Ücret Desteklerinin Kalkması İşsizliği Nasıl Etkiler?

Prof. Ulusoy: ‘‘Beş yıldan beri ekonomi olarak istihdam kapasitesini yitirmiş bir ülkeyiz’’

Ücret Desteklerinin Kalkması İşsizliği Nasıl Etkiler?




Ücret Desteklerinin Kalkması İşsizliği Nasıl Etkiler?


Corona virüsü salgını önlemlerini yumuşatmaya hazırlanan Türkiye, normalleşme adımları kapsamında 2020’nin Mart ayından beri uygulamada olan kısa çalışma ödeneği ve nakdi ödeme desteğini, Mart sonunda kesme kararı aldı.

Bu hafta başında yapılan kabine toplantısından sonra kameraların karşısına geçen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, her iki destek için 11 ayda 53 milyar lira tutarında kaynak aktarıldığını açıkladı.

2018 yazında ABD ile yaşanan diplomatik sorunların tetiklediği krizin yaralarını sarmaya çalışırken, tüm dünyayı kasıp kavuran pandeminin vurduğu Türk ekonomisinin, bu desteklerin kesilmesinden etkilenmemesi mümkün mü?

Prof. Ulusoy: ‘‘Beş yıldan beri ekonomi olarak istihdam kapasitesini yitirmiş bir ülkeyiz’’

Yeditepe Üniversitesi öğretim üyesi Veysel Ulusoy’a göre, ekonomik parametrelerin bir anda iyi gitmesi, eldeki veriler ışığında olası görünmüyor.

VOA Türkçe’nin sorularını yanıtlayan Profesör Ulusoy, ‘‘Biz beş yıldan beri ekonomi olarak istihdam kapasitesini yitirmiş bir ülkeyiz. Yani istihdamı geliştiremiyoruz. İşgücü yaklaşık 32 milyonda yapışkanlık gösteriyor. İstihdamda devamlı bir azalma ve garip olarak işsizlikte de devamlı bir azalma gördük. TÜİK’in (Türkiye İstatistik Kurumu) kendi verilerine baktığımızda kişi sayısında işsizliği değil de saate bağlı işsizliği dikkate almak gerekir bu dönemde. O kapsamda da TÜİK’in hesapladığı işsizlik yüzde 40’larda şu anda. 2018 krizi en ateşli dönemindeyken biz 2020 krizine yani pandemi sağlık krizine yakalandık. Şimdiki durumun fotoğrafı da pek iç açıcı değil’’ dedi.

Prof. Ulusoy: ‘‘2021’i kayıp yıl olarak görüyorum, Merkez Bankası karşılıksız da olsa para basmalı’’

Tüm dünyanın pandemiyle mücadele etmek için çalışanlara mümkün olduğu kadar fazla kamu kaynağı aktarmayı sürdürdüğünü belirten Yeditepe Üniversitesi öğretim üyesi, Türkiye’nin ödenekleri kesmek bir yana Merkez Bankası kanalıyla kaynak aktarmayı denemesi gerektiğini düşünüyor.

‘‘Ödeneği kesiyoruz’’ demenin işverene de ‘‘şartların elverdiği kapsamda işten çıkarabilirsiniz’’ demenin bir başka şekli olduğunu söyleyen Veysel Ulusoy, ‘‘IMF’nin Türkiye’nin büyüyeceğini söylemesine bakmayın, ben 2021’i kayıp yıl olarak görüyorum. Baz etkisiyle artılara geçeceğiz ama 2018’in ve 2019’un nasıl geçtiğini biz biliyoruz. Kötü geçen yılların baz etkisi hiçbir şey yapmasanız da olumlu olur. Bu kapsamda işgücü piyasasını çok kötü problemlerin beklediğini söyleyebilirim. Amerikan Başkanı Biden, Temsilciler Meclisi ve Senato’da ek 1,9 trilyon doları halkına karşılıksız vermek için çırpınıyor. Amerika’dan daha iyi olmadığımıza göre Almanya’dan daha iyi olmadığımıza göre ve ikiz krizi en derinden yaşayan ülke olarak bizim bu fikirde aniden ‘kısa çalışma ödeneğini kesiyoruz’ demek bence yapılabilecek hataların en büyüğü. İnsanları 1500 lira civarındaki gelirden mahrum bıraktığınızda hem gelir bağlamında milli gelir yerlerde sürünecek hem de işsizlik ve gelirsizlik sokağa yansıyan bir tansiyon olacak. Bu yapılan, ‘daha fazla para basamayacağız zaten IMF ve benzeri kurumlara, sıkı para politikası uyguluyoruz diye söz verdik’ demenin diğer bir ifadesi. Hükümet düşünmüyorsa devletin kendi yapısının düzeltmesi gerekiyor. Bağımsız kurumlar gerekirse karşılıksız para basarak halkına o geliri yine karşılıksız verebilecektir. Bu kapsamda Merkez Bankası’nın görevi de anayasal görev içinde değerlendirmelidir’’ diye konuştu.

