"Ukrayna ilk yabancı gönüllü savaşçıları kabul etmeye başladı

Ve Ukrayna duyurdu: 16 bini yolda

"Ukrayna ilk yabancı gönüllü savaşçıları kabul etmeye başladı




Ve Ukrayna duyurdu: 16 bini yolda

Zelenskiy, bugün yaptığı açıklamada, "Ukrayna ilk yabancı gönüllü savaşçıları kabul etmeye başladı. Bunlardan ilk 16 bini ülkeye geliyor" diye belirtti.

Rusya Ukrayna savaşı sürerken, Ukrayna'nın Batı'dan askeri yardım talepleri de sürüyor.

Daha önce ülke dışından gönüllü olanların dahil edileceği bir "lejyoner taburu" oluşturulacağını duyuran Ukrayna lideri Zelenskiy, bugün de yaptığı açıklamada, "Ukrayna ilk yabancı gönüllü savaşçıları kabul etmeye başladı. Bunlardan ilk 16 bini ülkeye geliyor" diye belirtti. 

Zelenskiy, "Özgürlüğü savunmak, hayatı korumak, bizim için, hepimiz için başarılı olacağına eminim" diye de ekledi.

Zelenskiy'nin iddiasında yer alan 16 bin askerin uyruğu ve nereden geldiği ise açıklanmadı.

SONER YALÇIN YAZMIŞTI

Zelensiy'in ülke dışından gönüllü asker toplama girişimi, gazeteci-yazar Soner Yalçın'ın bu alandaki yazılarını akıllara getirdi.

2014 yılında Sözcü gazetesindeki köşesinde birçok kez bu konuyu ele alan Soner Yalçın, askeri endüstrinin nasıl işlediğini anlatmıştı. Soner Yalçın, "kiralık orduları" aktardığı yazısında, şirketlerin nasıl çalıştığından bahsetmişti.

Soner Yalçın yıllar önce şunları söylemişti:

"Suu­di Ara­bis­ta­n'­ın si­lah­lı gü­cü ne­re­dey­se ta­ma­men özel as­ke­ri en­düs­tri­nin kon­tro­lün­de. Ame­ri­kan özel kuv­vet­le­rin­den (U.S. Spe­ci­al For­ces) “e­mek­li­” 1500 su­bay 'Vin­nel­l' şir­ke­ti al­tın­da, yıl­lık 800 mil­yon do­lar­lık bir söz­leş­mey­le ça­lı­şı­yor. Ke­za BDM, Suu­di Ara­bis­tan or­du­su­na lo­jis­tik, eği­tim, is­tih­ba­rat ve kap­sam­lı da­nış­man­lık hiz­me­ti ve­ri­yor. “Cab­le and Wi­re­les­s” kontr-te­rör eği­ti­min­den; “Bo­oz-Al­len Ha­mil­to­n” harp aka­de­mi­sin­den; SA­IC do­nan­ma­dan; “O'Ga­ra­” ise kra­li­yet ai­le­si­nin gü­ven­li­ğin­den so­rum­lu! (Af­ga­nis­tan baş­ka­nı Ha­mid Kar­za­i'­yi Ame­ri­kan “Dy­nCor­p” ko­ru­yor!)"

Yalçın, Suudi Arabistan örneğini belirterek TSK'yı da uyarmış, "TSK serbest pazara düşecek! Günümüz ülke işgalleri böyle gerçekleşiyor" demişti. 

"GÜNÜMÜZ ÜLKE İŞGALLERİ BÖYLE GERÇEKLEŞİYOR"

Soner Yalçın, "Kiralık Ordu"nun gelirlerinden ve holdinglerden bahsettiği yazısında, "Dün­ya­da­ki as­ke­ri hiz­met sek­tö­rü­nün en bü­yü­ğü Brown&Ro­ot Ser­vi­ces (BRS) fa­ali­yet­le­rin­den ha­ber­dar mı­sı­nız? Ame­ri­kan Or­du­su ne­re­ye gi­di­yor­sa BRS ora­ya gi­di­yor: Af­ga­nis­tan, Irak, Ar­na­vut­luk, Bos­na, Hır­va­tis­tan, So­ma­li, Öz­be­kis­tan, Ku­veyt, Ko­so­va, Zai­re vs. Ba­ba­sı­nın hay­rı­na bu­ra­lar­da bu­lun­mu­yor; bu 'Ki­ra­lık or­du­nu­n' yıl­lık ge­li­ri 6 mil­yar do­lar" ifadelerini kullanmıştı.

