Üç ayda cezaevi inşaatına 556 milyon lira

Mart ayında İnsan Hakları Eylem Planı'nın açıklandığı Türkiye'de, hükümetin cezaevi ihaleleri hız kesmiyor.

Üç ayda cezaevi inşaatına 556 milyon lira


Üç ayda cezaevi inşaatına 556 milyon lira

Tutuklu ve hükümlü oranına göre Avrupa Konseyi'ne üye 47 ülke arasında ilk sırada olan Türkiye'de cezaevi inşaatları sürüyor. Yılın üç ayında sözleşmesi imzalanan altı cezaevinin toplam bedeli 556 milyon lira.

Mart ayında İnsan Hakları Eylem Planı'nın açıklandığı Türkiye'de, hükümetin cezaevi ihaleleri hız kesmiyor.

Yılın ilk üç ayında sekiz cezaevi ihalesinin altısının sonuç ilanı yayınlandı. Ocak, Şubat ve Mart aylarında sözleşmeleri imzalanan altı cezaevinin toplam bedeli 556 milyon TL'yi buldu. Altı ihalenin beşinde yerli şirket lehine yüzde 15 fiyat avantajı uygulandı.

Buna göre, Akseki Ceza İnfaz Kurumu 87 milyon lira, Giresun Şebinkarahisar Ceza İnfaz Kurumu 72,3 milyon, Siirt Ceza İnfaz Kurumu 103 milyon, Tunceli Ceza İnfaz Kurumu 81,9 milyon, Kütahya Domaniç Açık Ceza İnfaz Kurumu 17,5 milyon ve Adıyaman Ceza İnfaz Kurumu 194,2 milyon lira bedelle inşa edilecek. Konya ve Aydın Çine cezaevlerinin ihaleleri ise Aralık 2020'de yapıldı. Ancak ihaleler henüz sonuçlanmadı.

Üç ihale iki şirkete gitti

Sonuçlanan altı ihaleden dördü 9 Kasım 2020'de yapıldı. Bu dört ihalenin üçünü ise aynı iki şirket kazandı. Ocak ayında sözleşmeleri imzalanan ve aynı gün yapılan Siirt, Tunceli ve Giresun cezaevi ihalelerini alan şirketler, Nurpa Enerji ve Rast Madencilik.

İki şirket de ilk kez cezaevi inşa edecek.

Mardin merkezli Nurpa Enerji'nin adı, daha önce Mardin kayyum yönetiminden pazarlık usulüyle aldığı ihaleler nedeniyle tartışma konusu olmuştu.

Mardinli bir işveren olan Nuri Parlak'a ait olan Nurpa Enerji'nin, Şubat 2019'da Mardin Büyükşehir Belediyesi'nin kayyum yönetiminden 30 milyon TL değerindeki ihaleyi "pazarlık usulü" ile aldığı iddia edilmişti. Kapalı usulde gerçekleştirilen ihaleye ilişkin Cumhurbaşkanlığı İhbar Merkezi'ne (CİMER) yapılan şikayet sonrası şirketle sözleşme imzalanmadığı ve ihalenin yeniden yapılacağı basına yansımıştı. Yine aynı aileyle ilişkili olan Burak Parlak ve Günay Parlak'ın sahibi olduğu Dara Yapı İnşaat Malzemeleri ve İnşaat şirketi, yerel seçimleri kazanan belediye başkanlarının mazbataları verilmeden, Nisan 2019'da, 13 milyon TL'lik "10 adet sosyal yaşam merkezi" ve "Mardin ilçeleri muhtelif yerlere parke taşı ile yol yapım işi" ihalesini pazarlık usulüyle aldı. 

Toplam bedel 257 milyon TL

Şirketin Nurpa Enerji ile 2021 yılında aldığı üç cezaevi ihalesinin toplam bedeli ise 257,2 milyon lirayı buldu.

Öte yandan Kütahya Domaniç Açık Ceza İnfaz Kurumu ihalesini Evrensel Yol İnşaat AŞ, Akseki Ceza İnfaz Kurumu yapım ihalesini Aksu İnşaat, Adıyaman Ceza İnfaz Kurumu yapım ihalesini Demars İnşaat Turizm Ticaret Ltd. Şti. kazandı. 

