Ukrayna ve Rusya'da uzantılarımız

Boris Jhonson'ın omuzuna elini koydu, adam başbakanlıktan oldu!

Ukrayna ve Rusya'da uzantılarımız




Arslan TEKİN
Arslan TEKİN

Ukrayna ve Rusya'da uzantılarımız

Putin'in Ukrayna'ya saldırması, 3. Dünya Savaşı'nı başlattı diyebiliriz. Savaş sadece topla tüfekle olmuyor. Dikkat edin saldırıyla bütün dengeler değişti.

Rusya 17.075.400 km², Ukrayna ise 603.500 km². Nüfus farkı da büyük. Hemen bütün dünya Ukrayna'nın ardında.

Putin, Zelenski'yi devirip kukla hükûmet kurduracağını sandı ama yanıldı. Öncesinde böyle kukla hükûmet vardı. Moskova'ya bağlı parti bile açık faaliyetteydi. Lideri şu anda Zelenski'nin elinde.

Bir yönüyle bakarsanız, Putin'ini yanıltan Zelenski oldu. Biliyorsunuz,  Zelenski komedyendi. Sanıyordu ki, Ukrayna halkı bu oyuncunun popülerliğine aldandı, onu cumhurbaşkanı seçti. İki bomba atsam, ailesini bile bırakır kaçar, diye düşündü! Ama Zelenski dişli çıktı.

Zelenski'nin Yahudi olması Ukrayna için bir avantaj, Yahudilerin açık gücü İsrail'de. Görünmez gücüyse kat kat fazla, dünya sathında. Birinci derecede ABD'de, ikinci derecede Avrupa'dadır. Geçmişte 2009'de Davos'ta R. T. Erdoğan'ın, İsrail Cumhurbaşkanı Şimon Peres'e "van minit" çekmesinin ardından Türkiye'de görünmez bir elin altımızı oymaya başlamadığını kimse söyleyemez. (Benden sonra aynı yorumu yapanlar da çıktı.)

Putin sevilecek adam değil; bir gaddar diktatör.

(Yanlışlıkla Suriye'de Rus uçağını düşürmemizin ardından takındığı hadsiz tavrını, intikam için Suriye'de, o yoldan geçeceğimiz bildirildiği hâlde, askerlerimize bomba yağdırıp 34 yiğidimizi şehit etmesi içimize ateş düşürdü, öfkemizi kabarttı. İntikamımızı mahfuz tutuyoruz.)

Rusya'nın, Ukrayna'da, yara da alsa zaferle çıkması, bizim için büyük tehlike. Putin yara aldığına bakmaz. "Siz Ukrayna'yı bize tercih ettiniz, bizi de oyaladınız." diyecek. Yapısı öyle... Adam intikamcı. Şimdi R. T. Erdoğan'a "dostum" demesi, R. T. Erdoğan'ın, Tahran görüşmesinde Putin'in omuzuna elini koyup samimiyet göstermesi bizi yanıltmasın. (R. T. Erdoğan'da ilâhî bir güç vehmedenler var, biliyorsunuz. Geçenlerde Brüksel'de, İngiltere Başbakanı, Ali Kemal'in torununun oğlu Boris Jhonson'ın omuzuna elini koydu, adam başbakanlıktan oldu! Putin'in de başına bir şey gelir mi? Reis Beyimizden keramet umanlardan, eli omuza koymayı yorumlamalarını bekleriz!)

Önce şunu bir daha bir daha hatırlatayım. Rusya'daki Türkler malûm. Yedi otonom bölgeleri var. Rusya'da Türkoloji ileri safhada. Putin'in yakın zamanda hayatını yitiren "Türk düşmanı" Jirinovski bir Türkolog idi. Putin, Ukrayna saldırısının en şiddetli anında, elinde bir demet çiçekle vedaya gitmişti. Kremlin'in basın sözcüsü Peskov da bir Türkolog. Tahran'da, basın toplantısında, Putin'in ardına dizilenlerden biri de oydu.

Rusya'da Türkolojinin ileri safhada olmasının bir başka manası, Türkleri derinliğine anlamak ve boş bırakmamak.  Ama Ruslara göre yorumlamak esas. Söz açılmışken şunu da hatırlatayım. Komünistlik zamanında, Türkoloji çalışmaları ileri safhadaydı. Araya Marx'tan, Lenin'den bir iki söz sıkıştırıp, kitaplarından ilgili ilgisiz bir parça alıp yayınlarsanız, nasıl bir çalışma yaptığınıza bakmıyorlardı. (Gumilëv'in Türklerle ilgili kitaplarına göz atarsanız, ilgisiz ara notları görürsünüz meselâ). Ama çalışmaların ileri safhaya taşıyanlar, kendilerini Türk milliyetçisi görenler affedilmiyor tabiî. (Prof. Dr, Ahmet Buran'ın, "Kurşunlanan Türkoloji" kitabını hatırlatırım.)

Rusya'daki Türkler malûm. Ukrayna'daki Türkler az biliniyor. Bizim "Kırım Türk'tür, Türk kalacaktır." gibi laflarımız olur. Putin, II. Dünya Savaşı ardından, Stalin'in Kırım'dan sürdüğü Türklerin yerine iskân edilen Rusların çocuklarının, torunlarının sayısına güvenerek Kırım'ı kendilerine kattı ama Kırım geçmişte bizimle iç içeydi.  Hakkımız bâki kalmalıdır. (Kemal Çapraz arkadaşımı rahmetle anıyorum. Bir gazeteci olarak Kırım için çok emek verdi. "Kuzeyde Yavru Vatan Kırım" kitabını okumak lâzım.)

Ukrayna'da Kırım dışında dağınık Türk toplulukları olduğunu yazmıştım. 2 milyonluk bir sayıdan bahsediliyor. Zamanında, şimdi şiddetli savaşın sürdüğü Donetsk'te ve Kiev'de Türklerle görüştüm. Onlar "Müslüman" sıfatıyla, dernekler ve partiler kurmuşlardı. Aralarında tartımalar olduğunu da yazmıştım. Ara bulunur. O ayrı. Bakın onlar Türkçe konuşuyorlar, kendilerini "Müslüman" olarak adlandırıyorlar. Saray erkânımız, bu adlandırmayı herhâlde, dikkate alarak el uzatır. "Müslüman" deyince akan sular duruyor ya...

Yarın Ukrayna'ya dair farklı bir kitabı ele alacağız.

Arslan TEKİN / YENİÇAĞ