Ukrayna Savaşının Birinci Yılında NATO'nun Durumu General Trinquand: "Avrupa Savunması NATO'dur"

NATO'da yarattığı en büyük değişiklik nedir?

Ukrayna Savaşının Birinci Yılında NATO'nun Durumu General Trinquand: "Avrupa Savunması NATO'dur"


Ukrayna Savaşının Birinci Yılında NATO'nun Durumu General Trinquand: "Avrupa Savunması NATO'dur"

"Özel bir askeri operasyon kararı aldım"... Rusya lideri Vladimir Putin, 24 Şubat 2022'de bu sözlerle Ukrayna savaşını başlattı. Bu savaş, ilanından tam bir yıl sonra, tüm dünyada yeni bir düzenin, yeni güç dengelerinin ateşleyicisi oldu.

ABD başta olmak üzere NATO ülkelerinin Ukrayna'ya verdiği ve bir yıldır kırılmaya uğramadan devam eden desteği, yeni bir denge oluşturdu.

Irak'taki Amerikan askeri müdahalesinin kötü sonuçları, Libya'daki Fransız-Amerikan-İngiliz operasyonunun başarısızlığı, Barack Obama'nın 2013 Ağustos ayında Şam'daki yeni bir kimyasal saldırının ardından Suriye'ye müdahale kararı almaması, Amerikan birliklerinin Afganistan'dan kaotik bir şekilde geri çekilmesi, NATO'nun ve genel anlamda Batı'nın gücünü sarstı.

Hatta Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, "NATO beyin ölümünde Avrupa kendi savunmasını kurmalı" sözleriyle bu durumu tanımladı.

Bu kırılmayı gören Rusya lideri Vladimir Putin, Ukrayna'ya 24 Şubat'ta girme kararı aldı. Ancak bir yılın sonunda, Avrupa kıtasına kesin ve güçlü dönüş yapan NATO, kurulduğu günden bu yana olmadığı kadar güçlendi.

İttifak, Doğu kanadını güçlendirdi, İsveç ve Finlandiya'yı bünyesine katarak daha da büyümeye hazırlanıyor. Avrupa ülkeleriyse, NATO ile güç yarışına girmektense, NATO saflarına geçerek, birlikte mücadele etmeyi seçti.

Cumhurbaşkanı Macron'un eski savunma danışmanı, Fransa'nın NATO eski misyon şefi General Dominique Trinquand, bu değişimi "şartların değişmesiyle" açıklıyor.

VOA Türkçe'ye söyleşi veren General Trinquand, bir yıldır süren savaşın Avrupa'da ve NATO'da çok büyük değişikliklere yol açtığını belirterek, bu değişimi, "Bugün artık Avrupa savunması NATO'dur " sözleriyle tanımlıyor.

General Trinquand ile savaşın birinci yılında başta NATO içindeki değişimleri ve jeopolitik yansımalarını konuştuk:

VOA Türkçe: Ukrayna savaşının birinci yılında, sizce savaşın NATO'da yarattığı en büyük değişiklik nedir?

General Dominique Trinquand: NATO, Macron'un 'beyin ölümü' diye tanımladığı eleştirilere hedefti. Bir yılda, bugüne geldiğimizde, artık Avrupa savunması ve NATO arasında bir güç yarışı yok. "Avrupa savunması bugün NATO'dur." Bunun yanısıra, NATO'nun Avrupa ayağı da önemli ölçüde toparlanıyor. Ancak henüz kendini savunması için yeterli değil, tümüyle NATO'ya entegre olmuş durumunda.

VOA Türkçe: Peki bu Avrupa için iyi bir gelişme mi, özellikle askeri açıdan?

General Trinquand: Bilemiyorum iyi ya da kötü mü. Eskiden bir Avrupa savunması tartışması vardı. Avrupa'nın kendi egemenliği ve bağımsızlığı için kendi savunmasını oluşturması tartışılıyordu. Bugün NATO, konunun merkezinde. Ancak Avrupa ülkeleri ve NATO'nun, savunma kapasitelerini genişletme ve eylemlerini daha iyi koordine etme zorunluluğu var. Bunun doğal sonucu, NATO ile işbirliğine giderek Avrupa kendi savunmasını da güçlendiriyor.

VOA Türkçe: Fransa Cumhurbaşkanı Macron'a askeri danışmanlık yaptınız. Macron, "NATO beyin ölümünde" sözünden geri dönerek NATO ile güçlü ittifaka gidiyor. Bunu nasıl açıklardınız?