Yalçın köşesinde, Hal­li­bur­ton Hol­din­g'in sahibi Er­le P. Hal­li­bur­to­n için, "Adı­nı hiç duy­du­nuz mu" diye sorarken, holdingin yıllık gelirinin, 24.8 mil­yar do­lar olduğundan ve 100'den fazla ülkede faaliyette bulunduğundan bahsetmişti. Yalçın, "Salt Ira­k'­ta­ki hiz­met­le­ri için Hal­li­bur­to­n'­un “ki­ra­lık or­du­su­na­” öde­nen pa­ra, AB­D'­nin 1991 yı­lın­da Kör­fez Sa­va­şı için yap­tı­ğı har­ca­ma­nın üç ka­tıy­dı. ABD Sa­vun­ma Ba­kan­lı­ğı ra­po­ru­na gö­re, 2007'de Ira­k'­ta bu­lu­nan “ki­ra­lık or­du­” men­su­bu 180 bin­di" diye belirtmişti.

"IŞİD BU PAZARIN BİR ÜRÜNÜ"

Ki­ra­lık or­du­ların dün­ya­nın her ta­ra­fın­da var olduğunu, ama en et­kin ol­duk­la­rı yer­le­rin ba­şın­da kör­fez ül­ke­le­rinin geldiğinden bahseden Soner Yalçın, IŞİD'in de bu pazarın bir ürünü olduğunu belirmişti. "IŞİD içindeki teröristlerle ilgili bilgileri okudukça, -örneğin dünyanın dört bir yanından gelmeleri, maaş almaları vs- aklıma kiralık ordularda bulunan paralı askerler geliyor" diyen Yalçın, "IŞİD mi­li­tan­la­rı sa­vaş­ma­yı ne­re­de öğ­ren­di? Kim eğit­ti? Med­ya ma­sal­la­rı­nı oku­yo­ruz; evin­den otu­rur­ken bir­den gi­dip IŞİ­D'­e ka­tıl­mış vs. Han­gi­si ör­nek ve­re­yim… İn­gi­liz şir­ke­ti 'Sa­ki­na Se­cu­rit­y' ve­ya 'T­rans­Glo­bal Se­cu­rity In­ter­na­ti­ona­l', bu din­ci­le­re 'Ci­hat eği­ti­mi­' ver­me­di mi" demişti.

Bugün geldiğimiz noktada, tekrar gündeme oturan "Kiralık ordu" meselesini yaklaşık 8 yıl önce kaleme alan Soner Yalçın'ın o yazıları şu şekilde: 

"TES­PİT: Olay­la­rı, eko­no­mik te­mel­li dü­şün­cey­le an­la­ma-ana­liz et­me yön­te­mi sol­cu­luk­la öz­deş­leş­ti­ril­di­ği için, iki sa­kal­lı (Marks ve En­gels) bi­zim üni­ver­si­te­le­re hiç so­kul­ma­dı. Bu da te­mel me­se­le­le­ri kav­ra­ya­ma­mamıza ne­den ol­du. Gün­dem­de­ki olay­la­rı ha­la So­ğuk Sa­vaş yıl­la­rı­nın bi­ze da­yat­tı­ğı tek bo­yut­lu dü­şün­ce sis­te­ma­ti­ğiy­le tar­tı­şı­yo­ruz.

Bu yü­zey­sel­lik ne­de­niy­le; tv’­ler­de IŞİ­D’­i ko­nu­şan­la­rın ne de­dik­le­ri­ni an­la­mı­yo­rum.

Hal­bu­ki an­la­ma­nın özü­nü şu oluş­tur­ma­lı:

IŞİD ne­re­yi iş­gal et­ti; pet­rol ken­ti Mu­su­l’­u!

Ya­ni…

Irak pet­ro­lü­nün yüz­de 17’si­ni elin­de tu­tan IŞİD dün­ya­nın en zen­gin te­rör ör­gü­tü ol­du!

Ya­ni…

Me­se­le­nin eko­no­mik de­ğe­ri var.

Pa­ra var­sa kü­re­sel güç­ler ora­da­dır.

Ge­li­niz, üze­rin­de hiç du­rul­ma­yan me­se­le­nin bam­baş­ka yö­nü­nü ya­za­yım…

Er­le P. Hal­li­bur­to­n’­un adı­nı hiç duy­du­nuz mu?

Pe­ki ya, yıl­lık ge­li­ri 24.8 mil­yar do­lar olan ve 100 ül­ke­de fa­ali­yet­te bu­lu­nan in­şa­at ve ener­ji şir­ke­ti Hal­li­bur­ton Hol­din­g’­i bi­lir mi­si­niz? (Pet­rol-do­ğal­gaz bu­lur, çı­ka­rır, üre­tir. Ay­rı­ca, pet­rol te­sis­le­ri, bo­ru hat­la­rı ve kim­ya­sal te­sis­ler ku­rar.)

Bu hol­din­gin yan ku­ru­lu­şu olup dün­ya­da­ki as­ke­ri hiz­met sek­tö­rü­nün en bü­yü­ğü Brown&Ro­ot Ser­vi­ces (BRS) fa­ali­yet­le­rin­den ha­ber­dar mı­sı­nız? Ame­ri­kan Or­du­su ne­re­ye gi­di­yor­sa BRS ora­ya gi­di­yor: Af­ga­nis­tan, Irak, Ar­na­vut­luk, Bos­na, Hır­va­tis­tan, So­ma­li, Öz­be­kis­tan, Ku­veyt, Ko­so­va, Zai­re vs. Ba­ba­sı­nın hay­rı­na bu­ra­lar­da bu­lun­mu­yor; bu “ki­ra­lık or­du­nu­n” yıl­lık ge­li­ri 6 mil­yar do­lar!