Doçent Çelik: ‘‘Milli gelire oranla çalışanlara en düşük nakit transferi sağlayan iki ülkeden biri Türkiye’’

Yıllardır işgücü piyasası hakkında çalışan Doçent Aziz Çelik ise Meksika ile birlikte çalışanlara milli gelirine oranla en az kamu kaynağı aktaran ülke olan Türkiye’nin, bu desteğin önemli bölümünü de İşsizlik Sigortası Fonu’ndan karşıladığının altını çiziyor.

VOA Türkçe’ye değerlendirmelerde bulunan Kocaeli Üniversitesi öğretim üyesi, ‘‘Kısa Çalışma Ödeneği (KÇÖ) pandemi döneminde kayıtlı çalışan işçiler için önemli bir destek oldu. Yaklaşık 3 milyon 800 bin işçinin bundan yararlandığını biliyoruz. KÇÖ yaklaşık olarak asgari ücretin yüzde 60’ı ile yüzde 150’si arasında bir ödeme sağlıyor. İşçilerin ücret kayıplarının bir kısmını karşıladığını söylemek mümkün. Nakdi ücret desteği ya da ücretsiz izin desteği de bu dönemde yaygın bir uygulama oldu. Ondan da yaklaşık 2,5 milyon kişi yararlandı. Nakdi ücret desteği ile günde 39 lira ayda da 1168 lira sağladı. KÇÖ ile ise aylık 1750 TL ve üzeri kaynak aktarıldı. Ancak sözü edilen 53 milyar liralık bütçenin de yaklaşık 43 milyarı yani yüzde 83’ü İşsizlik Sigortası Fonu’ndan karşılanmış durumda. Sağlık dışı nakit transferler milli gelirin yüzde 0,8’ine karşılık geliyor. Bu mesela Yeni Zelanda’da yüzde 19’a çıkıyor, AB ülkelerinde yüzde 6-8. Türkiye Meksika ile birlikte çalışanlarına COVİD 19 sürecinde nakit konusunda en düşük destek sağlayan ülke’’ dedi.

‘‘Destekler kalkınca işsizlik de büyüyecek, açık işsizlik 4,5-5 milyona yükselebilir’’

Her ne kadar TÜİK’in açıkladığı işsizlik oranı hala yüzde 12,9 seviyesinde olsa da son bir yılda işgücü 1,4 milyon istihdam ise 1,1 milyon azaldı.

Doçent Çelik de tıpkı Profesör Ulusoy gibi, çalışanlara aktarılan desteklerin sona erdirilmesinin işsizlik üzerinde yeni bir baskı yaratacağı endişesi taşıyor.

Aziz Çelik, ‘‘Bu uygulama kalktığında işten çıkarma yasağı kalktığında işverenlerin çoğunun bu maliyete katlanmayacağı ve ihtiyaç duymadıkları alanlarda işyerini küçülten kapatan işyerlerinde yaygın işten çıkarmalar olacağını ve açık işsizliğin de büyüyeceğini söylemek mümkün. İşten çıkarma yasağı, açık işsizliği perdeleyen bir uygulama. Fiilen çalışmayan ancak İşsizlik Sigortası Fonu’ndan destek alanlar işsiz sayılmıyor. O yüzden TÜİK işsizliği düşük gösteriyor. Ancak bu iki uygulama kalkarsa işgücü piyasasında (şu anda 4 milyon olan) açık işsizliğin 4,5 milyonlara hatta 5 milyonlara yükselmesi gibi bir etkiyi yaratabilir diye düşünüyorum. Pandemi bitmeden böyle bir kararın alınması işgücü piyasalarında dalgalanma yaratacaktır’’ ifadelerini kullandı.

VOA