Ukrayna vs Türkiye: Birbirlerinden ne öğrenebilirler?

Türkiye’deki son gelişmeler bir dereceye kadar Ukrayna için bir gösterge niteliğindedir.

Ukrayna vs Türkiye: Birbirlerinden ne öğrenebilirler?




Ukrayna vs Türkiye: Birbirlerinden ne öğrenebilirler?

2007-2010 yıllarında Ukrayna’da Ekonomi Bakanı olarak görev yapan ve aynı zamanda Ukrayna Merkez Bankası’nın 5. başkanı olan Bogdan Danilişin Capital internet sitesinde yorum bölümünde Türkiye ve Ukrayna karşılaştırması üzerinden yaptığı değerlendirmede her iki ülkenin birbirinden neler öğrenebileceklerine dair görüşlerini yazdı.

Metni Türkçeye çevirerek sunuyoruz. Orijinal metine şuradan ulaşabilirsiniz.

Türkiye’deki son gelişmeler bir dereceye kadar Ukrayna için bir gösterge niteliğindedir.

Türkiye, 2020’de yıllık % 10’un üzerinde enflasyonla birlikte çok yumuşak bir para politikası izledi. Merkez bankası tarafından yapılan varlık geri alımlarının hacmi GSYİH’nin yaklaşık % 2’si kadardı. Yılın başından bu yana, Türk Lirası % 30 değer kaybetti (son 2 haftada % 10 dahil).

Buna ek olarak, Türkiye (Ukrayna’nın aksine) 2020 yılında ödemeler dengesi durumunda bir bozulma sorunuyla karşı karşıya kalmıştı (yılın ilk yarısında ödemeler dengesi cari hesabı, geçen yılın aynı dönemine göre GSYİH’nin % 2.7’si kadar daha azdı, Ukrayna’da ise tam tersine cari hesaplar GSYİH’nin +% 3,9’una tekabül etmektedir).

Ukrayna’da pek çok kişi, “nicel genişleme” programlarının uygulanmasının uygunsuzluğuna ilişkin uyarılar ve merkez bankası kararlarının “bağımlılığı / bağımsızlığı” meselesi bağlamında Türkiye’deki duruma örnek olarak bakmayı tercih ediyor.

Fakat gerçekte, Ukrayna için bir Türkiye örneği ele alınması gerekiyorsa, sadece merkez bankası aygıtının ekonomik koşullardaki değişiklikleri hesaba katarak yeterli yönetim kararları üretme kabiliyeti açısından bakılmalıdır.

Her şeyden önce, Ukrayna’nın ekonomik ve finansal sektörün gelişme düzeyi açısından, temelde Türkiye’den çok farklı olduğu dikkate alınmalıdır.

Türkiye, çok çeşitli bir ekonomiye sahip yüksek gelirli bir ülkedir.

İşte bazı istatistikler:

Gelir seviyesi:

Ukrayna: Kişi başına Satınalma Gücü Paritesi (SAGP) 12.9 bin dolar,
Türkiye: Kişi başına SAGP’de 28.5 bin dolar (sabit 2017 fiyatlarıyla).

Nüfusun tasarruf düzeyi, 2016-2019 için ortalama büyüme:

Ukrayna: Nüfusun harcanabilir gelirinin % 2.5’i;
Türkiye: Nüfusun harcanabilir gelirinin % 14.0’ı.

Ekonomiye kredi verme seviyesi:

Ukrayna: GSYİH’nın % 25’i,
Türkiye: GSYİH’nın % 76’sı.

Bankaların kredi portföyünde sorunlu kredilerin payı:

Ukrayna. % 49,
Türkiye: % 4.

Banka mevduatlarına % cinsinden işletme kredileri:

Ukrayna: % 44,
Türkiye: % 115.

2017-2019’da ekonomiye verilen kredilerdeki artış:

Ukrayna: % 3 düşüş,
Türkiye: % 60 artış.
(Ukrayna ekonomisine 2020’nin 8 aylık döneminde kredilerin % 1, Türkiye ekonomisinde % 30 artış).

Ekonominin para kazanma seviyesi:

Ukrayna: GSYİH’nın % 36’sı,
Türkiye: GSYİH’nın% 59’u.

Ukrayna’nın parasal genişlemede karşı karşıya olduğu zorlukların Türkiye ile karşılaştırıldığında temelde farklı bir nitelikte olduğu açıktır.

Son yıllarda Türkiye’de bankaların kredi genişleme süreci yaşanırken, Ukrayna’da banka kredilerinin çöküşü süreci yaşanmıştır.

Eğer Türkiye aşırı borç verme ve ekonominin finansallaşma sürecini kısıtlamışsa, Ukrayna tam tersine onu harekete geçirmenin yollarını aramalı.

Bu nedenle Türkiye örneğini, öncelikle para politikası ve bankacılık düzenlemesi konusunda karar verenlerin yetkinlikleri açısından incelemek tavsiye edilir.

Mesele, merkez bankası yönetiminin yalnızca dar hedefleri (veya bir enflasyon hedefine ulaşmak veya her ne pahasına olursa olsun kredileri artırmak) dikkate alarak yeterli kararlar alabilmesi değil, aynı zamanda para politikası düzenleyicilerinin kararlarının ekonominin mevcut ve gelecekteki durumu ve finansal sistemi üzerindeki daha geniş bir etki yelpazesi gözönünde bulundurularak yeterli kararlar alabilmesidir.

Ukrayna Merkez Bankası (NBU) Yönetim Kurulunun mevcut yapısının çoğunluğu yeterli ve doğru kararlar alma yeteneğine sahiptir.

ukrhaber.com