Ka­fa­nız mı ka­rış­tı; öy­le ya bir yan­da pet­rol – in­şa­at iş­le­ri ya­pan kü­re­sel bir şir­ket var ve bu­nun bir de ki­ra­lık or­du­su bu­lun­mak­ta!

O hal­de en ba­şa dö­nüp an­la­ta­yım…

DİCK CHENEY

Er­le P.Hal­li­bur­ton 1892’de Ten­nes­se­e’­de doğ­du.

Bi­rin­ci Dün­ya Sa­va­şı­’n­da Ame­ri­kan Do­nan­ma­sı­‘n­da mü­hen­dis ola­rak gö­rev yap­tı.

Or­ta­do­ğu ha­ri­ta­sı 1919’da “ba­rış ant­laş­ma­la­rıy­la­” ye­ni­den çi­zi­lir­ken, Hal­li­bur­ton ye­ni ta­şın­dı­ğı Ok­lo­ha­ma/ Wil­so­n’­da­ki evi­nin tek oda­sın­da pet­rol ku­yu­la­rı­nı çi­men­to­la­ma şir­ke­ti; “New Met­hod Oil Well Ce­men­ting Com­pan­y”­i kur­du.

Ay­nı yıl…

Tek­sa­s’­ta Ge­or­ge ve Her­man Brown kar­deş­ler, ka­yın­bi­ra­der­le­ri Dan Ro­ot’­un pa­ra­sal des­te­ğiy­le “B­rown&Roo­t” in­şa­at ve mü­hen­dis­lik fir­ma­sı­nı kur­du.

Son­ra­ki el­li yıl için­de, AB­D’­nin ok­ya­nus öte­si­ne açıl­ma /em­per­ya­list prog­ra­mıy­la her iki şir­ket çok bü­yü­dü.

Ku­zey De­ni­zi ve Or­ta­do­ğu­’da dün­ya­nın en zen­gin pet­rol kay­nak­la­rı­nın bu­lun­ma­sı Hal­li­bur­to­n’­u pet­rol ku­yu­la­rı aç­ma ko­nu­sun­da dün­ya­nın bir nu­ma­ra­sı yap­tı.

Er­le P. Hal­li­bur­ton 1957’de öl­dü ama şir­ke­ti bü­yü­me­yi sür­dür­dü.

Hal­li­bur­ton, 1963’te dün­ya­nın sa­yı­lı in­şa­at ve mü­hen­dis­lik şir­ke­ti Brown&Ro­ot’­u sa­tın al­dı.

Hal­li­bur­ton, Vi­et­nam Sa­va­şı sı­ra­sın­da bu ül­ke­ye as­ke­ri üs, ha­va alan­la­rı, yol vb. in­şa­atı yap­tı. Fa­kat, 1970’ler­de­ki eko­no­mik dur­gun­luk ve pet­rol pi­ya­sa­sı­nın güç kay­bet­me­si, tüm dün­ya­da 100 şir­ke­tiy­le fa­ali­yet gös­te­ren Hal­li­bur­to­n’­u et­ki­le­di; ma­aş­lar­da ke­sin­ti­ye gi­dil­di vs.

İm­da­dı­na Sad­dam ye­tiş­ti! Ku­vey­t’­i iş­ga­li ve ar­dın­dan baş­la­yan Kör­fez kri­zi şir­ke­ti kur­tar­dı! Ku­vey­t’­te­ki ha­sar gör­müş tüm ka­mu bi­na­la­rı­nı Brown&Ro­ot ye­ni­den yap­tı. Hal­li­bur­ton ise 320 pet­rol ku­yu­sun­da­ki yan­gı­nı kon­trol al­tı­na al­ma işi­ni al­dı! Ye­ni pet­rol ku­yu­la­rı vs aça­rak Hal­li­bur­ton kur­tul­du.

Ve ne te­sa­düf: Kör­fez kri­zi dö­ne­mi­nin ABD Sa­vun­ma Ba­ka­nı Dick Che­ney -par­ti­si Cum­hu­ri­yet­çi­ler se­çi­mi kay­be­din­ce- Hal­li­bur­to­n’­un yö­ne­tim ku­ru­lu baş­kan­lı­ğı­na ge­ti­ril­di! Yıl: 1995 idi.

Ve yi­ne ne te­sa­düf; Cum­hu­ri­yet­çi­ler 2000’de ik­ti­da­ra ge­lin­ce Dick Che­ney Hal­li­bur­to­n’­dan ay­rı­lıp ABD Baş­kan Yar­dım­cı­sı ol­du. Ve Irak ve Af­ga­nis­tan iş­gal­le­ri ger­çek­leş­ti!..

