalaycıoğlu da Rusya ve Putin’in istediklerini aldığını buna karşılık Türkiye’nin S-400’leri aktive etmesi halinde kaçınılmaz olarak CAATSA yaptırımlarıyla karşı karşıya kalacağının altını çiziyor.
VOA Türkçe’ye konuşan Profesör Kalaycıoğlu, “Türkiye, Putin’le Trump arasında, Amerika’yla Rusya arasına sıkışmış durumda. Onun kolay bir çözümü yok. Tek çözüm var, onu alıp açmamak. Açılmadığı zaman NATO’yla Türkiye arasında sorunlar çıkmıyor, S-400, NATO sorunu haline gelmiyor. Bunu sorunlu hale getirmek Rusya’nın stratejisi. İngiltere’yi, Türkiye’yi karıştırdı. Baltık ülkelerinde nüfuzu var. Polonyalılar, Ukrayna’ya yaptığı gibi bir girişim bekliyor. NATO’yla savaşmakta olan bir Putin var. Cumhurbaşkanı Erdoğan üzerinde baskıya devam edecektir. S-400’leri kutusundan çıkarırsa Türkiye, kötü örnek olacaktır. O ABD’nin kırmızı çizgisi. Amerika’nın istediği şu, geliyor ama kutusundan çıkmasın. Çünkü eğer Türkiye bunu kullanırsa başka ülkeler de sıraya gelebilir. O zaman Rusya’nın daha kolay karışabileceği bir NATO olur. Ben buna müsaade edileceğini düşünmüyorum. O yüzden CAATSA yaptırımları uygulanacak deniyor. Hatta Erdoğan ve ailesi hakkında yaptırımlardan söz ediliyor” dedi.
Hilmi Hacaloğlu / AMERİKANIN SESİ