Tutuklu IŞİD'li kadınlar valizlerini toplamaya başladı

Suriye'de tutuklu olan IŞİD bağlantılı kadınlarla konuştu.

Tutuklu IŞİD'li kadınlar valizlerini toplamaya başladı




Euronews muhabiri Annelise Borges, Suriye'de tutuklu olan IŞİD bağlantılı kadınlarla konuştu.

 

Türkiye’nin Suriye’nin kuzeyinde terör örgütü PKK’nın Suriye kolu YPG’ye karşı başlattığı “Barış Pınarı Harekatı” sonrasında, YPG’nin kontrol ettiği bölgelerdeki kamplarda kalan IŞİD’lilerin durumu da tartışmalara neden olmuştu. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, bölgedeki IŞİD’lilerin ne olacağı konusunda tüm önlemlerin alındığını ifade etmişti.

Euronews muhabiri Annelise Borges da, YPG kontrolündeki bölgede tutuklu olan IŞİD bağlantılı kadınlarla konuştu. IŞİD tutuklusu kadın, “Bize hayvanmışız gibi davranıyorlar. Fransa'daki bir köpek daha iyi bir hayata sahip” ifadelerini kullandı. Romina isimli bir başka IŞİD tutuklusu kadın ise, “Yaptıklarımdan dolayı pişmanlık duyduğumu birçok defa söyledim. Hata yaptım. Umarım ki Türkiye ile birlikte mahkemelere çıkma şansımız olur ve kendimizi anlatma fırsatı yakalayabiliriz. Kadınlar yolculuk için hazırlanıyor, valizlerini yapıyor, yiyecek, içicek topluyorlar, kısa süre içinde dönmeyi umuyorlar” şeklinde konuşuyor ve Türkiye'nin kendilerine ikinci bir şans vererek, onları ülkelerine geri göndermesini bekliyor.

Euronews muhabiri Annelise Borges’ın haberi şöyle:

“Suriye'nin çöllerinde IŞİD ile bağlantıları olduğu sanılan ya da ispatlanmış binlerce kişinin tutulduğu üç sığınma kampı. Türkiye'nin Suriye'nin kuzeyine askeri harekat başlatması ile birlikte El Hawl, El Roj ve Aynissa kamplarında hem endişeler hem de katlanarak artmış.

IŞİD'in Suriye'deki son kalesini de kaybetmesinin ardından neredeyse on bin savaşçı Kürtlerin kontrolündeki bu geçici hapishanelere aktarıldı.

 

Aileleri ile birlikte yaşadıkları kamplar isimlerini aldıkları çevre kasabalardan nüfusça daha büyük.

Bunların en kalabalığı El Hawl'da şu anda çoğu kadın ve çocuk 50 farklı uyruğa sahip 70 bini aşkın kişi bulunuyor. Aralarında yüzlerce Avrupalı da var.

‘BİZE HAYVAN GİBİ DAVRANIYORLAR, HATTA FRANSA'DA BİR KÖPEK BİZDEN DAHA İYİ YAŞIYORDUR’

Harekat ile birlikte kampta tutulanların hayat şartlarında da değişiklikler baş göstermiş. Örneğin içme suyu bulmak gittikçe zorlaşmış. 6 aydır El Havl kampında kalan Fransız uyruklu M. soruları yanıtladı.

Durumun kötüye gitmeye başladığını söyleyen genç kadın, ‘Kampa en yakın kasaba olan El-Hasakah'ta su kuyularının bombalanmasından dolayı içme suyu kalmadı.’ diyor ve ekliyor ‘Çölün ortasındaki bir kamptaysanız susuz bir gün felakettir.’

Sekiz aylık bebeği ile El Havl'da yaşayan M, kızgın: ‘Bize hayvanmışız gibi davranıyorlar. Fransa'daki bir köpek daha iyi bir hayata sahip.’

Bu kızgınlığı kamptaki diğer tutuklularda da görmek mümkün. Kampları kontrolü altında tutan YPG'nin öncülük ettiği Suriye Demokratik Güçleri'ne (SDG) göre taş ve sopalarla yetkililere saldırılar, çadır kundaklamaları ve şiddet hızlı bir şekilde yükselişte. Kamp yetkilileri bazı tutukluların da kaçmayı denediğini söylüyor.

‘ÇOCUKLARIMIZ VAR, ONLAR HİÇBİR SUÇ İŞLEMEDİ’

Bu üç kampın en küçüğü El Roj'da yaklaşık 2 bin kadın ve çocuk tutuluyor. Onlar, harekata rağmen kampta oldukça sakin bir havanın hakim olduğu kanısında.

‘Neler olduğuna dair bir bilgimiz yok. Görevliler hiçbir şey olmadığını söyleyerek bizi kandırıyor.’ diyor Romina. Suriye'ye altı yıl önce gelmiş olan bu İspanya ve Almanya vatandaşı kadın, iki yıldır kampta tutuluyor.

Tutukluların Türkiye'nin operasyonunu internet ve sosyal medyadan takip ettiğini söyleyen genç kadın, çatışmaların bölgeye ulaşması durumunda yaşanabileceklerin kendilerini korkuttuğunu söylüyor. Ama kamptakilerin yine de işlerin yoluna gireceğine dönük umutları da yok değil.

Tutuklular uçakların ve insansız hava araçlarının üstlerinden geçtiğini söylüyor. Farklı nedenlerden de olsa herkesin sinirlerinin çok gergin olduğunu ifade ediyor.

Kamp yetkilileri Türk askeri güçlerinin yaklaşmasından endişeli. Tutuklular ise ordunun bir an önce kamplara ulaşmasını umut ediyor. Türkiye'nin kendilerine ikinci bir şans vermesini ve onları ülkelerine geri göndermesini umuyorlar.

‘Yaptıklarımdan dolayı pişmanlık duyduğumu birçok defa söyledim. Hata yaptım. Umarım ki Türkiye ile birlikte mahkemelere çıkma şansımız olur ve kendimizi anlatma fırsatı yakalayabiliriz. Ailelerimize geri dönmek istiyoruz.’ diyor Romina.

‘YORULDUM, SONUÇ OLARAK DÖNDÜĞÜMDE HAPİSHANEYE GİDECEĞİM, BENİ NE KADAR DA PARLAK BİR GELECEK BEKLİYOR’

Türkiye'nin askeri harekatının Suriye'de 8 yıldır süren iç savaş yapbozunun parçalarını daha da karıştırdığı şüphe götürmez bir gerçek. Ama kamplarda farklı bir hava hakim.

El Roj'da tutuklular arasında beklentilerin de ötesinde bir heyecan var. Romina içinde bulundukları kabusun sonlanacağına kendilerini hazırladıklarını söylüyor. "Kadınlar yolculuk için hazırlanıyor, valizlerini yapıyor, yiyecek, içicek topluyorlar, kısa süre içinde dönmeyi umuyorlar."

El Hawl kampındaysa M. pek de umutlu değil: ‘Bizi ülkelerimize geri göndermelerinin imkansız olduğu çok açık! Bunu önceden yapmaları gerekirdi.’ Fransız hükümetinin bizi istemediği çok net. Bağuz'da hepimizi öldürmeliydiler. Böylece kimseye yük olmazdık."

‘Yoruldum. Sonuç olarak döndüğümde hapishaneye gideceğim. Beni ne kadar da parlak bir gelecek bekliyor.’”

Odatv.com