Hiç şa­şır­ma­yı­nız! Pa­ran­tez aça­yım:

Lyndon B. John­son, 26 ya­şın­da 1934’te Tek­sa­s’­tan Tem­sil­ci­ler Mec­li­si­ne üye se­çil­di. 1948’te Tek­sa­s’­tan Se­na­to­’ya gir­di. 1960’da John F. Ken­nedy ta­ra­fın­dan is­ten­me­ye is­ten­me­ye baş­kan yar­dım­cı­lı­ğı­na aday gös­te­ril­di. Se­çi­mi ka­zan­dı­lar. Baş­kan Ken­nedy, yar­dım­cı­sı John­so­n’­a faz­la bir yet­ki ver­me­di. John­son, Ken­ned­y’­nin baş­kan­lı­ğı dö­ne­min­de hep ar­ka plan­da kal­dı. An­cak 22 Ka­sım 1963’te Ken­nedy sui­kast­le öl­dü­rü­lün­ce John­son bek­len­me­dik bir şe­kil­de baş­kan­lık kol­tu­ğu­na otur­du. Ar­ka­sın­da bü­yük bir güç var­dı; Hal­li­bur­ton si­ya­si ya­şa­mı bo­yun­ca Lyndon B. John­so­n’­un fi­nan­sör­lü­ğü­nü yap­tı!

Ken­ned­y’­i kim mi öl­dür­dü? Pa­ran­te­zi ka­pa­ta­yım.

Ve de­vam ede­yim…

PKK'YA SİLAH

Se­la­hat­tin De­mir­taş di­yor ki:

“Tür­ki­ye PKK'­ya si­lah yar­dı­mı yap­sın; PKK, IŞİD ile sa­vaş­sın!”

Ada­ma so­rar­lar, “bu işin fi­ya­tı ne­dir?”

Ah be­nim Kürt kar­de­şim; ka­fa­nı Kan­dil Da­ğı'n­dan çı­ka­ra­maz­san so­ru­mu hiç an­la­maz­sın! Me­se­la, Hal­li­bur­to­n'­u iyi kav­ra­man la­zım… Şöy­le…

1990'lar­da pet­rol pi­ya­sa­sın­da­ki dur­gun­lu­ğa rağ­men Hal­li­bur­ton çok iyi eko­no­mik per­for­mans gös­ter­di. Pet­rol sek­tö­rün­de­ki ben­zer şir­ket­le­re kı­yas­la yüz­de 20 da­ha bü­yü­dü. Bu ba­şa­rı­nın se­be­bi ol­duk­ça kâr­lı as­ke­ri söz­leş­me­ler yap­ma­sıy­dı.

Bu söz­leş­me­le­re ko­nu olan ise, Yu­gos­lav­ya'nın bö­lün­me­siy­di! Hiç şa­şır­ma; “bu da ne­re­den çık­tı­” de­me!

Ame­ri­kan Or­du­su LOG­CAP (Lo­jis­tik Si­vil Ar­tış Prog­ra­mı) çer­çe­ve­sin­de; Bal­kan­la­r'­da­ki bü­yük çap­lı as­ke­ri des­tek fa­ali­yet­le­ri için ilk kez bir “ki­ra­lık or­du­” ile söz­leş­me im­za­la­dı.

Bu şir­ket, ener­ji de­vi Hal­li­bur­to­n'­un yan şir­ke­ti Brown&Ro­ot Ser­vi­ce (BRS) idi.

Sor­dum ya, “PK­K'­nın fi­ya­tı ne­di­r” di­ye; BRS'­nin sa­de­ce Bos­na'dan ka­zan­dı­ğı pa­ra, 405 mil­yon do­lar idi. Söz­leş­me uzun­du; ör­ne­ğin- İtal­ya'da­ki Avi­ano ha­va üs­sün­den ha­re­ket eden Ame­ri­kan kuv­vet­le­ri­ne des­tek hiz­me­ti için şir­ke­tin çı­kar­dı­ğı fa­tu­ra, 6.3 mil­yon do­lar idi.

Şir­ke­tin 5 bin ki­ra­lık as­ke­ri Bos­na'ya git­ti. Ve…

Ya­rın de­vam ede­yim…

Ör­ne­ğin; Müs­lü­man genç­le­ri bu “ki­ra­lık or­du­la­r” na­sıl eği­ti­yor?"

Yalçın'ın 18 Eylül 2014'teki yazısı ise şu şekilde:

"Dün­ya­nın en bü­yük in­şa­at ve ener­ji şir­ket­le­rin­den Hal­li­bur­to­n'­un, baş­ta ABD ol­mak üze­re ki­mi ül­ke­le­rin em­ri­ne ver­di­ği “ki­ra­lık or­du­su­” var: BRS (Brown&Ro­ot Ser­vi­ce)…

Bos­na'da, Hır­va­tis­ta­n'­da, Ma­ke­don­ya'da, Af­ga­nis­ta­n'­da, Ira­k'­ta, So­ma­li'de vd. gö­rev yap­tı.

