Ukrayna'daki Hain Ahıska Çeteleri, Ahıska Milletini Üzüyor! - 2

Bizim suçumuz, Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığını kurarak tüm dünyadaki akrabalarımıza yardım için seferber olmak.

Editor

Aralık 3, 2020 - 20:52 Updated: Aralık 4, 2020 - 01:00

Ukrayna'daki Hain Ahıska Çeteleri, Ahıska Milletini Üzüyor! - 2

Ukrayna'daki Hain Ahıska Çeteleri, Ahıska Milletini Üzüyor! - 2

Ukrayna’daki Ahıskalıları Ukrayna’ya tatile gittiğim 2014 yılında tanıdım. Ukrayna Nikolaev şehrinde yaşayan Mehmet Belenbaşı ile birlikte Kostiçi köyüne gittik.

Dertlerini, sorunlarını dinledik. Birlikte fotoğraf çekindik.

FOTO: Ukrayna Kostiçi köyü. Azerbaycan'dan gelen yaşlı bir Ahıska büyüğü caminin avlusunda dua ediyor. Siyah tişörtlü kişi Yusuf İnan...

FOTO: Ukrayna Kostiçi köyü. Bir nine bizi evine yemeğe davet ediyor...

FOTO: Ukrayna Kostiçi köyünden salça yapan kadınlarla hatıra fotoğrafı çektirdik.

Anlattıklarını “Ukrayna’daki Ahıskalılardan Anavatan’a Selam ve Sitem var” başlığı ile haberleştirdim.

Haber, Yerel Gündem Gazetesi, Yerelgundem.com ve onlarca haber sitesinde ve ulusal gazetede yayınlandı.

O haberler, Türkiye Cumhuriyeti Devletinin ve Türk Milletinin dikkatini Ukrayna'daki Ahıskalılara çevirtti.

O haberler sonrasında Ukrayna'daki Ahıskalıların Türkiye'ye getirilmesi gündeme geldi.

Ukrayna’da yaşadığım beş yıl içinde çevredeki tüm Ahıska köylerine sırtımda et ve erzak taşıdım.

Fakir fukaraya elbise, yiyecek ve giyecek alıp, verdim. (Bunlar söylenmez ama yazmak zorunda kaldım. Bu nedenle çok üzgünüm)

Ukrayna Nikolaev’deki tüm Ahıskalıların yaşadığı köylerdeki küçük camilerin onarımı için para yardımı yaptım. Rahmetli babamın hayrına tüm camilerin onarımı için Reşit Züffarov ve oğlu Ravşan Züffarov’a 5 bin dolar civarında nakit para, binlerce dana derisi verdim.

Reşit Hoca ve oğlu Ravşan Hoca’ya verdiğim para ve derilerle Ukrayna’ya güzel bir cami yapılabilirdi.

Reşif Hoca, benim verdiğim paraları ve dana derilerinin satılmasından elde ettikleri geliri Ahıska köylerindeki camilerin görevlilerine verdiğini söyledi.

Camilerin görevlileri almadıklarını söyledi.

Reşit Hoca’ya tekrar sordum.

Tüm köylere dağıtılması için ramazan paketi gibi bir paket hazırlamıştım. O paketleri Allah selamet versin Türkiye ve dünya çapında ünlü Alternatif Tıp Uzmanı Erol T. göndermişti. 150 aile için.

Paketlerde 1 kg yağ, 1 kg prinç ve 1 kg da şeker vardı.

Reşit Hoca, camilerin onarımı için verdiğim paraları, dana derilerinden elde ettikleri gelirleri Nikolaev Ahıska Dernek Başkanı İbrahim beye teslim ettiğini, İbrahim beyin bunları kendi ailesine ve akrabalarına dağıttığını, Ahıska köylerine vermediğini söyledi.

Bu konu Reşit Züffarov ile İbrahim bey arasında!

İbrahim bey böyle bir parayı aldı da camileri onarmadıysa, erzakları dağıtmadıysa vebal onundur.

Almadı da, Reşit Züffarov yalan söylüyorsa, orasını ben bilemem.

Bir cami yapacak kadar para ortada yok!

