Uğur Gürses: Hazine bir nevi ‘yerli doları’ basıyor
Ekonomi yazarı Uğur Gürses, Hazine’nin döviz tahvil satışlarıyla “yerli döviz” bastığını belirtti.
Hazine'nin döviz tahvillerinin büyük bölümünü kamu bankalarının aldığına dikkat çeken ekonomi yazarı Uğur Gürses, "Yanlış politikalarla yükselen döviz kurunu tutabilmek için rezervler tüketildiği gibi, Hazine’nin kendi operasyonları için ilave döviz yaratabilmek amacıyla döviz tahvili ‘bastığına’ tanık oluyoruz. Kamu bankaları da nakit dövizlerini eritip, yerine Hazine’nin bastığı döviz tahvillerini koyuyor" dedi.
DUVAR – Ekonomi yazarı Uğur Gürses, Hazine’nin döviz tahvil satışlarıyla “yerli döviz” bastığını belirtti.
Hazine’nin sattığı döviz tahvillerinin büyük bölümünü kamu bankalarının satın aldığını ifade eden Gürses, kişisel web sitesinde yayınladığı yazısında “Anılan haftalarda kamu bankalarının kendi müşterileri ile olan döviz mevduat hesaplarında yükseliş de olmadığına göre, Hazine tarafından kamu bankalarına aktarılan nakit dövizin ‘arka kapı’ yöntemiyle döviz al-sat biçiminde yapılmış olabileceğini düşündürüyor” değerlendirmesinde bulundu.
Uğur Gürses’in “Hazine ‘Yerli dövizi’ nasıl basıyor?” başlıklı yazısından bir bölüm şöyle:
Kestirmeden yazalım; Ankara bir süredir dolar banknot olmasa da Hazine bir nevi ‘yerli doları’ basıyor.
Son dönemde, sayılara biraz analitik bakan uzmanların dikkatini çeken bir konu var; o da Hazine’nin döviz tahvili satışlarında da giderek daha fazla “arka kapı” yollarına başvurması.
Ne mi yapılıyor?
Şöyle; Hazine’nin üç ayrı tarihte ilan ettiği döviz tahvil satışı öncesinde ilginç hesap hareketleri olduğu görülüyor.
Hazine döviz tahvili satışı yapacağı günün bir gün öncesinde, kamu bankalarının Merkez Bankası’ndaki hesaplarına bu bankaların satın alacağı kadar döviz transfer ediyor, kamu bankaları bu dövizle gelip Hazine’den düşük faizli döviz tahvili satın alıyor. Sonra da bu bankalar bu tahvilleri, Merkez Bankası’ndaki teminat hesaplarına gönderiyor. Muhtemelen Merkez Bankası’ndan daha fazla TL borçlanıp büyüttükleri kredi portföylerine para yetiştiriyorlar.
Merkez Bankası verilerine göre, Hazine 16 ve 28 Temmuz ile 12 Ağustos günlerinde, sırasıyla 2 milyar dolar, 3 milyar dolar ve yine 3 milyar doları kamu bankalarına geçiyor.
BDDK verilerine göre de Hazine’nin 17 Temmuz ve 29 Temmuz günlerinde kamu bankaları bu gelen dövizle 2.1 ve 2.8 milyar dolarlık döviz tahvili satın alıyorlar.
14 Ağustos’ta da benzer şekilde hesap hareketi var. Hazine’nin 3 milyar dolarlık döviz tahvil satışının büyük bölümünü yine kamu bankaların aldığı açık.
Hazine’nin Temmuz’da iki ayrı tarihte sattığı döviz tahvillerinin toplamı 5.5 milyar dolarken, kamu bankalarının bunun yaklaşık 5 milyar dolarlık kısmını satın almış oldukları anlaşılıyor.
Anılan haftalarda kamu bankalarının kendi müşterileri ile olan döviz mevduat hesaplarında yükseliş de olmadığına göre, Hazine tarafından kamu bankalarına aktarılan nakit dövizin “arka kapı” yöntemiyle döviz al-sat biçiminde yapılmış olabileceğini düşündürüyor.
Kimi uzmanlar, Hazine’nin bu yolla önce kamu bankaların döviz satışı yaparak, bankaların piyasaya sattıkları dövizleri karşılamalarını, o dövizlerle Hazine’nin tahvillerini satın alarak Hazine’ye iade ettiklerini tahmin ediyorlar.
Sonuçta, yanlış politikalarla yükselen döviz kurunu tutabilmek için rezervler tüketildiği gibi, Hazine’nin kendi operasyonları için ilave döviz yaratabilmek amacıyla döviz tahvili ‘bastığına’ tanık oluyoruz. Kamu bankaları da nakit dövizlerini eritip, yerine Hazine’nin bastığı döviz tahvillerini koyuyor.
Dolar banknot olmasa da Hazine üzerinde altın ya da dolar yazan tahviller basıyor, bunlar banka, yatırım fonu ya da diğer yerli kurumsal yatırımcıların bilançolarında “döviz cinsi varlık” olarak görünüyor.
Bununla ne yapılıyor?
Hazine son 2 yılda 17 milyar dolarlık altın ve döviz tahvili çıkardı; bunun anlamı döviz varlık yaratarak, ellerinde döviz bulunan banka ya da finansal kurumlardan bu nakit dövizleri almış olması.
Ne için aldı?
İki amaç var; birincisi, kamu bankalarının döviz operasyonlarına devam etmesi için döviz olmayan ama bilançoda döviz kabul edilen döviz varlığı yaratmak, ikincisi de bütçe açığının finansmanında TL faizlerini baskılamak için döviz cinsi borçlanmak.
Bu yurtiçi döviz tahvillerinin yurtdışında işlem gördüğünü söylemek zor. Bunları döviz olarak kabul edip portföyüne alanlar da kısıtlı. Çünkü uluslararası hukuka tabi olarak ihraç edilmiyorlar.
DUVAR