Ne gü­zel ti­ca­ret de­ğil mi; “ki­ra­lık or­du­su­nu­” pa­ra kar­şı­lı­ğı ve­ri­yor; ay­rı­ca git­ti­ği ül­ke­nin pet­ro­lü­ne el ko­yu­yor; yet­mi­yor yık­tı­ğı ül­ke­yi ye­ni­den imar edi­yor! Ör­ne­ğin Ko­so­va'ya as­ke­ri­ni ver­mek­le kal­ma­yıp yol­lar, bi­na­lar yap­tı; 192 kış­la in­şa et­ti! (“Sü­rek­li Öz­gür­lük Ope­ras­yo­nu­” adı ve­ri­len Af­ga­nis­tan iş­ga­lin­den son­ra ku­ru­lan iş­ken­ce mer­ke­zi Gu­an­ta­na­mo kam­pı­nı da BRS, 45 mil­yon do­la­ra yap­tı.) Ko­so­va'da­ki iş­le­rin­den do­la­yı BRS'­ye sa­de­ce 1999'da 1 mil­yar do­lar öden­di.

Da­ha çar­pı­cı ol­ma­sı için sa­nı­rım me­se­le­nin fi­nans bo­yu­tu hak­kın­da bir bil­gi da­ha ve­re­yim:

Salt Ira­k'­ta­ki hiz­met­le­ri için Hal­li­bur­to­n'­un “ki­ra­lık or­du­su­na­” öde­nen pa­ra, AB­D'­nin 1991 yı­lın­da Kör­fez Sa­va­şı için yap­tı­ğı har­ca­ma­nın üç ka­tıy­dı. (Sa­de­ce 2007'de­ki ra­kam 151 mil­yar do­lar idi.) Öde­nen pa­ra ka­mu­oyu­na yan­sı­yın­ca göz­ler bir dö­nem Hal­li­bur­to­n'­un yö­ne­tim ku­ru­lu baş­kan­lı­ğı­nı ya­pan baş­kan yar­dım­cı­sı Dick Che­ne­y'­e çev­ril­di. Fa­kat… Bi­li­nir ki AB­D'­de Hal­li­bur­to­n'­un do­ku­nul­maz­lı­ğı var­dır!

ABD Sa­vun­ma Ba­kan­lı­ğı ra­po­ru­na gö­re, 2007'de Ira­k'­ta bu­lu­nan “ki­ra­lık or­du­” men­su­bu 180 bin­di! (ABD Or­du­su sa­yı­sı ise 160 bin.) De­nir ki, Ira­k'­ta bu­lu­nan es­ki İn­gi­liz SAS ko­man­do sa­yı­sı, mev­cut SAS bir­li­ğin­den faz­lay­dı!

Ira­k'­ta kaç “ki­ra­lık or­du­” var­dı ve men­sup­la­rın­dan kaç ki­şi öl­dü bun­lar ha­la bi­lin­mi­yor. Irak sa­va­şı­nın en ka­ran­lık (Ebu Ga­rip Ce­za­evi gi­bi) kı­sım­la­rın­da hep bu özel şir­ket­le­rin adı geç­ti.

Şu no­tu düş­me­li­yim; 1997 yı­lı­na ka­dar BRS bu alan­da te­kel­di; baş­ka şir­ket­ler­de pa­za­ra gir­di.

Ör­ne­ğin…

Sol-Sağ fark et­mi­yor

IŞİ­D'­in eli­nin al­tın­da ne var; pet­rol!

Af­ri­ka'da­ki Si­er­ra Le­one'­nin eli­nin al­tın­da ne var­dı; el­mas! Sö­mür­ge­ci­le­re kar­şı is­yan bay­ra­ğı­nı açan Dev­rim­ci Bir­le­şik Cep­he el­mas ma­den­le­ri­ni ele ge­çi­rin­ce işin ren­gi de­ğiş­ti; bu mi­nik ül­ke “in­san hak­la­rı­” ih­lal­le­riy­le dün­ya gün­de­mi­ne ge­ti­ril­di. Ve 2002 yı­lın­da hem de bir­kaç ay için­de Dev­rim­ci Bir­le­şik Cep­he ye­nil­di. Son­ra or­ta­ya çık­tı ki; ya­ban­cı el­mas şir­ket­le­ri, Gü­ney Af­ri­ka'da ku­ru­lan ırk­çı “E­xe­cu­ti­ve Out­co­me­s” ad­lı “ki­ra­lık or­du­” ile an­laş­mış­tı.

