Ukrayna'nın 'toprak bütünlüğü'nün talep edildiği Barış Zirvesi bildirisine 8 ülke onay vermedi

Barış Zirvesi bildirisine 8 ülke onay vermedi

Ukrayna'nın 'toprak bütünlüğü'nün talep edildiği Barış Zirvesi bildirisine 8 ülke onay vermedi




Ukrayna'nın 'toprak bütünlüğü'nün talep edildiği Barış Zirvesi bildirisine 8 ülke onay vermedi

Ukrayna Barış Zirvesi'ne katılan 80 ülke sonuç bildirisinde Ukrayna'nın 'toprak bütünlüğünün' herhangi bir barış anlaşmasının temeli olması gerektiğini onaylarken sekiz ülke bildiriyi imzalamadı.

Ukrayna Barış Zirvesi'ne katılan 80 ülke ortak bir çağrıda bulunarak Ukrayna'nın "toprak bütünlüğünün" Rusya'nın işgalini sona erdirecek herhangi bir barış anlaşmasının temeli olması gerektiğini belirtirken, zirveye katılan sekiz ülke yayınlanan çağrıya katılmadı.

Çoğunluğunu Batılı ülkelerin oluşturduğu, ancak gelişmekte olan bazı önemli ülkelerin de yer aldığı yaklaşık 100 delegasyon konferansta hazır bulunurken, uzmanlar da bu delegasyonların sonuç bİldirisinin arkasında nasıl ve ne şekilde sıralanacaklarını görmek için tetikteydi.

Katılımcılardan Suudi Arabistan, Hindistan, Güney Afrika, Tayland, Endonezya, Meksika, Brezilya ve Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) nükleer güvenlik, gıda güvenliği ve mahkumların değişimi konularına odaklanan sonuç bildirisini imzalamayanlar arasındaydı.

Ortak bildiride Birleşmiş Millerler (BM) tüzüğünde yer alan "toprak bütünlüğü ve egemenliği saygı"nın Ukrayna'da "kapsamlı, adil ve kalıcı bir barışın sağlanması için bir temel teşkil edeceği" belirtildi.

İsviçre'nin Burgenstock tatil beldesinde iki gün süren konferansa davet edilmeyen ancak pek çok katılımcının barışa giden yol haritasına katılmasını umduğu Rusya'nın yokluğu dikkat çekti.

Analistler, iki gün süren konferansın savaşı sona erdirme konusunda çok az somut etkisi olacağını çünkü savaşı başlatan ve sürdüren ülke olan Rusya'nın davet edilmediğini söylüyor. Toplantıya katılmayan kilit müttefiki Çin ve gözlemci olarak toplantıda hazır bulunan Brezilya, barışın sağlanması adına alternatif yolları birlikte hazırlamaya çalıştılar.

Toplantı aynı zamanda Gazze'deki çatışmaların tüm dünyanın dikkatini çektiği bir dönemde savaşa yeniden dikkat çekmeye çalıştı.

Sonuç bildirgesinde nükleer güvenlik, gıda güvenliği ve esir değişimi gibi üç tema öne çıktı. İtalya Başbakanı Giorgia Meloni bu temaların Rusya ile müzakereler için "asgari koşullar" olduğunu söyledi ve Kiev ile Moskova arasındaki diğer pek çok anlaşmazlık konusunun üstesinden gelmenin daha zor olacağını ima etti.

Bildirgede, nükleer enerji ve tesislerin her türlü kullanımının güvenli, emniyetli, korunaklı ve çevreye duyarlı olması gerektiği belirtilerek, Zaporijya Nükleer Santrali de dahil olmak üzere Ukrayna'nın nükleer enerji santralleri ve tesislerinin tam egemenlik kontrolü altında, IAEA ilkelerine uygun olarak ve onun denetimi altında emniyetli bir şekilde çalışması gerektiği vurgulandı.

"Ukrayna'ya karşı devam eden savaş bağlamında herhangi bir nükleer silah tehdidi veya kullanımı kabul edilemez," ifadelerinin yer aldığı bildirgede ayrıca, küresel gıda güvenliğine yönelik saldırıların kabul edilemeyeceğinin de altı çizildi.

Gıda ürünlerinin kesintisiz üretimine ve tedarikine bağlı olduğu belirtilen küresel gıda güvenliği bağlamında serbest, tam ve güvenli ticari seyrüseferin yanı sıra Karadeniz ve Azak Denizi'ndeki deniz limanlarına erişimin önemi vurgulandı.

Limanlarda ve güzergah boyunca ticari gemilere, sivil limanlara ve sivil liman altyapısına yönelik saldırıların kabul edilemez olduğu ifade edildi.

"Gıda güvenliği hiçbir şekilde silah haline getirilmemeli. Ukrayna tarım ürünleri ilgili üçüncü ülkelere güvenli ve serbestçe sağlanmalı," denildi.

Tüm savaş esirlerinin serbest bırakılması gerektiği belirtilen bildirgede, sınır dışı edilen ve hukuka aykırı olarak yerlerinden edilen tüm Ukraynalı çocuklar ve hukuka aykırı olarak gözaltına alınan diğer tüm Ukraynalı sivillerin Ukrayna'ya iade edilmesi talebi yinelendi.

"Barışa ulaşmanın tüm tarafların katılımını ve diyalogunu gerektirdiğine inanıyoruz," denilen bildirgede, gelecekte tüm tarafların temsilcilerinin daha fazla katılımı ile somut adımlar atılmasına karar verildiği belirtildi.

Katar Başbakanı ve Dışişleri Bakanı Şeyh Muhammed bin Abdulrahman Al Thani ise bir gün önce yaptığı açıklamada zengin Körfez ülkesinin Ukraynalı çocukların aileleriyle yeniden bir araya getirilmesi için hem Ukraynalı hem de Rus heyetlerle görüşmelere ev sahipliği yaptığını ve şu ana kadar 34 çocuğun yeniden aileleriyle bir araya getirildiğini kaydetti.

Beyaz Saray Ulusal Güvenlik danışmanı Jake Sullivan, Cumartesi günü gazetecilere yaptığı açıklamada, bunun için "çalışmak gerektiğini" ve ülkelerin Katar gibi ülkelerin çabalarını desteklemek için adım atması gerektiğini söyledi.

Sullivan, "Rusya'nın burada yaptıklarının kınanması ve tersine çevrilmesi gerektiğini söylemek için uluslararası toplumun, sadece ABD ya da Avrupa'dan gelen seslerin değil, sıra dışı seslerin de dikkatini çekmesi gerekecek" dedi.

Ukrayna hükümeti 19,546 çocuğun sınır dışı edildiğini ya da zorla yerlerinden edildiğini söylerken, Rusya Çocuk Hakları Komiseri Maria Lvova-Belova da daha önce en az 2,000 çocuğun Ukrayna yetimhanelerinden alındığını belirtmişti.

Karadağ Başbakanı Milojko Spajic Pazar günü düzenlenen toplantıda, "Üç çocuk babası biri olarak, binlerce Ukraynalı çocuğun zorla Rusya'ya ya da Rusya'nın işgali altındaki Ukrayna topraklarına gönderilmesinden derin endişe duyuyorum" dedi.

Spajic, "Ukraynalı çocukların Ukrayna'ya geri dönmesi için bu masada bulunan hepimizin daha fazlasını yapması gerekiyor" diye ekledi.

EURO NEWS