Ukrayna'daki savaşta üç ay sığınakta kalan İzyumlu aile yaşadıklarını anlattı
Oğlum patlamaları duymasın diye başını battaniye ile örttük
Ukrayna'daki savaşta üç ay sığınakta kalan İzyumlu aile yaşadıklarını anlattı: Oğlum patlamaları duymasın diye başını battaniye ile örttük
Ukrayna ordusunun Rus güçlerinden geri aldığı Harkiv bölgesine bağlı İzyum şehri sakini Litveninko ailesi, savaş sırasında 3 ay boyunca apartmanlarının bodrumundaki sığınakta yaşamak zorunda kaldıklarını söyledi. Anne Alona Litveninko, "Elektrik yoktu, el feneriyle karanlıkta oturuyorduk. Tüm bunları görmesin, duymasın diye engelli oğlumun başını battaniyeyle sarıyorduk" dedi.
Rusya ile Ukrayna arasında 24 Şubat'tan kısa süre sonra İzyum şehri, bölgedeki çatışmaların en şiddetli yaşandığı yerlerden biri oldu.
Rus güçlerinin elinde 6 ay kalan şehrin kontrolü, yaklaşık 10 gün önce yeniden Ukrayna'ya geçti. Şehirdeki bazı aileler evlerini terk etmek istemediği için bazıları ise maddi imkansızlıktan dolayı savaş sırasında İzyum'da kalmaya devam etti.
Alona-Eduvart çifti ve 32 yaşındaki engelli oğulları Victor savaş sırasında şehirde kalanlardan.
Maddi durumları iyi olmayan aile Eylül 2021'de 3 aylığına Çekya'ya çalışmaya gitmiş. Yılbaşını evlerinde geçirmek için İzyum'a dönen aile, savaş başlayınca kentten ayrılamamış.
Tek odalı bir apartman dairesinde 32 yıldır yaşayan Litveninko ailesi, savaşta yaşadıkları zor günleri anlattı.
Yakındaki bir binanın vurulması nedeniyle evin camlarının kırıldığını, duvara monteli televizyonun da yere düşerek parçalandığını aktaran aile, buna rağmen evlerinde kalmaya devam ettiklerini ve bulabildikleri naylonlarla pencereyi kapatmaya çalıştıklarını kaydetti.
Litveninko ailesinin yaşadığı apartmanda, her aile ortak mutfak ve tuvaleti kullanıyor
Şehir yeniden Ukrayna'nın kontrolüne geçse de doğal gaz ve elektrik olmadığı için yemekler odun ateşinde pişiriliyor. Odun ateşinden çıkan duman mutfağı kaplıyor.
Ailenin 3 ay boyunca kaldığı sığınağın hali ise bu apartmanda yaşayanların savaş boyunca ne zor günler geçirdiğini gözler önüne seriyor.
Bodrum katından bozma sığınakta ne mutfak ne de tuvalet bulunuyor. Nefes almanın zor olduğu bu sığınakta, savaş döneminde apartman sakinlerinin yattıkları yataklar yerinde duruyor.
"EL FENERİYLE KARANLIKTA OTURUYORDUK"
Anne Alona savaşın başlarında şehirlerinde her şeyin normal olduğunu, Harkiv merkezinin vurulduğunu haberlerden öğrendiklerini belirtti.
Daha sonra İzyum'un vurulmasıyla kendileri için zor günlerin başladığını söyleyen Alona, "Televizyonda Harkiv'in bombalandığına dair haberler vardı. Sonra bizi bombalamaya başladıklarında genelde hep sığınakta oturduk. Oradan hiç çıkmıyorduk. Elimizde olan gıda malzemelerinden, konservelerden yemek hazırlıyorduk. Hepimiz orada yemek yedik." dedi.
Sığınaktaki şartların kendilerini oldukça zorladığını dile getiren Alona, "Elektrik yoktu, el feneriyle karanlıkta oturuyorduk. Nefes almaya dışarıya çıkıyorduk, orada da bombardıman vardı ve geri sığınağa koşuyorduk. Bu şekilde yaşadık." ifadesini kullandı.
"OĞLUM PATLAMALARI GÖRMESİN, DUYMASIN DİYE BAŞINA BATTANİYE SARIYORDUK"
Ailenin engelli oğlu Vital de bu korkunç savaşın şahitlerinden.
Anne Alona, oğlunun savaşı hissetmemesi için çaba harcadıklarını kaydederek, "Evimiz de hasar aldı, beton plakları başımıza yıkılacak sandım. Biz öylece oturuyorduk. Tüm bunları görmesin, duymasın diye Victor'un başını battaniyeyle sarıyorduk." diye konuştu.
"Çekik gözlü" diye tarif ettiği Rus güçlerinin, evlerinin kapısına tekme atarak içeri girdiğini ve arama yaptığını dile getiren Alona, şöyle devam etti:
"Ellerinde tüfeklerle girdiler. İzinsiz her şeyi açtılar, buradaki kutuları açtılar, bakıyorlardı, bir şeyler arıyorlardı. Ne aradıklarını da bilemiyorum. Benden para istediler, ben de param olmadığını söyledim. Ona cüzdanı açtım ve içinde sadece 5 Grivna olduğunu gösterdim. Onlara, 'Param olsa buradan çoktan gitmiş olurdum' dedim. Victor'a koridora doğru koştu.
. Ona 'Ellerini yukarıya kaldır' diye emir verdiler, ben ise oğlumun engelli olduğunu ve ellerini kaldırmayacağını söyledim. Oğlum bir elini kullanamıyor. Biri beni silah tehdidiyle tutuyordu, diğeri de oğlumun ayaklarına doğru ateş açtı. Silaha karşı ne yapabilirdik ki? Öylece karşılarında çaresizce duruyorduk, Çocuk titriyordu."
NTV