Bu ki­ra­lık or­du iç­le­rin­de kim­ler yok­tu ki; Ame­ri­ka­lı es­ki Ye­şil Be­re­li­ler, Fran­sız Ya­ban­cı Lej­yo­ner­ler, Gü­neş Af­ri­ka­lı ha­va in­dir­me bir­li­ği men­sup­la­rı, Uk­ray­na­lı pi­lot­lar ve Ne­pa­l'­den Gur­ka sa­vaş­çı­la­rı…

Ko­nu ko­nu­yu açı­yor:

İs­ra­il mer­kez­li An­go-Se­gu; el­mas ve pet­rol zen­gi­ni An­go­la'da sol­cu hü­kü­me­te des­tek ver­di.

İs­ra­il mer­kez­li Lev­dan; dün­ya­nın en bü­yük üçün­cü ba­kır iş­let­me­ci­si Kon­go'da sol­cu Mo­bu­tu ik­ti­da­rı­nı yık­tı.

Ül­ke­ler de bir­bi­riy­le sa­va­şır­ken bu ki­ra­lık or­du­lar­dan ya­rar­la­nı­yor; Eti­yop­ya kom­şu­su Erit­re'yi “Gün­ba­tı­mı Ope­ras­yo­nu­” adı ve­ri­len ha­re­kat­la yen­di.

Fil­di­şi Sa­hi­li ise or­du dar­be­si­ni ki­ra­lık or­du ile ön­le­di!

Söz­leş­me ya­par­ken iki önem­li mad­de­le­ri var:

Bi­ri, kuş­ku­suz pa­ra ka­zan­mak.

Si­er­ra Leo­ne hü­kü­me­ti­ne 10 mil­yon do­lar­lık des­tek ve­rip kar­şı­lı­ğın­da el­mas ma­den­le­rin­den 200 mil­yon do­lar de­ğe­rin­de ta­viz ko­par­dı­lar. (“Em­per­ya­liz­min da­vet edil­me­si­ne­” iş dün­ya­sı “dış borç ya­tı­rım ta­ka­sı­” di­yor!)

İkin­ci­si; On­la­rı tek il­gi­len­di­ren ba­kır, el­mas ve pet­rol­den ne ka­dar pay ala­cak­la­rı/pa­ra ka­za­na­cak­la­rı gö­zük­se de “ki­ra­lık or­du­la­r”, ABD dış po­li­ti­ka­sı he­def­le­ri­ne ay­kı­rı olan ül­ke yö­ne­tim­le­riy­le söz­leş­me im­za­la­ya­mı­yor. Ör­ne­ğin BRS, am­bar­go uy­gu­la­nan Lib­ya'ya/Kad­da­fi­'ye 1995'te baş­ka fir­ma üze­rin­den si­lah sat­tı­ğı or­ta­ya çı­kın­ca 3.8 mil­yon do­lar pa­ra ce­za­sı öde­di!

Fa­kat bu de­mek de­ğil­di ki, giz­li ka­pak­lı iş­ler çe­vir­mi­yor­lar. Ko­lom­bi­ya ve Mek­si­ka'da­ki uyuş­tu­ru­cu ba­ron­la­rın bu ki­ra­lık or­du­lar­la ça­lış­tık­la­rı or­ta­ya çık­tı!

Kut­sal Top­rak­la­rı ko­ru­yor­lar!

IŞİD ko­nu­su­na ge­le­ce­ğim ama ek­le­mek is­te­dik­le­rim var:

Ki­ra­lık or­du­lar dün­ya­nın her ta­ra­fın­dan var. En et­kin ol­duk­la­rı yer­le­rin ba­şın­da kör­fez ül­ke­le­ri ge­li­yor!

Suu­di Ara­bis­ta­n'­ın si­lah­lı gü­cü ne­re­dey­se ta­ma­men özel as­ke­ri en­düs­tri­nin kon­tro­lün­de. Ame­ri­kan özel kuv­vet­le­rin­den (U.S. Spe­ci­al For­ces) “e­mek­li­” 1500 su­bay “Vin­nel­l” şir­ke­ti al­tın­da, yıl­lık 800 mil­yon do­lar­lık bir söz­leş­mey­le ça­lı­şı­yor. Ke­za BDM, Suu­di Ara­bis­tan or­du­su­na lo­jis­tik, eği­tim, is­tih­ba­rat ve kap­sam­lı da­nış­man­lık hiz­me­ti ve­ri­yor. “Cab­le and Wi­re­les­s” kontr-te­rör eği­ti­min­den; “Bo­oz-Al­len Ha­mil­to­n” harp aka­de­mi­sin­den; SA­IC do­nan­ma­dan; “O'Ga­ra­” ise kra­li­yet ai­le­si­nin gü­ven­li­ğin­den so­rum­lu! (Af­ga­nis­tan baş­ka­nı Ha­mid Kar­za­i'­yi Ame­ri­kan “Dy­nCor­p” ko­ru­yor!)