General Trinquand: Afganistan'da Kabil'in boşaltılması operasyonunu hatırlayın, tam bir felaketti. "Beyin ölümü" açıklaması o zaman geldi. Ancak Avrupa'da olmasını hiç beklemediğimiz bu savaş, bizi gerçeklere götürdü. Ayrıca NATO'nun yeniden doğuşunu sağlayan, Putin'dir. Macron'un dönüşümü buradan geliyor. Yeni oluşan gerçekliklerden kaynaklanıyor. Yıllar boyunca hep 'NATO'nun ne işe yaradığı' soruları soruldu. Avrupa'daki bu savaş, NATO'nun ne işe yaradığını çok net bir şekilde herkese gösterdi.

VOA Türkçe: Macron'un "Rusya ezilmemeli" sözü de tepki çekti. Birinci Dünya Savaşı'nda ezilerek yenilen Almanya'nın, dünyayı 2. Dünya Savaşı'na götürmesi örnek gösteriliyor. Katılıyor musunuz?

General Trinquand: Macron bugün, Rus ordusunu Ukrayna'da yenmek gerekir diyor. Bu, Rusya'yı Rusya'da yenmek anlamına gelmiyor. İkinci Dünya Savaşı'yla kıyas yaptığınızda bugün çok önemli bir fark var; Nükleer silahlar. Rus toprakları nükleer silahlarla korunuyor. Bu nedenle İkinci Dünya Savaşı’yla tarihi bir karşılaştırma yapamayız. Koalisyon güçleri 1945'te Berlin'e kadar gittiler. Ama bugün Moskova'ya kadar gidemezler çünkü nükleer silahlar öncesinde harekete geçecektir. O nedenle Rus ordusu, Ukrayna'da yenilmeli görüşünü savunuyor.

"Putin bu savaşı kaybetti"

VOA Türkçe: Peki bir yıl oldu, nükleer tehdidi de göz önüne alarak savaşın yakın tarihini nasıl öngörüyorsunuz?

General Trinquand: Nükleer gerçeği bana göre, herkesin aklında tuttuğu bir gerçek. Bu nedenle savaş büyümüyor, çünkü herkes nükleer silahlara sahip değil. Ancak buna karşın kesin bir şey var, Başkan Putin, bu savaşı kaybetti. Nereye kadar kaybetti, bu başka bir konu; Kırım'a kadar mı, Donbass ya da Rus sınırına kadar mı ? Bilmiyoruz... Ama kesin olan şey, Başkan Putin savaşını kaybetti. Bugün Rusya'nın uzun vadeli bir angajmana girdiğini görüyorum. Ruslar ellerindeki olanaklarla uzun süre dayanma stratejisine oynuyor ama ilerleme de sağlayamıyor. Bu bir gerçek. Ukraynalıların Eylül-Ekim'de, Harkiv'i alabileceğini kimse düşünemezdi. Bu şartlarda, önümüzdeki 6 ayda neler olur, kimse öngöremez sanırım.

VOA Türkçe: Bir yıl sonra, Ukrayna direnişi, Ukrayna'nın AB ve NATO'ya girmesini hızlandırır mı?

General Trinquand: ​AB'ye giriş 10-15 yıllık bir süreç, normal olarak. Ukrayna, AB kriterlerini yerine getirmek için çok büyük bir çaba harcıyor. Ancak savaş olduğu sürece AB'ye giremezler, bir statüko oluştuğunda girebilirler.

VOA Türkçe: Ya NATO üyeliği? Biraz daha uzak bir ihtimal gibi mi?

General Trinquand: ​Finlandiya ve İsveç'in adaylıkları hızlandı. Çünkü bu iki ülke uzun süredir NATO ile birlikte çalışıyor. Kriter sorunu yok. Ukrayna'nın NATO üyeliği daha zor bir durum. Çünkü Rusya'nın güvenlik kaygıları var. Savaş sonrasında oluşacak güvenlik mimarisi, Ukrayna'nın tarafsızlığı konuları oldukça zorluyor bu talebi.

VOA Türkçe: Kayıtsız şartsız Ukrayna'yı destekleyen Polonya, NATO ve AB'nin parlayan yıldızı mı?

General Trinquand: ​Polonya, savaştan en çok etkilenen ülke, mülteciler, yakınlık gibi nedenlerle. Ayrıca Polonya'nın AB ile birtakım sorunları var biliyorsunuz, hukuk devleti, insan hakları, değerler. Bunlar savaştan sonra konuşulacak. Şimdilik Polonya, ABD'nin en güvendiği müttefiki, çünkü ABD ile en yakın ilişkisi olan Avrupa ülkesi. Ama savaştan sonra, bu insan hakları konuları yeniden AB ile gündeme gelecektir.

VOA Türkçe: Ukrayna savaşı yeni bir dünya düzeninin fitilini de ateşledi. Dün Biden, NATO'nun doğu kanadıyla, Putin Çinli yetkililer ile kameraların karşısında mesaj verdi? Bunu nasıl okuyorsunuz?