2015'te Giresun ve Trabzon Ceza İnfaz Kurumlarının da bina inşaatını üstlenen Demars İnşaat, en son 2017 sonunda Samsun/Kavak Ceza İnfaz Kurumu yapım işi için kapalı usulde düzenlenen ihaleyi yaklaşık 152 milyon TL ile almıştı. Şirket, 2017'de Batman cezaevindeki yapım eksiklerini giderme işi ve 2016'da Sincan cezaevine kapalı spor salonu yapım işini de pazarlık usulüyle almıştı.

İnşaat çözüm mü?

Peki, yeni cezaevlerine ihtiyaç gerçekten var mı?

Hak savunucularına göre cezaevlerindeki doluluk sorununu çözmenin yolu inşaat yapmak değil.

DW Türkçe'ye konuşan Ceza İnfaz Sisteminde Sivil Toplum Derneği'nden Berivan Korkut, Türkiye'de halihazırda 374 cezaevi bulunduğunu ve bu cezaevlerinin kapasitesinin 250 bin 756 kişi olduğunu söylüyor.

276 bini aşkın mahpus

Berivan Korkut

Berivan Korkut

Cezaevlerinde hâlâ ciddi bir kalabalıklaşma sorunundan söz etmenin mümkün olduğunu dile getiren Korkut, geçen yıl Nisan ayında çıkarılan infaz yasasına ve açık cezaevlerindekilerin izne çıkmasına rağmen cezaevlerinde halen 276 bin 438 mahpus olduğuna dikkat çekiyor.

Türkiye'de cezaevi sayısındaki artışı doğru okuyabilmek için mahpus sayısındaki artışın öncelikli olarak değerlendirilmesi gerektiğini belirten Korkut, "2005 yılında 50-60 bin civarında olan mahpus sayısı gitgide arttı ve biz pandemi öncesinde 300 binlere varan bir mahpus sayısından söz ediyorduk. Hapishane ve hapsetmenin dışında alternatifler düşünmeden hapishane sayılarının, bu artışın ve bunun mali yükünün tartışılması aslında çok da sonuç verebilecek bir noktada değil" diyor.

Avrupa Konseyi'nin 2020 ceza istatistikleri raporuna göre Türkiye, 31 Ocak 2020 itibarıyla, Rusya'yı da geçerek 100 bin kişiye düşen hapishane nüfusunda 357,2 kişiyle ilk sıraya yükseldi. Oran, 2010 ile 2020 yılları arasında yüzde 115,3 arttı.

'Ticarethane mantığı var'

Korkut, cezaevlerine bakış açısının sorunlu olduğu görüşünde.

Çok astronomik fiyatlardan, kamu kaynaklarının çok ciddi şekilde hapishane inşaatlarına aktarıldığını savunan Korkut, "Diğer bir sorunsa bu hapishane yerleşkelerinin yapılacağı yerlerdeki yerel otoritelere baktığımızda, bir fabrika açılacakmış gibi hapishanenin aslında yöreye ne kadar büyük bir ekonomik katkısı olacağı, ne tür yararları olacağı üzerinden tartışmalar yürütülüyor. Yani hapishanedeki mahpus sayısını düşürmek için neredeyse hiçbir çözüm önerisi yokken bu hapishane yerleşkelerinin ticarethane gibi görülmesi bizce çok ciddi ve temel sorunlarında birisidir" diye konuşuyor.

Adalet Bakanlığı'nın 2021 Yılı Performans Programı'na göre Türkiye'de bu yıl 39 yeni cezaevi yapılması planlanıyor. Bakanlığın programı esas alındığında yeni cezaevleri sırada.

Utku Çakırözer

Utku Çakırözer

‘Aydınlar cezaevinde'

Konuyla ilgili Meclis'te soru önergesi veren CHP Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer, Adalet Bakanlığı'na, 39 cezaevi yapımına ilişkin programın devam edip etmediği, bu yıl kaç ihale daha planlandığı, kamuda tasarruf önlemleri tartışılırken bu sayıda cezaevi ihtiyacının neden kaynaklandığı, cezaevlerinin inşası için ne kadar bütçe ayrıldığı, toplam maliyetin ne olduğu sorularını yöneltti.

Konuyla ilgili DW Türkçe'ye konuşan Çakırözer, "Ne hak var ne hukuk var, tek yapılan cezaevi…Reform diyorlar, eylem planı diyorlar, gazeteciler cezaevinde, aydınlar cezaevinde yetmedi, hâlâ cezaevi yapıyorlar" diyor.

 

Pelin Ünker

Deutsche Welle Türkçe