Anım­sa­yı­nız, din­ci ca­hil­ler Kör­fez Sa­va­şı'n­da; “kut­sal Mek­ke ve Me­di­ne'ye Ame­ri­kan as­ke­ri ayak ba­sa­ma­z” di­ye or­ta­lı­ğı aya­ğa kal­dır­mış­lar­dı. Bu coğ­raf­ya­da 200 yıl­dır em­per­ya­list­le­rin ta­şe­ron­lu­ğu­nu ya­pı­yor­lar, ha­la far­kın­da de­ğil­ler.

Ge­çe­lim…

Ge­le­lim can alı­cı so­ru­ya; bu şir­ket­ler kök­ten­din­ci ör­güt­le­re de yar­dım ya­pı­yor mu?

Yap­maz mı?

IŞİD mi­li­tan­la­rı sa­vaş­ma­yı ne­re­de öğ­ren­di?

Kim eğit­ti? Med­ya ma­sal­la­rı­nı oku­yo­ruz; evin­den otu­rur­ken bir­den gi­dip IŞİ­D'­e ka­tıl­mış vs.

Han­gi­si ör­nek ve­re­yim…

İn­gi­liz şir­ke­ti “Sa­ki­na Se­cu­rit­y” ve­ya “T­rans­Glo­bal Se­cu­rity In­ter­na­ti­ona­l”, bu din­ci­le­re “Ci­hat eği­ti­mi­” ver­me­di mi?

Ame­ri­ka­lı­lar Pen­sil­van­ya'da kur­duk­la­rı kamp­lar­da bu din­ci­le­re gö­ğüs göğ­üse harp tek­nik­le­rin­den pat­la­yı­cı ya­pı­mı­na ka­dar as­ke­ri eği­tim ver­me­di mi?

Ver­di­ler…

IŞİ­D'­e en çok mi­li­ta­nın, ki­ra­lık or­du­la­rın eğit­ti­ği Ko­so­va, Bos­na, Ma­ke­don­ya, Ar­na­vut­lu­k'­tan git­me­si ne te­sa­düf!

Ya­zı yi­ne uza­dı ve ya­rı­na kal­dı.

Kü­re­sel­leş­me­nin ürü­nü bu as­ke­ri şir­ket­ler “ye­ni pa­za­r” alan­la­rı bul­mak için ne giz­li fa­ali­yet­ler­de bu­lu­yor?

Yalçın'ın konuya dair 19 Eylül 2014 tarihli yazısı şu şekilde:

Baba Bush döneminde Savunma Bakanı ve oğul Bush döneminde ABD Başkan Yardımcısı olan Dick Cheney’nin; dünyanın en büyük inşaat ve enerji şirketlerinden (kiralık ordusu bulunan) Halliburton’un yönetim kurulu başkanlığını yaptığını belirttim.

Dick Cheney deyince aklınıza ne geliyor; Savunma Bakanı olarak katıldığı 1991’deki Körfez Savaşı ve ABD Başkan Yardımcısı olarak yer aldığı 2003’teki Irak Savaşı…

Peki…

Dünya ve itibarıyla Türkiye’nin gündeminde ne var; IŞİD yani Irak!

Peki…

Türkiye’nin yeni ABD Büyükelçisi John R. Bass’ı tanır mısınız?

Bir cümleyle tanıtayım; Dick Cheney’nin danışmanıydı!

Keza bir dönem Irak’ın yeniden imar edilmesine başkanlık etti!

O halde…

IŞİD ve Irak meselesinin önümüzdeki günlerde gündemimizde yer almaya devam edeceğini düşünebiliriz.

O halde…

İki gündür yaptığımız gibi, IŞİD meselesine geniş/makro açıdan bakmaya devam edelim. Sanıyorum küresel şirketlerin “kiralık orduları” ve yaptıkları “özel savaş”hakkında bilgi sahibi oldunuz.

Parantez açmalıyım:

Türkiye’de son yıllarda medyada sık sık şu sözleri duyuyorsunuz:

- “Ben oğlumu patates soyması için orduya göndermiyorum!”

- “Ben oğlumu Paşa’nın hizmetçisi olsun diye TSK’ye vermiyorum!” gibi…

Keza ordunun küçültülmesi; Mehmetçik’in paraya indirgenmesi vs. sürekli gündemde. Milli ordu ve ulusal harp sanayinin tasfiye edilmesi için bir takım güç odaklarının; Ergenekon-Balyoz-Poyrazköy vd kumpaslarla ne yapmak istedikleri bugün açığa çıkmıştır.

Bakınız bugün hâlâ, Cemaat/Paralel Yapı tv kanalları başta olmak üzere “vurdulu-kırdılı” Türk dizilerinde, TSK mensupları illegal işler yapan kötü adamlar olarak gösterilmeye devam ediyor.

Bunların amacı, kamuoyunu hazırlayarak Peygamber Ocağı’nı gözden düşürüp, “ordunun özelleştirilmesini” sağlamaktır.

Bunun adı, “savaşmadan kaybetmektir.”

Halkın Ordusu yerine “kiralık ordular” gelecek!

Suudi Arabistan örneğini dün yazdım. TSK serbest pazara düşecek! Günümüz ülke işgalleri böyle gerçekleşiyor!

