Ukrayna Savaşı Doğu Akdeniz’de Diplomasiyi Tetikler mi?

Rusya’nın Avrupa ile enerji ilişkileri nasıl değişecek?

Ukrayna Savaşı Doğu Akdeniz’de Diplomasiyi Tetikler mi?




Ukrayna Savaşı Doğu Akdeniz’de Diplomasiyi Tetikler mi?

ANKARA - Ukrayna'da süren savaş nedeniyle Rusya kaynaklı doğalgaz kullanımı başta AB üyesi ülkeler açısından soru işaretine dönüşürken, Türkiye’nin enerji koridoru olma rolü üstlenmek için diplomatik temaslarını arttırabileceği görüşü ön plana çıkıyor.

Rusya, Ukrayna’yı işgal girişiminin 57’nci gününde Mariupol kentini kontrol altına aldığını iddia ederken, Avrupa’nın enerji ihtiyacı için alternatif kaynaklara yönelmesi ve bu bağlamda Türkiye’nin oynayabileceği rol gündemde.

Ufuk Üniversitesi’nin evsahipliğinde bugün düzenlenen “Rusya – Ukrayna Sorunun Enerji Üzerine Etkileri” panelinde, enerji kaynaklarına erişim ve küresel enerji ihtiyacı, akademisyenlerce uluslararası ilişkiler bağlamında ele alındı. Panelden sonra konuşmacılar ODTÜ Uluslararası İlişkiler Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Oktay Tanrısever ve Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi (SBF) Uluslararası İlişkiler Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Çınar Özen, VOA Türkçe’nin sorularını yanıtladı.

Türkiye’nin enerji koridorunda geçiş ülkesi konumunu pekiştirebilecek adımlar atabileceği görüşündeki Tanrısever ve Özen, Ukrayna'daki savaşla birlikte Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki enerji kaynaklı gerilimi diplomatik temaslarla işbirliğine dönüştüreceği düşünesinde.

Prof. Dr. Oktay Tanrısever, kıta ülkesi olmasına rağmen Rusya’nın Avrupa’dan uluslararası arenadaki ilişkiler bakımından Ukrayna savaşı devam ettikçe daha da uzaklaşacağını işaret etti. Avrupa ülkelerinde, komşularında böylesi bir kriz beklentisi olmadığını ve dolayısıyla hazırlıksız yakalanıldığını belirten Tanrısever, Türkiye açısındansa 2010’lu yıllarda doğu-batı enerji koridoru olma rolüne bir anlamda yeniden geri dönüş durumunu vurguladı.

Prof. Dr. Çınar Özen de, Türkiye için de Avrupa ülkeleri için de Ukrayna’daki savaşla birlikte Rusya’ya enerji nedeniyle bağımlılık sorununun gündeme taşındığını kaydetti. Savaş yüzünden Avrupa’nın güvenlik boyutunun yanısıra ekonomik ve siyasal açıdan olumsuzluklarla karşı karşıya kaldığını belirten Özen, bununla birlikte enerji ekseninde Türkiye-AB ilişkilerinde yeni bir dinamizm sağlanabileceğini söyleyerek, ABD’nin de Ankara–Brüksel hattındaki olumlu atmosfere dahil olma durumunda kalabileceği görüşünü aktardı.

Tanrısever ve Özen, enerji ekseninde Ukrayna topraklarındaki savaşla birlikte son duruma ilişkin sorularımızı şöyle yanıtladı:

Rusya’nın Avrupa ile enerji ilişkileri nasıl değişecek?

Tanrısever: Savaşın Rusya’yı Avrupa’dan uzaklaştıracağını düşünüyorum. Halihazırda Avrupa’da çok ciddi bir reaksiyon var Rusya’nın tutumuna karşı. Bu savaşın maliyetini de Avrupa’daki ülkeler ödüyor. Gerek göç gerekse enerji krizi yoluyla. Güvenlik açısından Avrupa kıtasında bir jeopolitik kriz beklemiyorlardı. Böyle olunca Avrupa şu anda çok büyük bir şokta. Son yıllardaki Avrupa’nın güvenlik mimarisinin yetersiz olduğu ortaya çıktı. O yüzden Avrupa’nın biraz daha trans-Atlantik ilişkilerine ağırlık vereceklerini görüyoruz. Bu çerçevede de Rusya ile olan gerilimin artacağını yorumluyoruz. Bunun tabii Balkanlar’da olabilir başka noktalarda da Rusya’nın Avrupa ile olan ilişkilerinde yeni gerilim noktalarının olabileceğine dair sinyalleri basında okuyoruz.

Özen: Bu savaşta Türkiye ile Avrupa’nın ilişkisi birbiriyle benzeşiyor. Yani enerji bağımlılığı var Rusya’ya, özellikle Almanya’nın. Çok büyük ihtimalle savaş, Avrupa Birliği’nin Rusya ile ilişkilerinin gözden geçirilmesini zorlayacak. Bu tabii Avrupa açısından hem ekonomik olumsuzluklar sonucunu doğuracak ekonomisi üzerinde büyük bir baskı oluşacak hem de siyasi baskı oluşacak. Sonuçta Ukrayna, Avrupa’nın devamı. Bu noktada Doğu Avrupa’da ciddi bir güvenlik sorunu ortaya çıkacak. Çok büyük ihtimalle AB-ABD ilişkilerinin Donald Trump döneminde bozulan ilişkilerinin süratle düzelmesini tetikleyecek.

Enerji başlığı Türkiye’nin dış politikasını nasıl etkileyecek?

Tanrısever: Türkiye, uzun yıllardır doğu-batı enerji koridorunu geliştirmeye çalışıyor, büyük başarı da aslında kaydetti. Kolay değil, böyle bir bölgede enerji merkezi haline gelmeye çalışmak. 2010’lu yıllarda bu konular konuşuluyordu ama bir ara verilmişti. Son zamanlarda gerek Mısır ile gerek İsrail ile olan normalleşme süreçlerinin enerjide somut adımların atılmasına olanak sağlamasını bekliyorum. Bu çerçevede de Doğu Akdeniz’deki enerji konularının bir rekabetten çok bölgesel işbirliği çerçevesinde ele alınmasının iyi bir fırsat olacağını düşünüyorum.

Özen: Avrupa Birliği, Rusya’dan doğalgaz almayacaksa bu kısa sürede olacak bir şey değil ama gelişmeler onu zorluyor. Hani AB’nin Rusya dışında kaynaklara ulaşmasını zorunlu hale getiriyor. O zaman da o kaynakların hemen hepsi Türkiye üzerinden Avrupa’ya bağlanmak durumunda. Bu savaşın belki de enerji politikasındaki en net sonucu AB - Türkiye enerji ilişkisini ve AB’nin Türkiye üzerinden hem Doğu Akdeniz’e hem de Ortadoğu kaynaklarına ulaşmasında zorunlu hale getirmesi. Bu durum ABD’yi de bu ilişkiler içine zorunlu şekilde sokuyor. Aslında uzun süredir kurulmuş yerleşik enerji ilişkilerini alt üst edecek şekilde AB’nin Türkiye ile ilişkilerini de yeniden canlandıracak bir dinamiği içinde taşıyor.

Yıldız Yazıcıoğlu / VOA