Ukrayna Savaşı: Rusya'ya Doğru Tırmanan Bir Tehdit
Ukrayna’nın Stratejik Hatası
Ukrayna Savaşı: Rusya'ya Doğru Tırmanan Bir Tehdit
YEREL GÜNDEM / ANKARA
Karar gazetesi yazarı Mensur Akgün, Ukrayna’da iki buçuk yıldır devam eden savaşın, sadece iki ülkeyi değil, tüm dünyayı etkileyen tehlikeli bir tırmanışa dönüştüğünü vurguladı. Yazısında, Ukrayna’nın Rusya’ya karşı başlattığı işgal girişiminin, savaşın coğrafi ve askeri boyutlarını daha da genişlettiğine dikkat çekiyor. Akgün’e göre, bu gelişme Batı’daki desteği zayıflatabilir ve savaşın nükleerleşme riskini artırabilir.
Ukrayna’nın Stratejik Hatası
Akgün, Ukrayna’nın son operasyonunun Rusya’ya siyasi ve hukuki bir fırsat sunduğunu düşünüyor. Kursk bölgesindeki işgal, Ukrayna'nın kendini zor bir duruma sokmasına ve Batı'daki Ukrayna yorgunluğunu tetiklemesine yol açabilir. Batı ülkeleri, bu operasyonun meşruiyetini sorgularken, Amerika ve Almanya gibi büyük güçler de tedirginliklerini artırıyor.
Savaşın Tırmanışı ve Bölgesel Riskler
Akgün, Ukrayna liderliğinin Rusya’nın zaaflarından yararlanarak Batı’nın dikkatini çekmeyi hedeflediğini, ancak bu stratejinin riskli olduğunu belirtiyor. Savaşın genişlemesi, Ukrayna’nın askeri malzeme yardımı almasını zorlaştırabilir ve Batı'da Ukrayna'ya karşı destek azalabilir. Özellikle savaşın nükleerleşme riski, tüm dünyayı tehdit eden bir boyut kazanıyor.
Türkiye İçin Zorluklar ve Fırsatlar
Türkiye’nin Rusya ile olan ilişkilerini sürdürmeye devam etmesi durumunda Amerika’nın yeni yaptırımlarıyla karşı karşıya kalabileceğini vurgulayan Akgün, Ankara’nın bu durumu fırsata çevirmesi gerektiğini belirtiyor. Türkiye’nin barış inisiyatifleri geliştirme potansiyeline sahip olduğunu, ancak iç meselelerde de öncelikli adımlar atması gerektiğini ifade ediyor. Orman yangınlarından ekonomik sorunlara, hukukun üstünlüğünden yolsuzluklara kadar birçok alanda çözüm bekleyen Türkiye, dış politikada da kritik bir denge sağlamak zorunda.
Savaşın Uzun Vadeli Etkileri
Akgün, Ukrayna savaşının askeri ve coğrafi tırmanışının Türkiye’yi de etkileyebileceğini öngörüyor. Karadeniz’deki beklenmedik bir gelişmenin Montrö Sözleşmesi üzerinde baskı yaratabileceğini ve bölgedeki nükleer risklerin Türkiye’yi doğrudan tehdit edebileceğini belirtiyor. Bu nedenle Türkiye’nin NATO müttefikleriyle birlikte, bölgedeki istikrarı sağlamak için aktif bir rol oynaması gerektiğini savunuyor.
Barış İnisiyatifi ve NATO
Yazısında, Türkiye’nin NATO içerisindeki müttefikleriyle birlikte caydırıcı bir barış inisiyatifi geliştirebileceğini belirten Akgün, Rusya’nın taleplerini yeniden gündeme getirmenin önemine vurgu yapıyor. 2022’de İstanbul’da başlayan barış görüşmelerinin yeniden canlandırılması gerektiğini ve savaşın sona erdirilmesi için tarafların masaya davet edilmesini öneriyor.
Sonuç olarak, Ukrayna savaşı sadece iki ülkeyi değil, tüm dünyayı etkileyen bir kriz haline gelmiş durumda. Türkiye, bu krizde hem iç meselelerini çözmeye çalışırken hem de dış politikada barış için aktif bir rol oynamak zorunda. Akgün’e göre, bu savaşın uzaması, Türkiye’yi de derinden etkileyebilir ve bu nedenle acil diplomatik adımlar atılması gerekiyor.