Çünkü…

Kiralık ordu şirketleri; hiçbir şekilde özel oluşumlar değildir; aslında dünya çapında hüküm sürmek isteyen ABD-İngiltere- İsrail gibi ülkelerin kullandığı “paravan şirketlerdir!”

Örneğin…

Air American, Civil Air Transport, Intermountain, Air Asia, Southern Air Transport vs. CIA tarafından kurulduğu açığa çıkmıştır.

O halde asıl konumuza dönüp, sorabiliriz; IŞİD’i kim kurdu?..

ÖZELLEŞTİRİLEN SAVAŞ

PARAYLA tutulan askerler Orta Çağ’ın ayrılmaz parçasıydı.

Hep yazıyorum, Orta Çağ’da yaşıyoruz.

Paralı askerler de yeni küresel endüstrinin ürünü; Soğuk Savaş’ın bitmesi ardından 1990’larda kurulmaya başlandı.

Bu özel askeri pazar, 1700’lerden beri görülmediği bir şekilde bugün çok genişledi. Askeri şirketler, dünyada eşi olmayan bir büyüme gösteren ekonomik sektör haline geldi.

IŞİD bu pazarın ürünü mü?

Şunu biliyoruz:

Özel askeri endüstrideki şirketlerin birçoğu sanal yani, şeffaf değil!

Merkezleri Bahamalar ve Cayman gibi vergi cennetleri.

Daimi kuvvet bulundurmuyor; taşeronlarla çalışıyorlar.

Silah ve mühimmatlar depoda stok olarak bulunmuyor; ihtiyaç olduğunda uluslararası pazardan el altından ya kiralıyor ya da satın alıyorlar.

Kiralık askerler, elektronik ortamdan dünyanın çeşitli yerlerinden bulunuyor. Yani, personeli çok uluslu.

IŞİD içindeki teröristlerle ilgili bilgileri okudukça, -örneğin dünyanın dört bir yanından gelmeleri, maaş almaları vs- aklıma kiralık ordularda bulunan paralı askerler geliyor.

Paralı askerin temel özellikleri var:

Çatıştığı yere dışarıdan geliyor.

Savaşma nedeni sadece para.

Paralı askerlerin göreve getirilmesi, yasal kavuşturmaya maruz kalmamak için dolaylı ve dolambaçlı yollardan oluyor.

Paralı asker birlikleri sadece o anki amaç için bir araya gelen geçici asker gruplar; iş bitince dağılıyorlar

Bilinir ki, örgütlü hareket etmeyen paralı askerler, sadece ferdi müşterileri için savaşmaya odaklanır.

Peki…

IŞİD’in müşterisi kim/kimler?

Kuşkusuz tahmininiz var.

Amaçlarından eminiz; bunlar ABD ve İngiltere’ye “gel gel yapıyorlar!” IŞİD’in kelle kesme görüntülerinin tüm dünyada yayınlanmasının sebebi ne olabilir?

GÖLGE HÜKÜMET

DÜNYADA iç savaşın sürdüğü 74 ülke var.

Dünya gündemindeki tek isyancı örgüt neden IŞİD?

Kuşkusuz örgüt, bulunduğu coğrafyadaki yeraltı zenginlikleri nedeniyle gündemde.

Bir zenginlik varsa küresel güçler oradadır, dedik.

Bu nedenle herkesin dilinde aynı soru:

IŞİD’in arkasında kim var?

Sorunun yanıtını ararken ABD'nin (ekonomik-siyasi) parçalı yapısını göz önünden ayırmamak gerekiyor. Örneğin…

Başbakan Obama ile Dick Cheney, Irak-Ortadoğu politikasında benzer düşüncede mi?

Bilinir ki; ABD'deki “Paralel Yapı”nın başında Amerikan tarihinin gelmiş geçmiş en güçlü Başkan Yardımcısı Dick Cheney vardır! Jürgen Elsasser “Gölge Hükümet” kitabında bunu net olarak ortaya çıkardı.

Cheney ve adamları (aynı Türkiye'deki Cemaat gibi) Kongre'den gizli bir terör programı hayata geçirmişlerdi!
Bu “Yeni Muhafazakar” (Neocon) ekibin İsrail (Likud Partisi) ile bağlantıları artık sır değil. Keza, İran'a savaş açmak isteyen de bu “kutsal ittifak” idi!

Amerika'nın “Paralel Yapı”sı Clinton-Obama'yı hep oyun bozan olarak gördü!
Obama, İran-Suriye'ye yönelik askeri müdahaleleri rafa kaldırarak Dick Cheney ve onun fitnelerini boşa çıkardı.
Evet soru şudur:

IŞİD, ABD'deki “Yeni Muhafazakar”/NeoConların/”Paralel Yapı”nın bir oyunu mu?

Amaçları, Halliburton'un kasasını yine dolarlarla doldurmak mı?

Göreceğiz…

Odatv.com