Binlerce inek ve danayı kesip, tonlarca eti Ahıska köylülerinin gözü önünde, Reşit Züffarov ve oğlu Ravşan Züffarov’a Ahıska köylerine dağıtmaları için verdim. (Reşit Züffarov ve oğlu Ravşan Züffarov Ahıska köyünün camisinde imam)

Binlerce inek ve dana, binlerce koyun ve keçi, Reşit Züffarov’un köyünde evinin bahçesinde kesildi. Eti ve derisi herşeyi Reşit Züffarov ve oğlu Ravşan Züffarov’a bırakıldı.

Hayvanların birçoğunu da Ahıska Milletini kalkındıralım düşüncesiyle o ve çevre köylerdeki Ashıkalılardan satın aldık.

Ahıska köylerinden ve Türk iş insanlarından şikayet gelince, Reşit Hoca ve oğlu Ravşan Hoca’dan etlerin ve camilerin onarımı için verdiğim paranın, binlerce dana derisinin akibetini sordum.

Bir hafta sonra işyerinde silahlı beş kişinin saldırısına uğradım, darp edildim.

Cebimdeki 4 bin dolar para ile 2003 model eski bir arabam vardı, gasp edildi. Beni de darp ederek kaçtılar. Kişileri teşhis ettim. Dosya Ukrayna Nikolaev Polisinde duruyor. Reşit Hoca, Ukrayna Polisine, 50 dolar verdik mi, seni kimse dinlemez, demişti.

Haklı çıktı! Dosya işlem yapılmadan kaldırıldı.

O gün sabah Reşit Züffarov'un köyünde 9 tane dana kesecektik. Birlikte koyun ve koç satın alacaktık. Akşam ve sabah Reşit ve Ravşan Züffarov ile telefonda konuştuk. Benim cebimde para olduğunu, o saatte iş yerine gittiğimi, sadece Reşit ve Ravşan Züffarov biliyordu.

Silahlı çeteye yardım eden kişiyi de Reşit ve Ravşan Züffarov hayvanlara bakması için getirmişti. Reşit Hoca'nın adamıydı.

20 yıllık gazeteciyim! 20 yıldır ticaretle uğraşıyorum. Türkiye'de iki tane şirketim, bir tane baskılı gazetem var. Ukrayna'da iki adet şirketim, bir tane FOND var.

İnanın Ukrayna'daki entrikalar karşısında aciz kaldım!

Nikolaev şehrinde Ahıskalıların yönettiği Kur'an Kursu'na da 141 inek ve dana, 450 koyun, 45-50 keçi ve derilerini verdim.

Akıbetini merak eden varsa, o kişilere sorabilirler.

Nikolaev'deki Türk iş insanlarına da sorabilirler.

Ahıska köylerindeki aileler biz adak eti almadık, bize parayla sattılar, dedi.

Ben eski defterleri açmak istemiyorum.

Türkiye, Ahıska Milletini kendinden görüyor, kucaklıyor. Fakire fukaraya yardım ediyor. El uzatıyor.

Üzücü ve kahredicidir ki, sırtından hançerleniyor.

Sırtından hançerlenen Türk insanı suçlu olamaz.

Ahıska köylerine sırtında et taşıyan bir gazeteci suçlu olamaz.

Ahıskalılar para kazansın, kalkınsın diye onların hayvanlarını satın alarak evinin bahçesinde kesip, etini ve derisini bırakıp giden insanlar suçlu olamaz.

Tüm bunlara rağmen;

Ukrayna'da Ahıska Milletine kol kanat geren, kardeşim diye kucaklayan ve sırtından hançerlenen Yusuf İnan suçlu diyorsanız, SUÇLUYUMDUR.

Bizim suçumuz, bu ülkeyi ve insanını sevmek!

Bizim suçumuz, Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığını kurup, tüm dünyadaki akrabalarımıza yardım için seferber olmak.

Onlara güvenmek!

Yardım etmek!

Dürüst olmak!

Vicdanlı olmak!

Türkiye'de çok sık söylenir. Doğrunun kayığı sallanır ama batmaz!

Biz Ahıska Milletini seviyor ve sayıyoruz.

Kıymet veriyoruz.

Kendi halkımıza vermediğimiz evleri Ukrayna'dan gelen Ahıskalılara verdik!