Ülkücülerin oyları ciro edilebilir mi?
Kılıçdaroğlu ülkücüleri yanına alabilir mi?
Ülkücülerin oyları ciro edilebilir mi?
ARSLAN BULUT YAZDI...
MHP'nin 7 Haziran 2015 seçimlerinden sonra alenen, Tayyip Erdoğan ve AKP'yi desteklemesi ve seçimlerin de yaklaşması üzerine, kendilerini ülkücülerin oylarını ciro etmek mevkiinde görenler, inanılmaz çıkışlar yapıyor!
CHP Genel Başkan Başdanışmanı Tuncay Özkan'ın paylaştığı bir videoda, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun ülkücü bir grupla buluştuğu ve kendisine "Bozkurt Kemal" diye hitap edildiği görülüyor. Videoda bir kişi "Bir olacağız, diri olacağız, hep beraber olacağız. Allah yolunu açık etsin Sayın Genel Başkanım. Yolun açık olsun Sayın Genel Başkanım. Şeref verdiniz, şeref. Ülkücülere şeref verdiniz Sayın Genel Başkanım" derken başka birinin de "Ayağınıza sağlık Genel Başkanım" diye bağırdığı duyuldu.
"Alparslan Türkeş'in doktoru" olarak bilinen Selim Kaptanoğlu da Kemal Kılıçdaroğlu'nun katıldığı "Önce Türkiye Buluşması"nda bir konuşma yaptı ve CHP liderinin son 4-5 yıldır izlediği politikayı "Türk milletini birleştirici, bütünleştirici, bir araya getirici" olarak yorumladı. Kaptanoğlu, "Sayın genel başkanın çizdiği politikayı hepimiz anlamamız lazım. Ben inanıyorum gidecekler, hiç yolu yok. Ülkücüler olarak sonuna kadar yanınızdayız, biz bu işi bitireceğiz" dedi.
***
Kemal Kılıçdaroğlu, bir grup ülkücü ile buluşurken, CHP Parti Meclisi Üyesi Nevaf Bilek katıldığı bir etkinlikte, "Diyarbakır, Kürdistan'ın bir parçasıdır" dedi!
Geçtiğimiz yıl Aralık ayında ise Kılıçdaroğlu'na danışmanlık yapan eski Ülkü Ocakları Genel Başkanı Alaattin Aldemir, Almanya'nın Sesi sitesi için Nevşin Mengü'nün sorularını cevaplandırırken, "Kürtler bu coğrafyada bizden önce de vardı. PKK, Kürt sorununu çıkaran bir yapı değildir. Kürt sorunu olduğu için PKK çıkmıştır" demişti!
Aldemir, "devleti yeniden inşa etmek" ve "eşit vatandaşlık temelinde yeni anayasa yapmak"tan da söz etmişti. Eşit vatandaşlık, CHP'nin 2018'de, 21 maddelik kurultay bildirisinde de yer almıştı.
Bilindiği gibi bu politikaları AKP de çözüm sürecinde savunmuştu. Asıl olarak bu tür söylemleri, PKK terör örgütünün başı Abdullah Öcalan kullanıyor. Öcalan, devletin "eşit vatandaşlık temelinde, Türklerin ve Kürtlerin ortak vatanı" olarak yeniden inşa edilmesini istiyor!
***
Cumhurbaşkanlığı başdanışmanı Mehmet Uçum da 30 Aralık 2015 tarihli yazısında, "1924'le birlikte Kuruluş Felsefesi'ne geçildi ve bu Kuruluş Felsefesi -- dışlayıcı ve baskıcı -- ulus yaklaşımı üzerine kuruldu. Bu felsefeden ise, tek etnik ve lengüistik (dilsel) kimlik esaslı Türk Milleti ideolojisine dayanan devlet pratikleri çıktı.
Kuruluş Felsefesi, 2002'den itibaren Türkiye Toplumu tarafından tasfiye sürecine sokuldu. İkinci kuruluş dönemi diyebileceğimiz bu sürecin felsefesi -- kapsayıcı ve özgürlükçü -- millet yaklaşımıdır. İşte bu yaklaşımı benimseyen Türkiye toplumunun bugün oluşturmaya çalıştığı millet, artık Türkiye Milletidir.
Yani, dışlayıcı ve baskıcı Türk Milletinden kapsayıcı ve özgürleştirici Türkiye Milletine geçiş sürecinde Kürt sorununun kalıcı çözümünün gerçekleşeceği bir siyasal realite söz konusudur. Gerçekten de Türkiye Toplumu, özellikle AK Parti hükümetleriyle birlikte bir Türkiye Milleti inşa süreci yürütüyor." demişti.
***
Görüldüğü gibi AKP'nin kuruluş felsefesi, Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluş felsefesi ile hesaplaşmaya dayalıdır. Türkiye'nin kuruluş felsefesini inşa eden CHP'nin de zaman zaman AKP ile aynı söylemi kullanması, ister iktidarın yanında isterse muhalif bloğun içinde olsun, ülkücüleri, bu hedeflere katkı yapar duruma düşürmüyor mu?
Ülkücülerin kendi felsefesine ne oldu? Çeşitli partilere dağılmış ülkücüler, kendi felsefeleriyle bir araya gelseydi tek başına iktidar da olurdu; Cumhurbaşkanını da kendi içinden seçerdi...
https://www.yenicaggazetesi.com.tr/ulkuculerin-oylari-ciro-edilebilir-mi-577698h.htm