Türkiye'nin Savunma Sanayiinde Şüpheli Ölümler ve Güvenlik Zaafiyetleri
Türkiye'de savunma sanayi mühendislerinin şüpheli ölümleri, ASELSAN ve ROKETSAN gibi kurumlarda güvenlik zaafiyetlerini gündeme getiriyor.
Türkiye'nin Savunma Sanayiinde Şüpheli Ölümler ve Güvenlik Zaafiyetleri
YEREL GÜNDEM / TÜRKİYE
Türkiye'nin savunma sanayiinde çalışan mühendislerin ve bilim insanlarının art arda gelen şüpheli ölümleri, ulusal güvenlik açısından ciddi bir tehdit oluşturuyor. ASELSAN, ROKETSAN ve TUSAŞ gibi stratejik kurumlarda görev yapan yetenekli mühendislerin şüpheli ölümleri yıllardır tartışma konusu. Bu durum, hem savunma sanayi sektörünün güvenliğini hem de bu alanda çalışmak isteyen mühendislerin motivasyonunu olumsuz etkiliyor.
Geçmişteki Şüpheli Ölümler: ASELSAN Örnekleri
ASELSAN mühendislerinin 2006 yılında başlayan şüpheli ölümleri, savunma sanayiindeki güvenlik sorunlarının ilk somut örneklerinden biri oldu. Hüseyin Başbilen, Evrim Yançeken ve Mülsem Ünal gibi mühendislerin ölümleri resmi kayıtlarda "intihar" olarak yer alsa da aileler ve uzmanlar bu açıklamalara inanmadı. Ölümler genellikle kritik projelerde görev yapan mühendislerin etrafında yoğunlaştı. Özellikle Milli Tank Projesi ve İHA projelerinde çalışan mühendislerin hedef alınması dikkat çekti.
ROKETSAN Mühendisi Yusuf Serdar Yücel’in Ölümü
2024 yılında ROKETSAN’da yazılım mühendisi olarak çalışan Yusuf Serdar Yücel’in ölümü, ASELSAN mühendislerinin ölümleriyle benzerlikler taşıyor. Yücel’in babası, oğlunun "intihar" etmediğini ve görevine bağlı sırları paylaşmadığı için infaz edildiğini ileri sürdü. Bu açıklama, savunma sanayi mühendislerinin bilgi güvenliği açısından hedef alınma riskini bir kez daha gündeme getirdi.
Bilim İnsanlarına Yönelik Sabotaj: Isparta Uçak Kazası
2007’de gerçekleşen Isparta uçak kazasında, toryum elementine dayalı enerji projeleri üzerinde çalışan Prof. Dr. Engin Arık ve ekibinin hayatını kaybetmesi, bilim insanlarına yönelik sabotaj ihtimalini ortaya koydu. Toryum gibi stratejik öneme sahip projelerde çalışan bilim insanlarının ölümünü sıradan bir kaza olarak açıklamak kamuoyunda inandırıcı bulunmadı.
Türkiye'nin Güvenlik Zaafiyetleri
- Yetersiz Koruma: TUSAŞ gibi stratejik öneme sahip kurumların güvenliğinin özel güvenlik şirketlerine emanet edilmesi, büyük bir zaafiyet olarak görülüyor.
- Soruşturmalarda Şeffaflık Eksikliği: Şüpheli ölümlerle ilgili yürütülen soruşturmaların sonuçsuz kalması, devletin bu olayları yeterince ciddiye almadığı algısını güçlendiriyor.
- Uluslararası Etki: Savunma sanayiinde çalışan mühendislerin art arda gelen ölümleri, Türkiye'nin uluslararası alanda güvenilir bir savunma sanayi ülkesi olarak algılanmasını da zedeliyor.
Sonuç ve Öneriler
Türkiye'nin savunma sanayiinde yaşanan bu şüpheli ölümler, sektörde çalışan mühendislerin güvenliğini sağlama konusunda daha ciddi adımlar atılması gerektiğini gösteriyor.
- Devlet Desteği: Stratejik kurumların güvenliği artırılmalı ve çalışanların korunması için özel düzenlemeler yapılmalı.
- Şeffaf Soruşturmalar: Şüpheli ölümlerle ilgili soruşturmalar kamuoyuna açık ve detaylı bir şekilde yürütülmeli.
- Uluslararası İşbirliği: Türkiye, mühendislerin güvenliğini artırmak için uluslararası standartları benimsemeli.
Bu tür olayların devam etmesi, savunma sanayinde çalışacak yetenekli mühendislerin başka ülkelere yönelmesine neden olabilir. Türkiye’nin, bu sorunları çözmek için hızlı ve etkili adımlar atması, hem ulusal güvenlik hem de sektörün sürdürülebilirliği için elzemdir.