Türkiye'nin Şiddet Sarmalı ve Yargı Darbesi: Adaletin Erozyonu

MHP Genel Başkanı Bahçeli’nin Uyarısı

Editor

Ekim 8, 2024 - 22:50 Updated: Ekim 9, 2024 - 00:23

Türkiye'nin Şiddet Sarmalı ve Yargı Darbesi: Adaletin Erozyonu

YUSUF İNAN YAZDI...

Türkiye'nin Şiddet Sarmalı ve Yargı Darbesi: Adaletin Erozyonu

Türkiye, son yıllarda toplumsal şiddetin, adaletsizliklerin ve hukuksuzluğun giderek derinleştiği bir sarmalın içine sürükleniyor. Bu süreçte en büyük yara, Ak Parti ve Başkan Erdoğan’ın halk desteğinin, adım adım yargı darbesi ile erimesi oldu. İktidar partisinin tabanı, kurucuları, ve yıllarca partiyi destekleyenler, adliye koridorlarında, suçsuz yere süründürüldü, cezaevlerine atıldı ve aileleri parçalandı.

Masumiyet Karinesi ve Adaletin Yok Edilmesi

Masumiyet karinesi, bir hukuk devletinin temel taşıdır. Ancak Türkiye'de, Ak Parti kurucuları ve milyonlarca insan terör soruşturmalarının muhatabı haline getirildi, lekelenmeme hakkı çiğnendi. Herhangi bir suç kanıtı olmadan insanlara yıllarca adli kontrol uygulandı, mahkemelerde süründürüldü ve aileleri dağıldı. Bu süreçte, toplumun adalete olan güveni ciddi biçimde sarsıldı.

MHP Genel Başkanı Bahçeli’nin Uyarısı

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, yargının işleyişine ilişkin önemli bir uyarıda bulunmuştu: "Siz adaleti tesis etmezseniz, halk kendi adaletini sağlar." Bu sözler, Türk toplumunun adalet beklentisinin zirveye ulaştığını, ancak adaletin tecelli etmediği bir ortamda insanların çaresizlikle kendi yollarını arayabileceğini gösteriyor. Bu noktada, mağdurların öfkesi ve adaletsizliklere karşı oluşan tepki, hukuksal değil, tehlikeli bir boyuta doğru evriliyor.

Eğer Türk milleti, yargı darbeleri ile hayatı zindana çevrilmiş, hak arama yolları tıkanmış, suçsuz yere ailelerinden koparılmış insanları izlerse, bu süreç kontrolden çıkabilir. Adalet arayan insanlar, kendilerini mağdur eden hâkim ve savcıları hedef alırsa, bunun sorumlusu kim olacak?

Yargının Tehlikeli Evresi

Bugün Türkiye, adaletin zedelendiği ve yargının işleyişinin toplumda ciddi bir kriz yarattığı tehlikeli bir evreye girdi. Türk milletinin adalet duygusu artık yerle bir olmuş durumda. İnsanlar, yıllarca süren adli kontrol süreçlerinden, çocuklarından, eşlerinden ve hayatlarından çalınan yıllar nedeniyle öfke dolu. Bu öfke, sadece toplum içinde değil, doğrudan yargı mensuplarına karşı tehlikeli bir hâl alıyor.

Hakim ve Savcılar İçin Güvenlik Alarmı

Eğer bu süreçte devlet, adaleti tesis edemezse, mahkemelerde kararlar veren hakim ve savcılar, hayatlarını tehdit altında bulabilir. Adliye binalarına yönelik şiddet eylemleri, yargıya olan öfkenin bir sonucudur. İzmir Adliyesi'nde polis memuru Fethi Sekin, bir katliamı engellemek için şehit olmuştu. Bu tür olayların artması, artık kaçınılmaz bir tehlikeyi işaret ediyor.

FOTO: İzmir Adliyesi'ndeki Hakim ve Savcıları Korumak İsterken Şehit Olan Polis Memuru Fethi Sekin

Ancak, adaletin çöküşünden sorumlu olan bazı hakim ve savcılar, yarın bir gün kendilerini koruyacak güvenlik güçlerinin desteğini bile kaybedebilir. Polisler ve askerler, yıllarca adaletsiz yargı kararları ile mağdur olan meslektaşları adına bu sistemi korumak istemeyebilir. Bu durum, Türkiye’yi tehlikeli bir noktaya sürüklerken, acilen önlem alınmazsa adalet sistemi çökecek, toplum kendi adaletini kendi sağlamaya yönelecektir.

Adaleti Tesis Etmek İçin Acil Adımlar

Bu süreçte acil adımlar atılmazsa, Türkiye geri dönülemez bir yola girebilir. Hakim ve savcıların koruma altına alınması, ancak bu isimlerin yargı önüne çıkarılması ve adil bir şekilde hesap vermesi gerektiği unutulmamalıdır. Aksi takdirde, 85 milyonu terör soruşturmalarının içine çeken yargı mensupları, kendi yarattıkları bu kaosun kurbanı olacaklar.

Adaletin yok edilmesi, toplumun şiddete teslim olmasına neden oldu. Kadına şiddet, çocuklara şiddet, polise ve askere şiddet, bu sarmalın sadece başlangıcıdır. Eğer Türkiye bu şiddet sarmalından çıkmak istiyorsa, adalet duygusunu yeniden tesis etmeli ve yargının bağımsızlığını sağlamalıdır. Masum insanların hakları korunmazsa, hiçbir toplumda barış ve huzur sağlanamaz.

Sonuç olarak, Türkiye’nin bu tehlikeli evreden çıkabilmesi için yargı sisteminin yeniden yapılandırılması, adaletin gerçek anlamda uygulanması ve mağdur edilen milyonlarca insanın haklarının iade edilmesi gerekiyor. Aksi takdirde, Türk milleti büyük acılar yaşamaya devam edecek ve adaletin yerini kaos alacaktır.

Suç Makineleri Sokakta Gezerken, Masum İnsanlar Cezalandırıldı.

İşte suç makinelerine ait görseller: