Verilen süre doldu: Suriyeliler İstanbul’dan ayrıldı mı?
Suriyelilerin büyük bir bölümü İstanbul’u terketti.
İstanbul Valiliği’nin Suriyeli sığınmacılara tanıdığı süre sona erdi. Uzmanlara göre sürenin üçüncü kez uzatılması mümkün olsa da, riske girmek istemeyen Suriyelilerin büyük bir bölümü İstanbul’u terketti.
Ağırlıklı olarak Suriyeli sığınmacılara hizmet veren, özel poliklinikte hemşire olarak çalışıyordu 28 yaşındaki Muhammed Najjer. Dört yıl önce Suriye'deki iç savaştan kaçarak önce Bursa'ya, ardından da halası ve kuzenlerinin yaşadığı İstanbul'a gelmişti. Mutluydu. İstanbul'da kendisi gibi savaştan kaçanlara yardımcı olduğu bir işi, evi, ailesi ve dostları vardı. Ta ki Valilik kararıyla sığınmacıların, kayıtlı olduğu illere gönderilmesi gündeme gelene kadar.
Kayıtlı olduğu Bursa'ya geri dönmek zorunda kalan Najjer, "Biraz birikmiş param vardı. Onunla altı arkadaş, bir ev tuttuk. İş arıyorum ama burada mesleğimi yapabilmen imkansız” diyor.
Valiliğin 30 Ekim'e kadar tanıdığı süre sona ermeden birkaç hafta önce Esenler Otogarı’ndan bindiği otobüsle Bursa'ya geri dönmüş genç adam. "Mutsuzum, geleceğime dair endişeliyim” diyor telefonun diğer ucundaki ses. Yarı ağlamaklı, titreyerek… Birkaç gün önce dikiş atölyesinde bir iş bulmuş. Çalışma şartları ağır, alacağı ücret azmış. Anlaşamamış patronla. Şimdilerdeyse ofis işi bakıyor. Mesleği olan hemşirelikten yana ümidiyse hiç yok.
Valilik, daha önce de Temmuz ve Ağustos aylarında aynı kararı almış ancak uygulayamamıştı. Kayıtlı olduğu illere dönmeleri için Suriyeli sığınmacılara 30 Ekim'e kadar süre verilmişti.
Farklı illere kayıtlı sığınmacılar, o illerdeki iş problemi nedeniyle İstanbul'a gelmek zorunda kalmışlardı. Çoğu burada iş bulmuş, ev tutmuş, aileleri ile bir düzen kurmuştu. İstanbul'da evlenen Suriyeliler dahi vardı. Hatta onlar arasında eşlerden birinin İstanbul'a, diğerinin ise başka illere kayıtlı olanları da bulunuyordu.
Avukat İbrahim Ergin
İstisnalar sistem nedeniyle kayıt edilemedi
Şartları göz önüne alan Valilik, 27 Ağustos'ta bir basın açıklaması yayımladı. Buna göre 2018-2019 öğrenim döneminde İstanbul'da öğrenim gören; aile fertlerinden biri İstanbul'a kayıtlı olan ve İstanbul'da yatırımı bulunan ya da istihdam sağlayan Suriyeliler kayıt yerini değiştirebilecekti. Bu özellikleri taşıyan Suriyeli sayısı bilinmiyordu. Göç idarelerine belgeleriyle birlikte başvuranlar, İstanbul'a kayıtlı olabileceklerdi. Ancak işler planlandığı gibi yürümedi.
Mülteci hakları üzerine çalışmalar yürüten avukat İbrahim Ergin, sistemin aksaklıklar nedeniyle düzgün çalışmadığını söylüyor. Ergin'e gِre gِç idarelerindeki teknik eksiklik ve personel yetersizliği nedeniyle yığılmalar yaşandı ve bu özellikleri taşıyan Suriyelilerin çoğunun kayıt işlemi gerçekleştirilemedi.
Daha önce Valilik tarafından verilen ve iki kez ertelenen tarihlerden sonra Suriyelilerin bir kısmı yakalanarak kayıtlı olduğu illere gönderilmişti.
