Vera Nazım'ı hasta yatağında aldattı mı?

Unutulmamalıdır ki; Türkiye hala bir Nazım ve bir Necip Fazıl çıkaramamıştır.

Vera Nazım'ı hasta yatağında aldattı mı?




Vera Nazım'ı hasta yatağında aldattı mı?

Uzun zamandır Yalçın Küçük'ü anlamaya çalışıyorum.

Çünkü Yalçın Küçük popüler birçok insanın etkilendiği bir isim!

O nedenle Yalçın Küçük'ün hayatına mercek tutmak zorunda kaldım.

Gördüğüm manzara Yalçın Küçük'ün idealist biri olmadığı yönünde. Ancak zeki bir yazar olduğu bir gerçek. Gündemi ve olayları güzel okuyor. Daha doğrusu kimsenin bakmadığı bir pencereden bakıyor.

Kendisi Doğu Perinçek gibi Apo ile dost olmayı başarmış bir isim.

Yolu sık sık cezaevlerine düşmüş. Sivri çıkışlarıyla dikkatleri üzerine çekmiş.

Bugünkü şöhretini  dindar gruplara yaptığı eleştirilere borçlu.

Yalçın Küçük cezaevleri ve dini gruplara yaptığı eleştiriler nedeniyle parlamış, dikkatlari üzerine çekmeyi başarmış bir yazar!

Bu sayede kitapları geniş kitlelerin dikkatini çekmiş, Yalçın Küçük kaleminden para kazanmaya başlamış.

Yalçın Küçük sık sık cezaevlerine girip çıkmasaydı, bugünkü kadar şöhrete sahip olamazdı.

Anlaşılan o ki, Yalçın Küçük artık yaşlandı ve okunma oranı da düştü.

Muhtemeldir ki kitapları az satıyor, para da kazanamıyor.

Prof ünvanı da olan Küçük böylesi bir durumu kabullenmekte zorlanıyor. O nedenle de yeni çıkışlar, yeni maceralar arıyor...

Siyaset ve dini cemaatlerin tarlalarında artık ot bitmediğine göre Küçük'e alternatif madenler lazım!

Yalçın Küçük, aradığı o madeni kendisinin de iyi bildiği bir kitle üzerine kurmaya çalışıyor.

O nedenle de 3 Haziran 1963 tarihinde Rusya'da vefat eden Nazım Hikmet'in Azrail ile boğuşma anında karısı Vera Tulyakova’nın bir başka erkek ile Nazım'ı aldattığını yazıyor...

"Tulyakova, Nâzım Hikmet’i hiç sevmiş midir?" diye sorguluyor.

OdaTV'nin haberine göre Prof Küçük Nazım'ı cılızlaştırıyor ve zavallı bir durumda gösteriyor.

Atalarımız ne güzel söylemiş; “Ava giden avlanır” diye. Küçük 53 yıl önce vefat etmiş Nazım'a dil uzatırken kendi düştüğü durumu görmüyor.

Nazım kapalı bir toplum olan Türkiye'den Rusya'ya kaçtığında Rusya çok farklı bir sosyal yapıdaydı. O nedenle Nazım'ı sadece Vera ile hayal etmek saflık olur.

Nazım Rusya'ya kaçtığında 48 yaşındaydı.

Tam da son çılgınlık demleri.

Vera Nazım'ın son demirlediği liman olabilir veya birlikte yaşadığı bir kadın. Vera Nazım'ı sevmiş veya sevmemiş o dönemin o coğrafyasında bu tür duygular çok da önemli değildi.

Hala da aynı...

Aşık olmak, aşkından ölmek gibi haller Türk ve Müslüman kimliğinde olan şeyler.

O coğrafyanın kültürünü bilmeyenlerin Türkiye'deki pencereden bakarak kitap yazması, değerlendirme yapması Türkiye'de ilgi görebilir.

Dış dünyada ise gülünç duruma düşürür.

Yalçın Küçük'ün yıllar sonra sol kesimin idolü bir insanı yermesi, Türk toplumu nezdinden küçük düşürmeye çalışması, bence yaşlılık sendromudur.

Benzer duruma Hüseyin Üzmez de düşmüş, Şu Bizimkiler adlı kitabında Necip Fazıl'ı sümsük ve asalak bir adam olarak anlatmıştır.

Bana göre Üzmez ve Küçük yanlış yolda. İki deha şairi sosyal hayatı üzerinden vurmak, onların üzerinden ilgi odağı olmaya çalışmak son çırpınıştır.

Unutulmamalıdır ki; Türkiye hala bir Nazım ve bir Necip Fazıl çıkaramamıştır.

Emin olun, Üzmez ve Küçük'ün yeri hiç boş kalmaz.

Tarih: 2016-03-12 07:18:43 / News2023.com

YUSUF İNAN / ŞEHİTLER ÖLMEZ

www.sehitlerolmez.com

Twitter@Yusufinan2023

İnstagramyusufinan2023

E-Mail: [email protected]