General Trinquand: ​Putin dün "İki kutuplu dünyanın sonu" mesajı verdi. Ben de bunu düşünüyorum. İki kutuplu dünyada Çin yoktu, dolayısıyla şimdi Çin var ve bunu da hesaba katmak lazım. BM'de dün akşamki oylama önemliydi. Büyük çoğunluk Rusya'nın çekilmesini istedi, çekimserler var, karşı olan ülkeler de var. Rus saldırısını kınamayan ülkeler, Batı'nın kendilerine ders vermesinden artık bıkan ülkeler. Bu tepki dikkate alınmalı. Bu nedenle ABD ve Fransa, Afrika'da büyük bir turneye çıktılar, bu ülkelerle diyaloğu geliştirmek için.

VOA Türkçe: AB içindeki askeri dengeler de değişti mi? Savunma harcamalarını kısan AB "naif rüyasından son derece sert bir şekilde uyandı" analizlerine katılıyor musunuz?

General Trinquand: ​ İngilizler'in AB'den gitmesi, İngiliz ordusunun gitmesi nedeniyle endişe yaratıyordu. Bugün fazla konuşulmuyor. Ancak bu savaş AB'nin kendi savunma eksiklerini de göz önüne koydu ve bunların giderilmesini hızlandırdı. Krizler AB için ciddi bir hızlandırıcı oldu. Sert bir şekilde uykudan uyanma konusuna gelince, bu analize tümüyle katılıyorum, Avrupa ülkeleri için "barışın hissedarları" diyorum ben; yani uzun yıllar boyunca Avrupa'da barışın "karını yiyen" ülkeler, hep birlikte savaşın imkansız olduğunu düşündük. Bu savaş bize, Avrupa'nın da her an savaşla yüz yüze gelebileceğini gösterdi. Gerçeklere sert bir dönüş yani.

"Putin Rusya'nın da Ukrayna gibi batılılaşmasından korkuyor"

VOA Türkçe: Önümüzdeki yıl, savaş daha da büyür mü? Yoksa düşük seyirde mi ilerlemesini öngörüyorsunuz?

General Trinquand: Rusya çok büyük bir yenilgiye uğradı. Ordusu yorgun, yeniden büyük bir saldırıya geçmesi için çok uzun bir süre gerekiyor. Putin'in dünkü iki medeniyeti, iki toplumu çatıştıran filozofik konuşmasına dikkat edin. Batı ve Doğu arasındaki bir savaştan söz ediyor. Halbuki bu nesiller arası bir savaş. Rusya'da gençler ya ülkeyi terk etti ya da Putin'i desteklemiyor. Putin'i destekleyen nüfus 50 yaşın üstünde. Eğer bu gençleri yeniden çekemezse, bu uzun vadede Putin için sorun yaratacak. Putin'in çok büyük bir korkusu var. Ukrayna Avrupa'ya yaklaştı, bugün daha da yakın. Aynı şeyin Rus gençliği için de olmasından korkuyor.

VOA Türkçe: Peki bir yıl sonra, NATO'nun en önemli aktörü ABD'nin, dünyadaki ve NATO içindeki konumu için ne diyebiliriz? ABD daha da güçlendi mi?

General Trinquand: ​Bu savaş Amerika'yı, Avrupalılar nezdinde güçlendirdi. Dünyanın diğer bölgelerinde değil. NATO birliği, Avrupa, Amerika, Japonya, Güney Kore, Tayvan’la birlik daha güçlü. Ama 'ne NATO, ne Rusya' diyen dünyanın üçüncü bir grubu daha var. Bu 3'üncü dünyayı ikna etmek lazım. Bu uzun soluklu bir çalışma.

VOA Türkçe: Rusya'nın yanında duran Çin'in ikna edilmesi kolay olmayacak bu durumda?

General Trinquand: ​Çin, kendi ekonomik çıkarlarını kolluyor, savaş Çin'in çok işine gelmiyor. Üstelik batı ile çok büyük ticari ilişkileri var. Bu nedenle Batı ile köprüleri atamazlar.

VOA Türkçe: Çin bir barış önerisiyle ortaya çıktı. Türkiye depremin yaralarını sarmaya çalışıyor ama orta vadede yeniden barışın aktörü olabilir mi?

General Trinquand: ​Çin'in önerisi ilginç ama Amerikalılar istemiyorlar. Çünkü Amerika'ya karşı bir rejim, Çin rejimi. İkincisi Türkiye'de, depremin ardından seçimlere gidilecek. Deprem, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın seçilme ihtimalini kolaylaştırmadı ama bu seçilmeyeceği anlamına da gelmiyor tabi. Göreceğiz. Sanırım Amerikalılar barışın Washington ve Moskova arasında olmasını istiyor. Ama Çin de kendi rolünü oynamak istiyor.

Arzu Çakır / VOA