Avukat Ergin, bu durumu ‘Suriyeli avı’ olarak nitelerken, bu defa böyle bir girişime başvurulmadığını da sözlerine ekliyor: "Teknik aksaklıklar nedeniyle Valilik tarafından açıklanan özelliklere uygun Suriyelilerin kaydı yapılamadı. Bu bilindiği için de daha önce olduğu gibi Suriyeli sığınmacılar yakalanıp kayıtlı olduğu illere gönderilmiyor. Biz bu konuda uzman insanlar olarak, tarihin bir kez daha erteleneceğini düşünüyoruz.”
Muhammed K.
Suriyeli sığınmacılar arasında, kaydını İstanbul'a aldırmayı başaranlar da var. 24 yaşındaki Halepli Adil, onlardan biri. Adil de Najjer gibi Bursa'ya kayıtlı. İstanbul'da uzun süredir çalıştığı bir işi var. İstanbul'a kayıtlı dayıları ve kuzenleriyle birlikte yaşıyor. Göç idaresine gidip girişimde bulunsa da, yoğunluk nedeniyle istediğini alamamış. Sonrasındaysa Suriyeli STK'lara başvurmuş ve onlar aracılığıyla kaydını İstanbul'a aldırmış. Hikayesini büyük bir mutlulukla anlatıyor. "Peki, ya arkadaşların?” diye sorduğumuzdaysa yüzündeki mutluluk yerini hüzne bırakıyor. "20'den fazla arkadaşım gitmek zorunda kaldı. Şimdi gittikleri yerde çok zor şartlarda hayata tutunmaya çalışıyorlar” diyor.
Suriyelilerin ağırlıklı olarak yaşadığı Kumkapı’da alıyoruz soluğu. Alışılmışın dışında Arapça konuşanların sayısında belirgin bir düşüş gözlemliyoruz. Muhammed K., üç yıldır yerel yemekler yapan bir restoran işletiyor. Kendisi aynı zamanda döner tezgahının başında da duruyor. Bu durumu ise şöyle açıklıyor: "Yanımda 10'dan fazla Suriyeli çalışıyordu. Ben İstanbul'a, onlar ise başka illere kayıtlıydı. Valilik kararı sonrası riske girmemek için hepsi İstanbul'u terketti. Burada ekmek paralarını kazanıyorlardı. Şimdiyse bir bilinmeze doğru yola çıktılar.” 33 yaşındaki adamın dediğine göre birkaç gün öncesine kadar otogar, farklı şehirlere gitmeye çalışan Suriyelilerle doluydu.
Suriye Nur Derneği Başkanı Dr. Mehdi Davud
Suriyelilerin düşmanı, ‘sanal Suriyeliler'
Suriye'deki iç savaş 2011'de patlak verdi. O günden beri de Türkiye'ye gelen sığınmacıların sayısı her gün artış gösterdi. Resmi kayıtlara göre Türkiye'deki Suriyeli sığınmacı sayısı 3,5 milyona dayanmış durumda. Peki, ne oldu da Valilik, İstanbul'a kayıtlı olmayan sığınmacıların şehri terketmesini istedi?
Suriye Nur Derneği Başkanı Dr. Mehdi Davud'a gِre bu durumun sebebi ‘sanal Suriyeliler'. Resul Aynlı bir Kürt olan Davud, ‘sanal Suriyeli' meselesine şöyle açıklık getiriyor: “Medya ve birbirini Suriyeliler üzerinden vurmaya çalışan siyasiler öyle bir algı yarattı ki Türkiye toplumu Suriyelilerden nefret etmeye başladı. Kafalarda, sürekli nargile içen, sahilde güneşlenen, Kızılay’dan gıda yardımı yapılan, devletten maaş alan, sürekli suça karışan bir ‘sanal Suriyeliler’ imajı var.”
Aynı zamanda tıp doktoru olan ve Suriyeli sığınmacılara sağlık hizmeti veren Davud’a, kaç sığınmacının İstanbul’u terkettiğini soruyoruz. Ellerinde buna dair bir veri olmadığını söyleyen doktor şöyle devam ediyor: “Sürekli iletişimde olduğumuz dört binden fazla Suriyeli vardı. Bunların neredeyse tamamı şehri terketti. Sığınmacılar hem bu nefretten hem de sürenin dolmasıyla sınır dışı edilecekleri ihtimaliyle endişelilerdi. Başlarına bir şey gelmemesi için gittiler.”
Tunca Öğreten
Deutsche Welle Türkçe